Erdoğan ‘İnşallah yurtdışından kredi akışı başlıyor’ dedi ve enflasyon için Eylül 2024’e tarih verdi
İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, Türkiye ekonomisindeki ortodoks dönüşümle ilgili kaleme aldığı analizde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinden bu yana alışılmadık fikirlerinden vazgeçmiş göründüğünü belirtti.
Financial Times gazetesi Türkiye ekonomisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomiye bakışını anlatan geniş bir analiz yayınladı. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçildiğinden beri alışılmadık fikirlerinden vazgeçmiş görünüyor. Ancak yatırımcılar temkinli olmaya devam ediyor’ yorumunun yapıldığı Financial Times’ın analizinde şu görüşlere yer verildi:
– Daha önce faiz oranlarını “tüm kötülüklerin ana ve babası” olarak nitelendiren ve yüksek borçlanma maliyetlerinin dizginlerinden boşanan enflasyonu tedavi etmek yerine neden olduğunda ısrar eden bir liderin sözleri Türkiye’de ve dünya çapında finans koridorlarında yankılandı.
-Türkiye ekonomisi Erdoğan’ın iktidarda olduğu 20 yıl boyunca hızla büyüdü ve yıllık üretim artışı enflasyondan arındırılmış bazda ortalama yüzde 5,5 oldu.
-Ancak her ne pahasına olursa olsun büyüme zihniyeti enflasyonda acı verici seviyelere ulaşılmasına yol açtı: 2021’in başından bu yana tüketici fiyatlarındaki artış resmi olarak yıllık ortalama yüzde 55 oldu.
– Kötüleşen ekonomik zemin ve Erdoğan’ın ekonomi alanında giderek daha sıkı kontrol sahibi olması – 2019’un başından bu yana beşinci merkez bankası başkanını göreve getirildi- son yıllarda yabancı sermayenin Türkiye piyasalarından kaçmasına neden oldu.
-Türkiye, 2021’den bu yana TL’yi istikrara kavuşturmak için arka kapıdan dövize müdahalelerinde on milyarlarca dolar harcadı ve aynı zamanda şirketleri döviz tuttukları için cezalandıran sürekli değişen kurallar ve düzenlemeler uyguladı.
-Birçok ekonomist, Erdoğan’ın rotasını değiştirmemesi halinde ülkenin mali bir felakete sürükleneceği konusunda derin endişeler taşıyordu. Erdoğan ateşli kampanya mitingleri sırasında Türkiye ekonomisini vuranın kendi politikaları değil uluslararası güçler olduğunda ısrar etti.
-Geçtiğimiz dört ay boyunca Şimşek ve ekibi yıllarca süren geleneksel olmayan politikaların düğümlerini çözmeye çalışırken, yatırımcı dostu yetkililerin başkan tarafından üst düzey politika yapıcı rollere atanması için baskı yaptı.
-Eski Goldman Sachs bankacısı Hafize Gaye Erkan’ın ilk kadın merkez bankası başkanı olarak atanması, ekonomik ortodoksluğa doğru özellikle önemli bir adım olarak görüldü.
-Erdoğan’ı bu kez ekonomi politikalarında rota değiştirmeye iten şeyin ne olduğu tam olarak bilinmiyor.
-Ancak birçok yönetici, iş yapmayı çok zorlaştırdığından şikayet ettikleri yeni politikaların düzensiz bir şekilde uygulanmasından ve mevcut politikalarda yapılan değişikliklerden dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda. Türkiye’nin en önemli şirketlerinden drone yapımcısı Baykar’ın CEO’su Haluk Bayraktar, haziran ayında kamuoyu önünde faiz politikasındaki değişikliği övdü. Kardeşi Selçuk, Erdoğan’ın damadı olan Haluk Bayraktar “Enflasyon kanserse, faiz de kemoterapidir. Tabii ki ikisinin de düşük seviyelerde olması idealdir. Ancak bu aşamada enflasyon üstesinden gelmek zorunda olduğumuz en önemli sorundur” dedi.
-Merkez Bankası eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Hakan Kara “Eğer eski politikalar devam ettirilmesi ödemeler dengesi krizine neden olabilir ya da sıkı sermaye kontrolü getirilebilirdi” diyor.
-Federal Reserve eski ekonomisti ve Koç Üniversitesi öğretim üyesi Selva Demiralp da eski politikaların büyük bir ihtimalle çok derin durgunluğa neden olacağını söylüyor.
-Yine adının açıklanmasını istemeyen eski bir üst düzey siyasetçi, Erdoğan’ın faiz oranları konusundaki fikrini değiştirdiğine dair güçlü şüpheleri olduğunu söylüyor ve Cumhurbaşkanı’nın sabrının her an tükenebileceği uyarısında bulunuyor.
-Erdoğan’ın yüksek faiz oranlarının enflasyonu tedavi etmekten ziyade enflasyona neden olduğu yönündeki teorisini hala destekleyip desteklemediği sorulduğunda, Yardımcısı Cevdet Yılmaz şunları söyledi: “Orta ve uzun vadede bu politikaların uygulanmasıyla hem enflasyonun hem de faiz oranlarının düşmesini bekliyoruz.”