Merkez’den kademeli faiz artışı mesajı: Enflasyon riskleri canlı tutuyor
Çok büyük ihtimalle Fatih Karahan ve Hatice Karahan’ın atamaları tek tek yapılsa “ehliyet, liyakat” algısı bu günkü kadar güçlü olmazdı. Bunu değiştiren muhtemelen bu isimlerin birlikte atandığı üçüncü ismin oluşturduğu etki. Üçlü atama listesinde en çok dikkat çeken isim onunki: Osman Cevdet Akçay.
Merkez Bankası’nda başkan yardımcılığı kadrolarına yapılan atamalar muhalefet cephesini de saran bir bayram havasıyla karşılandı. Örneğin Karar gazetesi “Merkez Bankası’ndaki atamalar güven verdi, borsa rekor kırdı” üst başlığı ve “Liyakat etkisi” manşetiyle çıktı. Bu yazıda çokça konuşulan “ehliyet-liyakat” kavramları çerçevesinde atanan üç isme yakından bakmaya çalışacağım.
Kamuoyunda en az bilinen isimle başlayalım: Fatih Karahan. Kendisi bir “labor economist”, yani ağırlıklı olarak işgücü alanında çalışan, çalışma ekonomisti diyebileceğimiz bir isim. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın yeğeni.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın atanmasında da Murat Mercan’ın referansının etkili olduğu Ankara’da ne zamandır konuşuluyor. Konuya yakın kaynaklar Fatih Karahan’ın geçmişte Merkez Bankası’nda görev almak için girişimde bulunduğunu, ancak bazı kaygılar nedeniyle gerçekleşmediğini söylüyorlar.
Diğer Başkan Yardımcısı Hatice Karahan daha önce Cumhurbaşkanı başdanışmanlığı görevinde bulunmuştu. Ayrıca çeşitli kuruluşlarda danışmanlık görevi üstlenmiş ve Yeni Şafak gazetesinde köşe yazıları yazmış bir iktisatçı. Karahan’ın aslında Davutoğlu ekibine daha yakın olduğu, Cumhurbaşkanlığında diğer başdanışmanlar ile yıldızının pek barışmadığı Ankara’da konuşulanlar arasında.
Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlenmesi sonrasında bağının iyice koptuğu ve misafir akademisyen olarak görev yapmak üzere kendi imkanlarıyla ABD’ye gittiği biliniyor. Bir ara Gelecek Partisi’nde görev alacağı iddialarının konuşulduğunu da belirtelim.
Burada bir ara verelim ve bir soru soralım: Bu iki isim ayrı ayrı zamanlarda Merkez Bankası’nda Başkan Yardımcılığı görevine atansalardı acaba nasıl tepki gelirdi? Çok büyük ihtimalle Fatih Karahan ve Hatice Karahan’ın atamaları tek tek yapılsa “ehliyet, liyakat” algısı bugünkü kadar güçlü olmazdı. Bunu değiştiren muhtemelen bu isimlerin birlikte atandığı üçüncü ismin oluşturduğu etki. Üçlü atama listesinde herhalde en çok dikkat çeken isim onunki: Osman Cevdet Akçay.
Cevdet Akçay piyasada tanınan bir isim. Boğaziçi Üniversitesi kökenli, daha önce Yapı Kredi bankasında baş ekonomist olarak görev yaptı. Güçlü bir akademik geçmişe sahip olduğuna kuşku yok. Ama Merkez Bankası başkan yardımcılığına atanmasında bundan çok siyasilerle ilişkisi etkili olmuş gibi.
Cevdet Akçay’ın Ankara ile bağları eskiye dayanıyor, Boğaziçi dönemi ve sonrasında eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yakınlığı olduğu biliniyor. Hatta Davutoğlu göreve geldikten sonra Akçay’ın kamuda görev alacağına dair haberler yayılıyor. Dönemin tanıkları bu konudaki beklentinin özellikle 2015 yılı başında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya ağır suçlamalarda bulunduğu esnada gündeme geldiğini belirtiyor. Bazı kaynaklar Akçay’ın o dönem başkan adayı olarak görüldüğünü söylerken bazıları bu iddiaların Akçay’ın çevresinden yayıldığı savunuyor.
