ABD’nin Ankara Büyükelçisi Flake’ten 15 Temmuz itirafı: Türkiye’yi desteklemekte yavaş davrandık
Yüksek Kimya Mühendisi Nihal Ceren Alıcı geliştirdiği yapay zeka destekli "Toprağın sana yeter" uygulamasıyla kimyasal kullanımını ve girdi maliyetini azaltıp yüzde 50'ye varan verim artışı sağladı.
Sürdürülebilir ve onarıcı tarımla toprak kalitesini artıracak doğru yöntemlerin uygulanması için “Toprağın sana yeter” adlı bir uygulama geliştiren Yüksek Kimya Mühendisi ve girişimci Nihal Ceren Alıcı tarım topraklarında aşırı kimyasal gübre kullanımı ve iklim krizi nedeniyle toprak canlılığının azaldığını ve bunun da verimi olumsuz etkilediğini söyledi.
Tarım alanlarının son 20 yılda 41 milyon hektardan 38 milyon hektara gerilediğini belirten Alıcı “Tarımın temeli toprak. Toprak bizim tanımlayabildiğimizin yanında bir de tanımlayamadığımız inanılmaz bir canlılık ve dinamizm içeriyor. Tarımı toprakta yaptığımız için de öncelikle onu tanımalıyız, derinliklerine inmeliyiz. Neye ihtiyacı var, iyi bilmeliyiz ki buna göre işleme yapalım” dedi.
Proje fikrinin geçmişten gelen öğretilerle çiftçilik yapan babasının istediği verimi elde edememesiyle ortaya çıktığını anlatan Alıcı öncelikle Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisansa başladığını, ardından sürdürülebilir ve onarıcı tarım yöntemlerini herkese ulaştırmak için bir uygulama geliştirdiğini söyledi.
Sistemi uygulamanın hem toprağı tanımak hem doğru gübrelemeyi doğru zamanda yapmak hem de toprak canlılığını iyileştirmek açısından önemli olduğunu vurgulayan Alıcı “Hele ki şu zamanda iklim krizi diyoruz, toprak sağlığı bitti diyoruz ama aslında ona iyi bakarsak o da bize hızlıca cevap veriyor ve verim artışıyla bizi ödüllendiriyor” diye konuştu. Çiftçilerle beraber omuz omuza verimli tarım yapabilmeleri ve kaliteli ürün yetiştirebilmeleri için sahaya inip çalıştıklarını ve onlara sürdürülebilir tarım için yol haritaları sunduklarını dile getiren Alıcı uygulama sonrası elde ettikleri sonuçlar hakkında şunları söyledi:
“Ankara’da biz bunu 3-4 senedir uyguluyoruz. Kimyasal gübrede yüzde 50’ye varan azalma var çünkü biz sadece gübreleme takviminde önerdiğimiz kimyasal gübreyi değil yanında kompost, solucan gübresi, mikrobiyal, organik ve organomineral gübre de öneriyoruz. Bunlarla beraber uygulandığı zaman yüzde 50’ye kadar verim artışı sağladığımız parsellerimiz var. Verim artışı bir getiri sağlarken kimyasal gübrenin azalması hem girdi maliyetini düşürüyor hem de toprak daha iyi bir duruma geçiyor.”
Halihazırda uygulamanın yeni aktiflendiğini ve bu nedenle veri toplama aşamasında olduklarını anlatan Alıcı birebir sahaya inip yaptıkları denemelerin biyolojik, fiziksel ve kimyasal analizlerini ve tarladaki ürünlerden aylık düzenli olarak çektikleri görüntüleri uygulamaya yükleyerek yapay zekanın öğrenmesi üzerinde çalıştığını belirtti.
