Maseratili polisin avukatı: Mallar eşinin, haksız gelir yok
Avukatlar, Ankara'daki Anıtpark'ta 'Büyük Savunma Mitingi' düzenledi. Anayasa ve AİHM kararlarının uygulanmasını isteyen avukatlar, ekonomik sorunlarla boğuştuklarını anlattı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) öncülüğünde “şiddete ve angaryaya karşı meslek onurunu ve emeği savunuyoruz” diyerek Ankara’da “Büyük Savunma Mitingi” düzenledi. “CMK ücretleri AAÜT’ye eşitlensin”, “AYM kararları uygulansın”, “Adli yardım ödeneği artırılsın”, “avukata şiddete hayır”, “genç avukatlara güvence”, “demokratik, laik, mücadeleci baro” gibi taleplerin yer aldığı yürüyüşe 81 baro katıldı.
TBB önünden Anıtpark’a yürüyüş sırasında açıklamalarda bulunan TBB Başkanı Erinç Sağkan, “Uzun zamandır görmezden gelinen, yok sayılan savunma makamının sesini duyurmak için yola çıktık. 81 ilimizin baro başkanı burada. Binlerce meslektaşımız burada. Bugün uzun zamandır itibarsızlaştırılmaya çalışılan, yoksulluğa itilen, görevini yapmasına engel olunan bir meslek grubunun sesini yükseltmek için buradayız” dedi.
Yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı avukat Gül Çiftçi, CHP Şanlıurfa Milletvekili avukat Mahmut Tanal, CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp ve DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin de katıldı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Tanal, “Bugün genç avukatlar iş bulamıyor, bulanlar da asgari ücret ile çalışıyor. Avukatlar arasında intihar artıyor. Niteliksiz eğitim yaygın. Üniversitelerde hukuçu dekan sayıları oldukça az. Yargıda bağımsızlık yok tam tersi yargıda rüşvet var. Bu yürüyüş aynı zamanda halk için. Avukat güçlü olursa yurttaş da güçlü olur” diye konuştu.
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin ise “Yargı bağımsızlığının tamamen ortadan kaldırılması ve ekonomik sıkıntılar bu yürüyüşün en önemli sebepleri. Ben de bir avukat olarak meslektaşlarımızın haklı davası ve mesleğimizin onuru için buradayım. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a da buradan sesleniyorum. 9. Yargı paketi Beştepe’de hazırlanıp bir milletvekili ile Meclis’e gelemez. Yurttaşların ve meslektaşlarımızın görüşleri alınarak içine sinen bir düzenleme olmalı” dedi.
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp ise “AK Parti’nin toplumda yarattığı en büyük tahribat yargıyı idareye bağlamak oldu. Buna karşı bugün meslektaşlarımızın yanındayız” açıklaması yaptı.
Anıtpark’taki mitingde binlerce avukat bir araya geldikten sonra Genç Avukatlar Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesini Van Barosu’ndan Mehmet Salih Coşkun ve Yozgat Barosu’ndan Sevde Nazlıcan Sargın okudu. Genç avukatlar sorunlarını şu sözlerle anlattı:
“Mesleğimizin ekonomik sıkıntıları için halkımızın refah seviyesinin yükseltilerek savunma hakkının korunması sağlanmalıdır. Temel ofis giderleri ve abonman sözleşmelerinde genç avukatlara indirim sağlanmalı, vergi muafiyeti artırılmalıdır. Tarafımızca hak olan ücretlerin ödenmemesi emeğimizin sömürüsü haline gelmiştir. Kolluk personellerinin keyfi uygulamaları nedeniyle meslek onuruna uygun mesleğimizi icra edemiyoruz. Savunma hakkı kutsaldır, genç avukatlar olarak hiçbir zaman susmadık, susmayacağız.”
Bu bildirgenin ardından Sağkan binlerce avukata seslendi ve şunları söyledi:
“Biz avukatız; savaşların ve hüznün coğrafyasının tam ortasında, Cumhuriyet’in bizlere sağladığı kula kul değil birey olma hakkının, özgürlüğün, eşitliğin, insan onurunun ve hukuk devletinin zerre-i miskal kadarını hiçbir zümreye, kişiye ya da baskı düzenine vakfetmemek üzerine yemin etmiş meslek grubuyuz. Biz avukatız ve tarafız; haksızlığın kimden geldiğine ve kime dönük olduğuna bakmaksızın adalete erişimlerine engel olunanların ve sesi kısılmaya çalışılan kim varsa onun yanındayız.
Üzerimizde bizi birbirimize eşitleyen düğmesiz cübbelerimize iyi bakınız. İşte bu cübbe; yağmurda, soğukta, direnişte ama en çok umutta vücut buldu. Bu cübbe, barolarımızın bölünmemesi, mesleğimizin itibarının korunması için omuz omuza direnirken, barınağımız ve çatımız oldu. Bu cübbe, bütün darbe dönemlerinde darbecilere karşı yurttaşlar için kalkan, ortadan kaldırılmaya çalışılan hak ve özgürlükler içinse son sığınak oldu. Bu cübbe sadece ülkemizde değil bugün İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yaptığımız başvuru ile Filistinli sivillerin, kadınların ve çocukların da kalkanı oldu.
Biz, dünya çapında Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün iki kez ve üst üste kendilerine ithaf edildiği bir ülkenin avukatlarıyız. “Avukat” olmanın tarihini baştan yazan, dünyanın geri kalanına avukatların nasıl mücadele etmeleri gerektiğini öğreten meslektaşlarımız ve mesleğimiz fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak ağır tehdit ve tehlike altındadır. Biz bu şiddet sarmalına artık dur demek için, tek bir kayba daha tahammülümüz olmadığı için buradayız!
Mesleğimiz ağır bir ekonomik tehdit altındadır! Bu tehdit, stajyer meslektaşımdan genç meslektaşlarıma, kamuda görev yapan meslektaşlarımdan bütünsel olarak tüm avukatlara sirayet etmiş ve mesleğimizin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur. Bugün artık avukatın emeğini ve hakkını savunmak için buradayız. Biz bugün nitelikli hukuk eğitiminin olmazsa olmazlığını haykırmak için buradayız! Her yıl mesleğe katılan 20 bin avukatla bu sistemin sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını daha güçlü dile getirmek için buradayız! ‘Bu sorun yalnızca avukatın değil, aynı zamanda senin de sorunun ey yurttaşlarımız’ demek için buradayız! Bu gidişat hiç iyi gidişat değil, uyarmak için buradayız.”
AİHM ve AYM kararlarının uygulanmadığı bir dönemden geçildiğini belirten Sağkan, anayasasızlaşmaya doğru gidildiğini söyledi.