Akçay’ın Davutoğlu’na en yakın isimlerden Etyen Mahçupyan ile yakın bir ilişkisi olduğu ve bu ilişkinin bir ara Erdoğan’ın baş danışmanlarıyla aralarında ciddi bir gerilime neden olduğu da anlatılanlar arasında. O dönemde özellikle Cemil Ertem ve Yiğit Bulut’u hedef alan bazı yazılar üzerinden başlayan tartışma hızla büyüyor.
Gazeteci Fuat Uğur, 11 Şubat 2016 tarihli Türkiye gazetesinde yayınlanan köşe yazısında bu gerilimi anlatarak şöyle yazıyor:
“Erdoğan’la faiz meselesi nedeniyle derdi olan ve hatta Bloomberg televizyonundaki bir konuşmasında ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan iktisada giriş dersi almalı’ tarzında sözler söyleyen Cevdet Akçay, bir takım yatırım fonlarına aracılık ederek Cumhurbaşkanlığı’ndan randevu talep ediyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem ise bu başvuruyu ‘Yatırım fonlarının bizzat kendileri randevu talebinde bulunabilir, aracıya gerek yok’ diye yanıtlıyor. Bu bir ret değil, sadece usul önerme. Ama öyle anlaşılıyor ki Cevdet Akçay yatırımcılara ‘Size randevu vermiyorlar’ demeyi ve Economist dergisinde de bu yönde bir yazı çıkmasını sağlamayı marifet sayıyor.”
Yazısında bu ifadeleri kullanan Fuat Uğur, o dönem Başbakan Davutoğlu’nun
çok yakınında olan Mahçupyan’ı “Cevdet Akçay’ın gazıyla yazmakla” suçluyor.
Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden ayrılmasıyla Cevdet Akçay’ın da Ankara ilişkilerinin duraklama dönemine girdiği belirtiliyor. Bir ara not olarak Akçay’ın o dönemde Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimiyle ilgili eleştirel bir söylem kullandığının iddia edildiğini belirtelim.
Akçay’ın adının Ankara’da tekrar gündeme gelmesi iki sene sonra: Trabzonlu hemşehrisi Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilince Temmuz 2018’de Bakanlıkta danışmanlık görevine getiriliyor ama ne hikmetse bu görev sadece birkaç ay sürüyor.
Dün bu danışmanlıkla ilgili Twitter’da bilgi paylaşınca bazı resmi kaynaklar Akçay’ın resmi bir danışmanlık görevi olmadığını belirttiler. Kendilerine Akçay’ın Merkez Bankası’nın resmi web sitesinde yayınlanan özgeçmişinde de söz konusu dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda danışmanlık yaptığı bilgisinin yer aldığını söyledim. Özgeçmişin ilgili bölümünü burada da alıntılamak istiyorum:
2019’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dönemin Merkez Bankası yönetimi arasında gerilim yaşandığı günlerde Akçay’ın ismi Merkez Bankası başkanlığı için bir kez daha gündeme geliyor.
Bu dönemden sonra Akçay’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikaları ve ekonomi modeline eleştiriler getirdiğini biliyoruz. Bu konuda muhalefet liderleriyle diyalogları ve Ali Babacan’la kahve sohbet videosu internette yer alıyor.
Seçimden kısa süre önce Akçay’ın televizyon programlarında iktidarın değişmemesi halinde mevcut politikalarda değişim olmayacağı öngörüsünü paylaştığını biliyoruz. Altılı Masa’nın kazanması durumunda Akçay’a görev verileceği iddiası Ankara’da yayılıyor.
Son atamalara ehliyet-liyakat-ahlak süzgeçleriyle daha sakin bir kafayla tekrar bakmakta fayda var.