Zihinsel engelli genç önce annesini öldürdü sonra kendini
ocuğu da evdeyken eşi Vildan ve baldızını öldürmekten sanık Ferhat Boduroğlu’nun yargılanması devam etti. Baba Mustafa Koyun iki kızının cinayet saati olarak tespit edilen saatten önce öldürüldüğünü iddia etti, torununun velayetini istedi.
Ferhat Boduroğlu geçen yıl Beylikdüzü’nde çocuğunun da evde bulunduğu sırada eşi Vildan Boduroğlu’nu 38, baldızı Zehra Koyun’u ise 22 bıçak darbesiyle öldürdü. Cinayetin ardından cesetlerin fotoğrafın aile üyelerine gönderen Boduroğlu’nun yargılanması sürüyor. Son duruşmaya tutuklu sanık Ferhat Boduroğlu cezaevinden getirilirken iki kadının babası Mustafa Koyun ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
Mustafa Koyun duruşmada Ferhat Boduroğlu’nun cinayet saatinden yaklaşık bir buçuk saat önce evden torunuyla birlikte çıktığını, oturdukları sitenin güvenlik kamerası görüntülerinde kol ve bacaklarında kan izleri ve kesiklerin olduğunu beyan etti. Koyun görüntülerden alınmış ekran kayıtlarını da delil olarak mahkemeye sundu. Ancak mahkeme görüntülerin araştırılmasının dosyaya bir katkı sağlamayacağı düşüncesiyle inceleme talebini reddetti.
İki kızı öldürülen baba Mustafa Koyun kızlarının ölüm haberini bir gün sonra sosyal medyadan öğrendiğini belirtti, “Geçen yıl 19 Eylül’de iki kızım canice öldürüldü. Öldürüldükleri haberini ne bir kamu görevlisi, ne de bir polis, hiç kimse haber vermedi. Bir gün sonra sosyal medyadan öğrendik. Tabii torunumu da yetiştirme yurduna verdiler. Aynı gün bize haber verilmiş olsaydı torunumu alırdım. Cinayetten 24 dakika önce çıkan şahıs serbest şu an dışarıda geziyor. Büyük kızım alt katta mutfakta 38 bıçak darbesiyle, ufak kızım da dubleksin üst katında 22 bıçak darbesiyle öldürülüyor. Alt katta büyük kızım öldürülürken nasıl oluyorsa yukarıdaki küçük kızım seslerini duymuyor. Yaz ayında camlar açıkken ve güvenlikli bir sitede meydana gelen bu olayda ses duyan kimse bulunmuyor. Yani bu işin daha önceden tertiplenip öncesinde hazırlık yapılarak o gün cinayetlerin işlendiğini düşünüyorum” dedi.
Kızlarının cinayet saati olarak düşünülen saatten daha önce öldürüldüğüne inandığını söyleyen baba Koyun “Çünkü ufak kızımın cesedi şişmişti, tabuta sığmıyordu, tabut açık kalmıştı, vücudunda morarmalar başlamıştı. Bu da cinayetin daha önce işlendiğini gösteriyor. Sanık cinayetten bir buçuk saat önce torunumla bakkala ekmek almaya çıkıyor. Kamera kayıtlarında sanığın bacak ve kollarında kesikler olduğu görülüyor. Ben bunu tespit ettim. Bu kayıtları mahkemeye sundum ama mahkeme delil olarak kabul etmedi. Zaten bir insan torunum da içerideyken iki kişiyi dubleks dairede bu kadar bıçak darbesiyle yardım almadan öldüremez. Ben cinayetin gece işlendiğini düşünüyorum. Çocuklarımın yüzünü sadece adli tıpta tabutların cenaze arabasına konduğunda gördüm” dedi.
Geride kalan beş yaşındaki torununu almak istediğini de belirten Mustafa Koyun “Bir yıl iki aydır torunum yetiştirme yurdunda niye tutuluyor bunu anlamadım. Sanığın ablası da torunumu almak için başvuru yapmış. Benim iki küçük çocuğum var. Maddi olarak da imkanım var. Zaten iki kızım canice öldürüldü. Şu an torunumun orada olması benim canımı daha çok yakıyor. En azından torunumu teselli olarak versinler, Allah rızası için. Benim başıma gelen herkesin başına gelebilir. Çok zor bir olay, aynı gün iki tabut koydular önüme. Bugün ayakta duruyorsam, torunum için sağlam bir şekilde durmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Adalet istediğini belirten maktullerin babaannesi Leyla Koyun ise “Benim iki torunum işkenceyle öldürüldü. Sanık benim torunlarımın canını aldı, şimdi onlar toprağın altında ama kendisi yaşıyor, nefes alıyor. İnsan bir tavuğu kesemezken bu cani onları öldürdü. Ben torunlarımın mezarına gittiğimde bir elimi birinin diğerini öteki torunumun üstüne atıyorum. Ağlaya ağlaya eve geliyorum. Küçük torunu almak istiyorum. Torunumun kızı yurtta olduğu için hiç rahat edemiyoruz. Yanına gidiyoruz ağlaya ağlaya eve geliyoruz. Çünkü daha o çok küçük, beş yaşında. Sanık onu annesiz bıraktı. Torunumu bize versinler hiç olmazsa bize teselli olur” dedi.