Belediyeye açtığı davayı kazandı: Asfaltı parçalayıp 54 iş yerine ulaşımı kesmişti
Ordu'da fındık bahçesine gömülen bebeğin annesi Bilge Çapa, suçunu itiraf etmişti. Beşinci duruşmada savunması dinlenen kadın, aldığı ilaçlardan dolayı bazı olayları hatırlamadığını söyledi.
Ordu’nun Altınordu ilçesinde geçen yıl 12 Eylül’de Bilge Çapa’nın bir kızı oldu. Bir süre sonra bebeğin rutin kontrolleri için aile hekimliği aradı Bilge ama ardından polise bebeği için kayıp başvurusu yaptı. Polisler olayı araştırdı, bebeği bulamadı ve Bilge’yi gözaltına aldı. Bilge Çapa gözaltında bebeğini oturdukları evin arkasındaki fındık bahçesine gömdüğünü itiraf etti. İtiraf sonrası bahçe arandı, ceset bulundu. Bebeğin öldürüldüğünde sadece iki günlük olduğu tespit edildi. Bilge Çapa da ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.
Öte yandan bebeğin babası da DNA testiyle bulundu. Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi’ndeki DNA profil karşılaştırılması sonucunda şüpheli ile S.Ö.’nün yüzde 99,99 ihtimalle bebeğin biyolojik anne ve babası olabileceği tespit edildi. Bebeğin ölümünü İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı da araştırdı, ama ileri derecede çürüme olduğu için sebebi bulunamadı.
Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Bilge Çapa hakkında ‘Alt soydan akrabayı kasten öldürmek’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. İlk duruşmada serbest bırakılan Çapa ifadesinde olay tarihinde evde olduğunu söylemişti. HTS kayıtlarında o gün annesi ve kardeşiyle Perşembe ilçesinde olduğu tespit edilince dördüncü duruşmada yeniden tutuklandı. Bilge Çapa dün beşinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanık Çapa ve avukatının yanı sıra tanıklar katıldı.
Duruşmada HTS kayıtlarına ilgili soruyu şöyle yanıtladı Bilge Çapa: “Cezaevinde HTS kayıtlarını düşündüm. Avukatımla da konuştum. Ben o akşam önceki savunmalarımda belirttiğim gibi evdeydim. Bunu hatırlıyorum. Kullandığım ilaçlar nedeniyle bazı olayları hatırlamıyorum. Tarafıma okunan ve kız kardeşimle annemin HTS kayıtlarını kabul etmiyorum. O gün bebekle hastaneden taburcu olduktan sonra evde kimse yoktu. Akşam saatlerinde uyudum. Uyuduğumda da kimse yoktu. Annem ve kardeşim telefonlarını yanından ayırmaz. Ertesi gün uyandığımda bebek vefat etmişti. Yine evde kimse yoktu. Evde biri olsa yardım isterdim. Öldüğü için korktum, bebeği çatıya bıraktım. Sonra ailem eve geldi. Bebeği görmediler. Bu olaylar esnasında ailem yoktu” dedi.
Olay günü yaptığı telefon görüşmelerini hatırlamadığını belirten Çapa “HTS kayıtlarında S.C. ile yaptığım konuşmayı hatırlamıyorum. Sevgilim veya erkek arkadaşım değildir. Taksici Faruk ile de yaptığım görüşmeyi de hatırlamıyorum” dedi.
Çapa savunmasına şöyle devam etti: “HTS kaydında görünen sinyal bilgilerini kabul etmiyorum. O bölgede tanıdığım yok. Burada bulunma hususumu hatırlamıyorum. Kız kardeşimin de HTS bilgilerini kabul etmiyorum. Ben o akşam kardeşimle bir yere gitmedim.”
Sanık avukatı da HTS kayıtlarının yanlış olduğunu söyleyerek “Rapor gerçeği yansıtmıyor. Polis arkadaşımız baz istasyonlarının bulunduğu yolu göstermiş. Bulunduğu konumu göstermemiş” dedi.
Tanık olarak tekrar dinlenen anne S.Ç., kızının doğum yaptığı sırada evde olup olmadığını hatırlamadığını, kızının bebek doğurduğunu da eve gittiğini de görmediğini söyledi. S.Ç. “13 Eylül tarihinde Ordu merkezdeki ikametimden telefonumun sinyal almasının nedenini bilmiyorum. Eşimle beraber yaklaşık 6 ay yaylada kalır ve tarımsal faaliyet yaparız. O tarihte eve geldiğimi hatırlamıyorum. Kızımla olaydan önce de sık sık telefonla görüşürdük. Bilge’nin odasının camı yan binaya yakın olduğu için ışık almıyordu” dedi.
Tanık olarak dinlenen taksi şoförü Faruk O. da Çapa’nın acele hastaneye gitmek istediğini söylediğini anlatarak şöyle dedi: “Ben taksi durağında taksi şoförü olarak çalışmaktayım. Sanık Bilge’yi ara sıra durağımızı arayıp taksi istemesinden dolayı tanırım. Arkadaşlık durumumuz söz konusu değildir. Ben iki telefon hattı taşımaktayım. Biri şahsi, biri iş için. Bilge’ye daha önce taksi çağırdığı için numaramı vermiştim. Kendisini eylül ayı içerisinde doğum hastanesine bıraktım. Hastaneye bıraktıktan sonra yanından ayrıldım. Kendisi taksi ücreti olarak 200 TL vermişti. O sırada para üstünü verememiştim. Daha sonra para üstü ile ilgili beni aramış olabilir. Farklı bir tarihte yolculuk yaparken para üstünü kendisine verdim. Ben Bilge’yi bebeğiyle hastaneden almış değilim. Kucağında bebek varken de almadım. Kendisini Ordu dışında, Perşembe gibi başka muhite götürmedim. Ben Bilge’yi hastaneye bıraktıktan sonra evde dinlendim. Tekrar işimin başına döndüm, ancak ne zaman olduğunu hatırlamıyorum. Bilge’yi öncesinde doğum hastanesine götürmedim. O gün ilk kez götürdüm. Onda da ‘Karnım ağrıyor’ diyerek acele şekilde hastaneye götürmemi söyledi. Ben de götürdüm. Kendisiyle gebe olup olmadığı ile ilgili aramızda konuşma geçmedi.”
Sanık ile tanıkları dinleyen mahkemeye heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteleyip Bilge Çapa’nın tutukluluğuna devam kararı verdi.