Seçilbank olayında yeni ek iddianame
Ayhan Bora Kaplan iddianamesini yazan savcı, 2018'de yürütülen soruşturmalarda somut delil olmasına rağmen bu suç örgütüne operasyon yapılmadığını yazdı, o dönem soruşturmayı kapatan savcıyı ağır dille eleştirdi.
Türkiye, Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’ndan ayrılıp düz milletvekili olarak Meclis’e gitmesi ve yerine Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasından beri, Ankara’da yapılan bir mafya operasyonunu konuşuyor. Ayhan Bora Kaplan adlı kişinin liderliğindeki bu Ankara mafyası, oldukça sert yöntemlerle ve adeta ele güne sergilenir gibi gözaltına alınmış, bu gözaltı görüntüleri de daha o günden ‘Süleyman Soylu’ya nispet’ olarak yorumlanmış, hatta bu duruma Soylu’nun kendisi de tepki göstermişti.
Peki Ayhan Bora Kaplan adlı mafya babasının ve örgütünün polis tarafından yakalanması neden bu kadar çok konuşulmuş ve tartışılmıştı? Tek sebep şuydu: Ayhan Bora Kaplan ve örgütüyle ilgili temel iddia, bu suç örgütünün geçmişte Ankara polisinden ve adliyeden yardım aldığı, bu örgütün bir biçimde kayırıldığıydı.
Şimdi Ayhan Bora Kaplan suç örgütüyle ilgili iddianame yazıldı, mahkeme tarafından da kabul edildi. Ve iddianameyi dikkatli bir gözle okuyunca, az önce aktardığımız temel iddianın, yani bu örgütün ve polis ve adli makamlar tarafından kayırıldığı iddiasının, bugün soruşturmayı tamamlayıp iddianameyi yazan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Kaya tarafından da dile getirildiğini görüyoruz.
Aslında Ayhan Bora Kaplan ile ilgili ilk ciddi iddialar bundan 6 yıl önce, 2018 yılında dile getirilmişti. Kendisinden haraç alındığını, hatta malının mülkünün üzerine çöküldüğünü öne süren Erkan Doğan adlı kişi, 2018’de Ayhan Bora Kaplan ve adamları tarafından kaçırıldığını, işkence gördüğünü, dişlerinin söküldüğünü o zaman polise ve savcılığa şikayet etmişti. 2018 yılında savcılık gelen bu suç duyurusu nedeniyle bir soruşturma açmış ama soruşturma kısa sürede savcılığın verdiği ‘Kavuşturmaya yer yok’ yani ‘Dava açmaya gerek yok’ kararıyla kapanmıştı.
Bugün Ayhan Bora Kaplan iddianamesini yazan savcı Mustafa Kaya, 2018 yılında bu suç örgütü tarafından kaçırılıp dişleri sökülen Erkan Doğan soruşturmasını yürüten savcıyı iddianamesinde açıkça eleştiriyor.
Savcı iddianamede “Soruşturma kapsamında belirtilen delillerden başkaca ayrıca şüphelilerin ifadeleri alınmamış ve klasik suç örgütü soruşturmalarında tatbik edilmesi gereken etkin soruşturma yöntemlerine başvurulmamıştır. Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinin tatbik edilmesine ve soruşturma kapsamında suç unsuru içeren tape kayıtlarının elde edilmesine rağmen operasyon yapılmamış” diye yazdı.
Ayhan Bora Kaplan hakkında soruşturmanın başlatılmasını sağlayan ilk ifadenin de sahibi olan Erkan Doğan, eski patronu olduğunu söylediği Barış Kurt’tan alacağını istediği için kendisine Kaplan’ın adamlarınca 2 gün boyunca işkence edildiğini, Kaplan tarafından kerpetenle dişlerinin söküldüğünü anlatmıştı.
Doğan, daha sonra tutulduğu evden kaçmayı başardığını, polisler tarafından Çankaya Emniyeti’ne götürüldüğünü, buradayken polis amirinin yanına gelerek kendisini şikayetçi olmaması konusunda kendisini tehdit ettiğini ifade ederek, olaydan birkaç yıl sonra Kaplan’ın kendisine, “Dişlerini yaptırmadıysan IBAN at” dediğini belirterek, buna ilişkin yazışmaları da sunmuştu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik hazırlanan iddianamede gizli tanıkların da ifadeleri yer aldı. Gizli tanık M7U3H9F8C4 ifadesinde Ayhan Bora Kaplan’ın uyuşturucu işi yaptığını söyledi.
Gizli tanık M7U3H9F8C4’ün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ifadesinde ” Bora KAPLAN isimli şahıs uyuşturucu satımından yüksek miktarda gelirler elde ettikten sonra 2013 ve 2014 yıllarında Filistin Caddesinde bulunan Makyaj ünvanlı eğlence mekanını açarak eğlence sektörüne giriyor, kısa bir süre sonra da Albüm ünvanlı işyerini açıyor, bu arada mekanların güvenliğini sağlamak amacıyla silahlı kadrolaşmaya gidiyor. Bora Kaplan isimli şahıs suç örgütünün kurucusu ve lideridir. Bu şahıs uyuşturucu, kumar, eğlence mekanlarından kazandığı paraları tefe yoluyla işletir, bu şahsın bilinen 3-4 adet silahla adam yaralama olayı vardır. Bu şahsın kendi üzerinde kayıtlı herhangi bir malvarlığı yoktur, Mahfuz Tatar cinayetinin talimatını veren ve Semih Arslan isimli şahsın öldürülmesi olayında bağlantısı bulunmaktadır ” dedi.