Balıkesir’e ‘Hidrojen Vadisi’ kuruluyor, sanayide hidrojen devrimi getirecek
Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, 'Taktik araç olarak, yani muharebeye gidecek araç olarak baktığımızda önümüzdeki 30 senede askeri araçların tam elektrikli olma ihtimali yok' diyor.
Elektrikli araçlar tüm dünyada ulaştırmanın önemli bir parçası haline gelmeye başladı. Türkiye de yerli elektrikli aracı Togg ile bu kervana katıldı. Bunun yanısıra ülkemizdeki bazı otomotiv şirketleri yavaş yavaş elektrikli kamyon ve ticareiaraç üretimine ilişkin çalışmalara başladı. Ancak askeri araçlar için bilinen .öyle bir çalışma yok.
Altay tankının yaratıcısı ve Türkiye’nin önde gelen savunma sanayi şirketlerinden Otokar’ın Genel Müdürü Serdar Görgüç de elektrikli araç konusunun dünyada bir trend olarak yükseldiğini ancak tam elektrifikasyon konusunun askeri araçlar için uygun olmadığını belirtiyor.
Görgüç aracı üretip, deneyip ve sıkıntılarını gördüklerini belirterek şunları söylüyor:
“Birçok problemi var. Destek araçları var onlar elektrikli olabilir. Ama taktik araç olarak yani muharebeye gidecek araç olarak baktığımızda tam elektrikli olma ihtimali önümüzdeki 30 senede imkansız. Ama hibrit olabilir, hibrit başka bir şey. Hibritin bazı zorlukları var askeri kullanımda ama çok da avantajı var bazı durumlarda. Dolayısıyla hibrit araçlar giderek yaygınlaşacak onu diyebilirim.”
Görgüç askeri araçlarda dizel yakıt türünün kullanılmaya her zaman devam edileceğine ilişkin öngörüsünü de paylaşıyor. Otokar Genel Müdürü Görgüç’e göre askeri araçlarda dizel her zaman olacak. Ana muharebe tanklarının elektrikli olmasının hala yakın ve orta vadede imkansızlığına işaret ederek şöyle konuşuyor:
”Çünkü elektronik yük dediğimiz uydu, dronelar vs. o kadar çok artıyor ki elektrik tüketimi giderek artıyor. Giderek arttıkça onları destekleyecek tam elektrikli bir sistem imkansız hale geliyor aslında. Dolayısıyla ağır sınıf araçlarda bu böyle gidecek.”
Otokar 2022 yılını yaklaşık 320 milyor dolarlık savunma sanayi ürünü ihracatıyla kapattı. Dünyanın dört bir yanında çok sayıda ülkeye satış yapıyor. Görgüç, Avrupa’nın önemli ülkelerinin kendi askeri araçlarını üretme kabiliyeti olduğunu ve dolayısıyla hedef pazarlar olarak kendi üretimini yapamayan diğer Avrupa ülkelerine odaklandıklarını söylüyor.
Sürdürülebilir enerji kaynakları arasında son dönemde öne çıkan hidrojen de Otokar’ın radarında bulunuyor. Ticari araç sektöründe hidrojen konusunun da konuşulduğuna dikkati çeken Görgüç şöyle konuşuyor:
“Hidrojen bu haliyle zaten çok kullanılabilir değil askeri araçlarda. Hidrojen için ticari araçlarda özel çalışma yapıyoruz. Örneğin Avrupa Avrupa Birliği destekli 3 projemiz var. Ticaride hidrojen bana teknik olarak daha doğru geliyor. Şimdilik yaygınlaşmamasının tek nedeni naklindeki zorluklar. Hidrojen basma, hidrojen petrol istasyonu konusu en büyük dert. Yani tabii bizim ana konumuz değil ama esas en büyük araştırma geliştirme fonları ona veriliyor.”
Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, elektrikli otobüslerde kullanılan pillerin dönüşümünün de önemli olduğuna değiniyor. On iki metre uzunluktaki bir belediye otobüsündeki pilin ağırlığının yaklaşık 2 buçuk ton, körüklü araçta ise 3 ton olduğunu belirten Görgüç şöyle konuşuyor:
“Bu pillerin ömrü, hızlı şarjla kullanılırsa on yıl. On yıl sonra yavaş şarj yapabiliyorsunuz. Evlerde elektrik üretmek içi kiremitlere güneş panelleri koyarak kullanılınca bir on yıl da ondan geliyor. Yirmi yıl sonra normal bir belediye otobüsünden çevreye zararlı iki buçuk ton bir atık pil çıkartıyorsunuz. İkinci hayat da veriyoruz pile, evlerde kullanılabiliyor. Onunla da ilgili çalışıyoruz biz şu anda. Çünkü Avrupa Birliği’ne sattığımız araçların ömür devri yönetimindeki zararlı atıklarından da biz sorumluyuz. Dolayısıyla eğer bambaşka bir teknolojide nikel kobalt, lityum iyon olmayan bir pil bulunmazsa elektriklinin idame etmesi zor.”