Maraş’ta 6 dakika arayla 2 deprem
Adana'da psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı 25 yıllık eşi boşanma davası açınca Ali D. evde televizyondan buzdolabına her şeyi kırıp döktü, "sıra onlarda" deyip ölüm tehdidi savurdu. Fadime D. haykırıyor: Öldürecek bizi, beni duyan var mı?
Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan Fadime D. 25 yıl önce Ali D. ile kaçarak evlenmişti. İlk günden itibaren de eşinin psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kaldı. Ancak ailesiyle arası açıldığı için evine de dönemedi.
2001’de boşanmaya karar verdi ama bu sefer de hamile olduğunu öğrendi. Eşinin ailesinin araya girmesiyle barıştılar.
D. çiftinin Mert adını verdiği oğullarının doğumundan 10 yıl sonra bir çocukları daha oldu.
Eşi hiçbir işte çalışmayan Fadime D. gündelik işlere gidip çaycılık, temizlik ve tarım işçiliği yaparak ailesinin geçimini sağlıyordu.
Yıllar süren şiddetin ardından Ali D. mayıs ayında eve av tüfeği getirip eşini ve çocuklarını ölümle tehdit etti.
Fadime D. daha fazla dayanamayarak polise gitti, eşinden şikayetçi oldu. O gece nezarette tutulan Ali D. hakkında uzaklaştırma kararı verildi. Fadime D. 20 Haziran’da da boşanma davası açtı.
Durumu öğrenen Ali D. 24 Haziran’da eşi ve çocuklarının olmadığı bir saatte eve gelerek demir sopayla beyaz eşyaları, pencere ve kapıları, damdaki güneş enerjisi sistemini kırdı.
Mahalleliyi de müdahale etmemeleri için tehdit eden Ali D. “Evi hallettim, şimdi sıra onlarda” diyerek ayrıldı.
Fadime D. gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü. Çukurova Üniversitesi’nde Türkçe öğretmenliği son sınıf öğrencisi oğlu Mert ile polise giderek bir kez daha eşi hakkında şikayetçi oldu:
“Daha önce de çok kez boşanmak istedim, hep araya girdiler. Dayak ve küfürlere rağmen idare ediyordum. İşin içine silah girince korkmaya başladım. Küçük oğluma ‘Annenizin 3-5 günü kaldı. Ya ben cezaevine gireceğim ya da siz bu evden gideceksiniz’ diyordu. Bir akşam eve silah getirip koltuğun üstüne koymuş. Görmezden gelip namaz kılmak için diğer odaya gittim. Silahı doldurup boşaltarak gözdağı veriyordu. O gün polisi aradım, bir gece nezarethanede kalıp döndü. Sonra uzaklaştırma kararı aldırıp boşanma davası açtım.
Biz yokken eve gelip taş üstünde taş bırakmamış. Taksitlerini yeni bitirdiğim iki televizyon, iki buzdolabı, ankastre set, mutfak dolapları, güneş enerjisi, oğlumun bilgisayarı; hepsini demir çubukla kırıp dökmüş. Komşular müdahale edemesin diye de dış kapıyı kilitlemiş. Sonra çıkıp ‘Evi hallettim, sıra onlarda’ demiş. Bu korkuyla yaşamaktan bıktım.
Büyük oğlum üniversite son sınıf öğrencisi. Onu ne zorluklarla büyüttüm, okutuyorum. Onun gözlerimin önünde ölmesini istemiyorum. Sesimi duyun, beni kurtarın. Patronlarımı arayıp işten çıkarması için tehdit ediyor. Boşanma davası açtıktan sonra iyice kontrolden çıktı. Şimdi dışarıda, elini kolunu sallayarak geziyor. Yalvarırım beni kurtarın.”