Dolar ve euro yükseliyor, altın inişini sürdürüyor
Fed Başkanı Jerome Powell, enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiğini ve gerekirse faiz artırmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşma sonrası ons altın fiyatı yüzde 0,5 düşerek 1,906 dolara geriledi.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole Ekonomi Politikaları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmadan “faiz artırımlarına devam” mesajı geldi. Küresel piyasaların merakla beklediği konuşmada Powell, enflasyonun hâlâ çok yüksek olduğunu ve gerekirse ek faiz artışı yapacaklarını ve enflasyon hedefine ulaştıklarından emin oluncaya kadar faizi yüksek seviyelerde tutacaklarını söyledi. Konuşma sonrasında ons altın fiyatı yaklaşık yüzde 0,5’lik düşüşle 1,906 dolara, gram altın da 1,626 TL’ye geriledi.
Powell, manşet enflasyonundaki düşüşün iyi bir haber olduğunu ancak gıda ve enerji fiyatlarının değişkenliğini koruyan küresel faktörlerden etkilendiğini ve enflasyonun nereye doğru gittiği konusunda yanıltıcı sinyaller verebildiğini anlattı. Yıllık bazda çekirdek tüketici enflasyonunun hâlâ yüksek olduğuna değinen Powell, fiyat istikrarına geri dönmek için hala kat edilmesi gereken çok yol olduğuna dikkati çekti.
Powell, tüketici enflasyonunun mallar, konut hizmetleri ve konut dışı hizmetler bileşenlerine değinerek, özellikle taşıt gibi dayanıklı mallar olmak üzere temel mal enflasyonunun, hem sıkılaşan para politikasının hem de arz talep dengesizliklerinin çözülmesinin etkisiyle düştüğünü bildirdi. Konut sektörü enflasyonunun para politikası değişikliklerine tepki vererek konut başlangıçlarının, satışların ve fiyat artışlarının azalmasına neden olduğuna işaret eden Powell, çekirdek enflasyonun önemli bir bölümünü oluşturan konut dışı hizmet enflasyonunun da hafif düşüş gösterdiğini ancak daha fazla ilerleme sağlaması gerektiğini anlattı.
Powell, ekonomik görünümün, Covid-19 salgınına bağlı çarpıklıkların gevşemesinin enflasyonu düşürmeye devam edeceğini ancak kısıtlayıcı para politikasının daha büyük bir rol oynayacağını gösterdiğini belirterek, “Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye geri çekilmesinin, trendin altında bir ekonomik büyüme döneminin yanı sıra iş gücü piyasası koşullarında bir miktar yumuşamayı gerektirmesi bekleniyor” diye konuştu.
Kısıtlayıcı para politikasının etkisinin daha yüksek reel getirilerde ve sıkılaştırılmış borç verme standartlarında açıkça görüldüğünü dile getiren Powell, bunun da ekonomik büyümenin yavaşlamasına katkıda bulunduğunun altını çizdi. Powell, ekonominin beklendiği gibi soğumayabileceğine dair işaretlere karşı dikkatli olduklarını vurgulayarak, “Büyümenin sürekli olarak trendin üzerinde olduğuna dair ek kanıtlar, enflasyondaki ilerlemeyi riske atabilir ve para politikasının daha da sıkılaştırılmasını gerektirebilir” şeklinde konuştu.
İş gücü piyasasındaki yeniden dengelenmenin devam etmesini beklediklerini kaydeden Powell, iş gücü piyasasındaki sıkılığın artık azalmadığına dair kanıtların da para politikası tepkisi gerektirebileceğinden bahsetti.
Powell, mevcut politika duruşunun kısıtlayıcı olduğunu, ekonomik aktivite, işe alım ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğunu düşündüklerini belirterek, nötr faiz oranını kesin olarak tespit edememeleri nedeniyle para politikası kısıtlamalarının kesin seviyesi konusunda belirsizlik olduğunu ifade etti. Mevcut belirsizliklerin Fed’in para politikasını çok fazla ile çok az sıkılaştırma riski arasında denge kurma görevini zorlaştırdığına işaret eden Powell, “Çok az şey yapmak, hedefin üzerinde enflasyonun sabitleşmesine neden olabilir ve sonuçta para politikasının istihdama yüksek bir maliyetle daha kalıcı enflasyonu ekonomiden uzaklaştırmasını gerektirebilir. Çok fazla şey yapmak da ekonomiye gereksiz zarar verebilir” dedi. Powell, gelecek toplantılarda, verilerin bütünlüğüne ve gelişen görünüm ile risklere dayanarak değerlendirmede bulunacaklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu değerlendirmeye dayanarak, daha fazla sıkılaştırmaya mı yoksa politika faizini sabit tutup gelecek verileri mi bekleyeceğimize karar verirken dikkatli ilerleyeceğiz. Herkesin yararına olacak şekilde güçlü iş gücü piyasası koşullarının sürdürülebilir olduğu bir döneme ulaşmak için fiyat istikrarına ihtiyacımız olacak. İş bitene kadar buna devam edeceğiz.”
Fed, yüksek enflasyon karşısında Mart 2022’deki toplantısında 25 baz puan artışla 2018’den itibaren ilk kez faiz artırımına gitme kararı almış, böylece 41 yılın zirvesine çıkan enflasyonu yüzde 9,1’den temmuz ayında yüzde 3,2’ye düşürmeyi başarmıştı.
Bu yıl temmuz ayında gerçekleştirdiği son toplantısında beklentiler doğrultusunda 25 baz puanlık artışa giden Fed, politika faizini 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığına yükseltmişti. Fed böylelikle, geçen yılın mart ayından bu yana düzenlediği 12 toplantının 11’inde faiz artırımını gerçekleştirirken, faiz oranını toplam 525 puan artırmış oldu.
Fed’in geçen hafta açıklanan temmuz ayı toplantı tutanaklarında ise çoğu yetkilinin para politikasının daha fazla sıkılaştırılmasını gerektirebilecek enflasyona yönelik önemli yukarı yönlü riskleri görmeye devam ettiğini ortaya koymuştu.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda da Fed’in eylül toplantısında yüzde 86,5 ihtimalle politika faizini sabit tutacağı, yüzde 13,5 ihtimalle ise 25 baz puanlık faiz artışına gideceği tahminleri öne çıktı.