Alıcı “İlerleyen zamanlarda datalarımız çoğaldıkça ve kullanıcı sayımız arttıkça yapay zeka destekli olarak bütün bu bilgiler işlenecek ve artık bir süre sonra yapay zeka onlara ‘Senin tarlanda görünüşe göre bu sene böyle bir gübreleme yapman gerekiyor’, ‘Hasat zamanı şu gibi gözüküyor’ diyecek. Bu, onlara sonraki üretim sezonu için bir programlama çözümü oluşturacak” dedi.
Uygulamanın, yabani ot ve hastalıklarla mücadele için önerilerden ürünün ne zaman hasat edileceğine kadar tüm aşamaların takibini sağladığını söyleyen Alıcı uygulamanın nasıl kullanıldığını şöyle anlattı:
“(Çiftçi) kendi bilgileriyle arayüze giriş yapıyor. Daha sonra buraya verilerini giriyor. ‘Benim şu ada, şu parselde, şu kadar büyüklüğünde tarlam var. Ben bu uygulamayı kullanmak istiyorum’ dedikten sonra gireceği ada ve parsellerden, kullanacağı tarlalardan toprak örneği alıp uygulamasına analiz sonuçlarını yüklüyoruz. O sezonda ne ekeceksiniz, örneğin 2024 sezonunda buraya buğday ekeceğim. Ona göre toprak analizlerini karşılaştırıp buğdayın yetiştirildiği ortama göre her yörede farklı istekleri ve farklı gübreleme ihtiyacı var. Biz de toprak analizi ve meteorolojik verilere göre bir gübreleme haritası sunuyoruz.”
Nihal Ceren Alıcı’nın babası Ömer Alıcı emekli olduktan sonra elindeki toprağı değerlendirmek için çiftçiliğe başladığını, fakat ne yaparsa yapsın istediği verimi alamadığını ve kızıyla buna bir çözüm arayışına girerek onarıcı ve sürdürülebilir tarım yöntemleri içeren bir sistem üzerinde birlikte çalışmaya başladıklarını söyledi.
Kurdukları deneme alanına arpa ektiklerini anlatan Alıcı bu alanlarda farklı şekillerde gübre uygulaması yaptıklarını ve ardından her alanda her başağın içindeki taneleri tek tek sayarak, başağın uzunluğunu, bitkinin boyunu ve sap kalınlığını, bir metrekarede ne kadar bitkinin oluştuğunu analiz ettikten sonra “Toprağın sana yeter” ekibi tarafından önerilen uygulamaları yaptığını aktardı. Alıcı uygulamadan elde ettiği fayda hakkında şunları söyledi:
“Bundan 2-3 yıl önce bölgemizde yüzde 35-40’lara varan bir kuraklık vardı. Kabaca söylüyorum; normalde organik gübre veya solucan gübresi atmayan çiftçilerimiz o dönemde dekarda 160 ila 180 kilogram ürün aldıkları zaman biz 230 kilogramın üzerinde bir verim aldık. Geçen yıl da şöyle oldu; aynı komşu tarlalarda beraber ekip biçtiğimiz arkadaşlarımız var. Her şeyimiz aynı, beraber, ortak çalışıyoruz, sadece o solucan gübresi atmadı. O dekardan 350 kilogram falan alırken biz 500 kilogram aldık.” dedi. Tüm çiftçilere uygulamayı kullanmaları tavsiyesinde bulunan Alıcı sözlerini şöyle tamamladı:
“Yabani ot mücadelesi yapmaya başladığımızda satıcılara gidiyor, ‘Bize bir ot ilacı verin’ diyorduk, veriyorlardı. ‘Ne kadar atacağız’ diye soruyorduk, ‘Bir kapak’ diyorlardı. Bu kadar basit olmaması lazım bunun. Neden kullanmamak gerektiğini bilmem anlatabildim mi? Bir kapak değil yani. Belki kapağın onda biri kadar. İşte o zehirler hep bize geri dönüyordu. Birincisi bunun için, ikincisi az girdili, çok kazançlı ürün elde etmek istiyorlarsa bütün çiftçilerimizin bunu kullanması lazım.”