Kendi faizini arttırmayan Merkez, bankalardan TL’ye yüksek faiz vermesini istiyor
Kur korumalı mevduatı (KKM) sadece ekonomik boyutuyla değerlendirmek doğru değil. KKM’nin Türkiye’ye çok ağır bir yükü oldu ama iktidara bir seçim daha kazandırdı. Çünkü KKM devreye girmese Türkiye ödemeler dengesi krizine gidiyordu, KKM bunu önledi.
Bugün kur korumalı mevduatın (KKM) 3. yıldönümü. KKM 20 Aralık 2021’de kabine toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurulmuş, uygulama 21 Aralık’ta yürürlüğe girmişti. Türkiye o günlerde kur krizi yaşıyordu, dolar patlamış, 18.4 TL’ye yükselmişti ve nerede duracağı belirsizdi. Biraz tasarrufu olan her şeyini yitireceği korkusuyla dolara koşuyordu. Yolun sonunun ödemeler dengesi krizine çıkacağı belliydi. Türkiye 2001 Krizi’ne benzer çok ağır bir kriz tehlikesiyle yüz yüzeydi.
KKM bu tehlikeyi bertaraf etti. Dolar daha Erdoğan konuşurken düşmeye başlamıştı, 20 Aralık 2021 gecesi 11 TL’ye kadar düşecekti. Ekonomi tarihine geçen bir geceydi…
İlk anda dolardaki sert düşüşün kur korumalı mevduata vatandaşların gösterdiği büyük teveccühten kaynaklandığı düşünüldü. Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati böyle söylüyordu. Sadece o mu? İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da vatandaşların KKM’nin çıktığını duyar duymaz döviz bozmaya koştuğunu söylemişti. Aran’a göre “21 Aralık’ta 1.75 milyar döviz bozdurulmuştu.”
Bunun doğru olmadığı kısa süre sonra anlaşılacaktı. Uğur Gürses bir gün sonra T24’te yayınlanan yazısında şöyle diyordu: “20 ve 21 Aralık günlerinde toplam 7 milyar doların yine arka kapıdan kamu bankaları aracılığıyla satıldığı apaçık ortada. Son bir aydaki en güçlü satışlar da bunlar olmuş.”
Yani Erdoğan konuşurken doların bir anda 18.4 TL’den 11 TL’ye düşmesine yol açan “Vatandaşların KKM’ye gösterdiği teveccüh” değil, Merkez Bankası rezervlerinden kamu bankalarının yaptığı döviz satışıydı. Gerçeklerin er-geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardı.
KKM herkes için büyük sürpriz olmuştu. 20 Aralık öncesinde ekonomi yönetiminin olağanüstü bir ürün hazırlamakta olduğuna dair herhangi bir işaret yoktu. O nedenle vatandaşlar doların daha da artacağı paniğiyle ellerinde avuçlarında ne varsa dövize çeviriyordu. 20 Aralık gecesi dolar bir anda 11 TL’ye düşünce 15, 16, 17, 18 liradan dolar alanlar büyük zarara uğradı. Nebati vatandaşın uğradığı zararı “çarpılmak” olarak tanımlayacaktı. CNN Türk’te katıldığı Ahmet Hakan’ın programında şöyle demişti: “Çok net ifadelerle söyleyeyim; küçük yatırımcılar çarpıldı, kılavuzları doğru değildi.”
KKM doları önce düşürdü, sonra tuttu, bu yıl yapılan seçimlere kadar kontrolden çıkmasını engelledi. Devlet kur garantisi verdiği için pek çok kişi dövizden KKM’ye geçmiş, KKM’de 140 milyar dolardan fazla bakiye oluşmuştu.
Yetkililer KKM’nin büyük bir maliyetinin olmayacağını söylüyordu. Sadece yetkililer mi? İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da KKM’nin Hazine’ye ciddi bir maliyetinin olmayacağını söylemişti. Aran’ın tam ifadesi şöyleydi: “Hazine’ye yük bir iki çeyrek sürebilir, sonrasında normalleşme olur.”
Beklenen normalleşme olmadı, tam tersine, KKM’nin maliyeti arttıkça arttı. Türkiye KKM sayesinde ödemeler dengesi krizi riskini bertaraf etmişti etmesine ama ortaya çok büyük de bir maliyet çıkmıştı.
Önceleri yükün bir kısmını Hazine, bir kısmını ise Merkez Bankası üstleniyordu. Zira TL’den dönüşümlü KKM’nin getirisini Hazine, dövizden dönüşümlü olanın getirisini ise Merkez Bankası ödüyordu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesindeki bütçe giderlerine göre, Mart 2022-Temmuz 2023 arasında “mevduat ve katılma hesaplarının kur artışlarına karşı korunmasına ilişkin giderler”in toplamı 152 milyar TL oldu. Bunun sadece 55 milyarlık bölümü bu yılın haziran ve temmuz aylarında gerçekleşti. Merkez Bankası’nın maliyeti ise veriler gizlendiği için tam olarak bilinmiyor. Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara bankanın sırf 2022’nin Ağustos ayına kadar KKM için yaptığı ödemeyi 85 milyar TL olarak hesaplamıştı.
Bu yılın temmuz ayında yapılan bir değişiklikle KKM’nin bütün yükü Merkez Bankası’nın sırtına yıkıldı. O tarihten sonra Merkez Bankası’nın yaptığı ödemeler katlandı. Hakan Kara geçenlerde KKM ödemelerinin Hazine’den Merkez Bankası’na devredilmesi sonrasında oluşan tahmini zararın 800 milyar TL’yi aştığını yazdı.
KKM’yi sadece ekonomik boyutuyla değerlendirmek doğru değil. KKM’nin Türkiye’ye çok ağır bir yükü oldu ama iktidara bir seçim daha kazandırdı. Çünkü KKM devreye girmese Türkiye ödemeler dengesi krizine gidiyordu. KKM bunu önledi, Mayıs 2023’e kadar doları tuttu. Evet, enflasyon halkın canını çok yaktı ama 2001 benzeri bir kriz yaşanmadı. KKM Erdoğan’a bir seçim daha kazandırdı.