Depremin vurduğu evleri yağmalarken İHA’lara yakalandılar
Hatay'da Küçükdalyan'daki mezarlık 6 Şubat depreminde kuruldu. Yaklaşık 8 bin insan yatıyor. Bütün cenazeler sahiplenilmiş. Geçen hafta ekipler canhıraş bütün mezarları mermerle kaplamak için çalışıyordu. Dün fotoğrafı geldi yetiştirmişler.
Antakya’nın biraz dışında kalıyor Büyükdalyan. 6 Şubat’tan sonra bu bölgedeki alan hızla kamulaştırılıp mezarlık haline getirilmiş. Halk arasında deprem mezarlığı denmesinin sebebi bu. Yaklaşık 8 bin insan yatıyor burada. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla göçmenler yan yana.
Hazar ile buraya geldik. Çünkü Antakya’da bize mihmandarlık yapan Ramazan’ın kardeşi burada yatıyor. Mezarlığı gezerken ‘Kimliği Belirli Türk Vatandaşı’ yazılı tabelayı görüyoruz. Bu tabela iki soru düşürüyor aklımıza. Bir, burada Türk vatandaşı olmayanlar da mı yatıyor. İki, bu mezarlıkta kimliği belirsiz olanlar da mı var?
Yanılmadığımızı ‘Kimliği Belirsiz’ tabelasını görünce anlıyoruz. Belki 500 belki 1000 kişinin yattığı bir bölüm burası. Kiminde mezar taşı var. Taşın üstünde isimler yazılı. Kimiyse numaralı. Ustalar da hummalı bir çalışma içinde bu bölümde. Yanlarına gidiyoruz “Kolay gelsin” diyoruz. İbrahim Usta ile böyle tanışıyoruz.
Suriye göçmeni. Türkiye’ye 10 yıl önce savaş başlayınca gelmiş. Mermer ustasıymış, “6 Şubat’tan sonra mezar ustası oldum” diyor. Bütün mezarları yapacaklarını söylüyor. “Yetişir mi? 6 Şubat’a?” diye sorunca “Yetişecek” diye cevap veriyor.
Aslında biz mezarlığın ikinci bölümünde olduğumuzu ondan öğreniyoruz. İlk bölüme gidiyoruz. Orada da iki bölüm var. İlki Türk vatandaşı bölümü. İkinicisi Türk vatandaşı olmayan bölüm. Mezarlığın sorumlusu Tolga Bey geliyor yanımıza. 28 yaşında ama en az 35 gösteriyor.
Eksiden Türk Silahlı Kuvvetleri’nde askermiş. İstifa etmiş. Depremden önce itfaiyeci olmak için belediyeye başvurmuş. 8 Şubat’ta belediyeden aramışlar ve bu mezarlıkta apar topar işe başlamış. “Ben ve burada çalışan arkadaşlarım o güne kadar aile yakınlarımız dışında belki de kimseyi gömmemişizdir. Ama 6 Şubat’tan sonra günde 400-500 insanı gömdük burada” diyor.
Kabus gibi geçmiş depremin ilk günleri. Bir keresine günde 1300 cenaze geldiğini anlatıyor Tolga Bey: “Deprem tüm Antakyalıları hayatını yerle bir etti. Hepimiz şunu anladık, hiçbir şey kalıcı değil. Psikolojimiz yerle bir oldu. Acı zamanla geçer deniyor ya hani, geçmiyor.”
Tolga Bey’in 28 yaşında olsa da 35 göstermesinin sebebi tüm bu süreçte yaşadıkları: “Öyle durumlarla karşılaştık ki, insan çaresiz kalıyor. Sadece saç gömdüğümü biliyorum. Malatya’ya el gönderdik.” “Nasıl etkiledi bu süreç sizi” diye sorunca “Vallaha etkilenmedim. Antakyalıyım. Burası benim memleketim. Bu insanlar da bizim insanımız. Biz önce bize el uzatmak zorundaydık” diye yanıt veriyor.
Kimliği belirsiz tabelasını gördüğümüzü söyleyip “Ölenlerden kimliği belirlenemeyen hala var mı?” diye soruyoruz. Tolga Bey “Bu mezarlıktaki herkezin kimliği belirlendi. Tabelalar kaldırılacak” diyor.
Peki bu süreç nasıl işledi? Kamuoyu bu konuda çok bilgilendirilmediği için kafalar karışık. Tolga Bey anlatıyor: “Depremde Adli Tıp Kurumu tarafından, enkazlardan çıkarılan cenazelerin fotoğrafı çekildi ve DNA örneği alındı. Sonra cenazeler gömüldü. Deprem sonrası yakınlarına ulaşamayan insanlar Adli Tıp Kurumu’na başvurup DNA örneği verdiler. Onlar araştırdı ve eşleme olunca da yakınının mezarının yerini söylediler. Böyle böyle buradaki bütün kimliği belirsiz mezarların hepsinde kimin yattığı belirlendi.”
Mezarlığın sağ tarafında Türk vatandaşları yatıyor, sol tarafındaysa göçmenler. Bu bölümde ağırlıklı olarak mezar taşları dikilmiş ve onlar isimli. Bir de numaralı olanlar var tek tük. Tolga Bey “Numaralı olanları sahipsiz olarak düşünmeyin” diyor ve anlatıyor: “İnsanlar depremden sonra kendilerine gelemediler. Kimi sağlık sorunları nedeniyle kimi kurtulan oğlunu, kızını güvenli bir yere yerleştirme derdinde. Gelip kayıplarının mezarlarıyla ilgilenemediler. Çok normal bu. Biz bekledik, belki gelip kendi yakınının mezarını kendi istediği gibi yaptırır diye. Gelemeyenlerin mezar taşlarının siparişini verdik. Ustalar yapıyor. 6 Şubat’ta burası kayıplarımıza yakışır şekilde olacak.”
Dün ajanslardan haberi düştü. Tolga Bey’in dediği gibi Antakya’daki deprem mezarlığı 6 Şubat’a yetiştirilmiş. Bütün mezarlara birer Türk bayrağı dikilmiş.
Depremden sonra yetkililer, “Kayıp canları geri getiremeyiz ama onun dışında her şeyi yerine koyacağız” diyordu. Antakya’da geçirdiğimiz dört gün sonunda deprem tüm gerçekliğiyle kendini her an her yerde hatırlatıyordu. 6 Şubat’a yetişen tek şeyse mezarlık oldu.