Doğum gününde eşini öldürmüştü: Rasgele ateş ettim, kimi vurdum bilmiyorum
Bursa'da arkadaşı Recep Özaslan'ı gözlerinin önünde öldüren sevgilisi İlyas Sarıkaya'nın silahlı saldırısında ağır yaralanan ve yaralı halde 21 gün boyunca cinsel saldırıya uğrayan F.O. yaşadığı kabus dolu günleri anlattı.
Bursa’da Recep Özaslan’ı üç kurşunla öldürüp cesedini önce çarşafa, ardından streç filme sarıp bantlayan İlyas Sarıkaya’nın yaralı halde 21 gün cinsel saldırıda bulunduğu sevgilisi F.O.’yu silah sesi duyulmasın diye üstüne yastık bastırıp yedi kurşunla vurduğu ortaya çıktı.
22 Haziran’da Osmangazi ilçesi Küplüpınar Mahallesi’nde alzheimer hastası annesi A.S. ve sevgilisi F.O. ile oturan İlyas Sarıkaya mahalleden arkadaşı Recep Özaslan’ı eve çağırdı. Sonradan anlattığına göre uyuşturucu madde etkisi altında olan Sarıkaya sevgilisi ile ilişkisi olduğunu düşündüğü Özaslan’ı tabanca ile vurdu. Ardından ağır yaralanan arkadaşına iki kez daha ateş etti. Özaslan beline ve göğsüne isabet eden kurşunlarla hayatını kaybetti, İlyas Sarıkaya sevgilisi F.O.’ya da aynı silahla ateş açtı. Ardından vücuduna yedi kurşun isabet eden kadına cinsel saldırıda bulundu. Özaslan’ın cesedini önce çarşafa sonra streç filme sarıp bantlayan Sarıkaya, eczaneden aldığı sargı bezi ve ilaçlarla pansuman yaptığı sevgilisine bu yaralı halinde 21 gün boyunca tecavüz etti.
Özaslan’ın cesedinin çürümesiyle çıkan koku komşuları rahatsız edince olay yerine polis geldi. Sarıkaya sevgilisini silah zoruyla pencereye çıkartıp sorun olmadığını söyleterek polisi geri gönderdi, uzaklaştırdı.
Bütün bunlar F.O.’nun 12 Temmuz’da Sarıkaya’nın sehpa üzerinde unuttuğu telefondan annesine mesaj yazıp yardım istemesiyle ortaya çıktı. F.O. annesine yazdığı mesajda “Odada ceset var. Telefon dinleniyor. Diafon açık, mesaj yazma. Bana sekiz el ateş etti. Yaralıyım. Polisi görürse önce beni öldürecek. Onu para ile kandırıp evden çıkartın, sonra da beni alın” dedi. F.O.’nun annesi de polise gidip şikayette bulundu. Polis yaralı F.O. ile yine mesaj aracılığıyla ilişkiye geçti. Ve sonunda Recep Özarslan yakalandı.
Polis Sarıkaya’yı evden uzaklaştırmak için onun F.O.’nun annesinin evinden para almaya gitmesini sağladı. F.O.’nun annesinin evinin önüne otomobilini park ettiği sırada karşısında gördüğü polis ekiplerine silahını doğrultup tehdit eden Sarıkaya etkisiz hale getirilip gözaltına alındı. Eve giden ekipler ağır yaralı halde F.O. ve kokmaya başlayan cesetle karşılaştı. F.O. tedavi edilmek üzere ambulansla hastaneye, Özaslan’ın cesedi otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. F.O. ile Özaslan’ın cenazesinin evden çıkarıldığı anları cep telefonuyla çevredekiler de görüntüledi.
Arkadaşı Recep Özaslan’ı gözünün önünde öldüren sevgilisi İlyas Sarıkaya’nın silahlı saldırısıyla ağır yaralanan ve yaralı halde 21 gün boyunca cinsel saldırıya uğrayan F.O. kabus dolu günleri DHA’ya anlattı:
“Bildiğiniz cehennemi yaşadım. Nedenini bilmiyorum, ama önce arkadaşını vurdu. Üç tane mermiyle öldü zaten arkadaşı. İki tane daha ‘garanti olsun’ dedi, üstüne sıktı. Onu daha hızlı vurdu, benimle bayağı kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı. Bir saat sürdü beni vurması, sekiz mermi sıktı. Biri çıktı vücudumdan, birini hastanede aldılar. Altı mermi hala vücudumda, onunla yaşıyorum. Yaşamaya çalışıyorum yaşamaksa. Gece uyudu zaten, sabah kalktığında yani hiçbir madde falan da kullanmamıştı. Çok ağır uyuşturucular kullanıyordu ama madde kullanmamıştı. Gayet kafası açıktı, ayıktı. Uykudan kalktı. Direkt zaten kapıları yokladı, kontrol etti. Sonra arkadaşına hiçbir nedensiz, ‘Siz terane mi çeviriyorsunuz, benim arkamda terane mi var? Çabuk bana zulayı çıkar’ deyip onu vurdu. Sonra bana geldi sıra. Kuzu kuzu bekledim sıramı. En son söylediğim şey, Rabbim duyan sensin, bilen sensin, beni evladıma kavuştur dedim, ilk mermiyi yediğimde. Bana da ‘Bu evde yedi tane gizli kamera var biliyorum. Kameraları çıkar, seni vurmayacağım. Açacağım kapıyı gideceksin. Çıkaramazsan yiyeceksin mermiyi’ dedi. Tabii öyle bir şey olmadığı için çıkarma şansım yok. ‘Yok öyle bir şeyi nereden bulayım ben kamerayı’ deyince, başladı ateş etmeye.”
İlyas Sarıkaya’nın en son silahı kafasına dayadığını, tetiğe bastığında ise silahın tutukluk yaptığını söyleyen F.O. “Sekiz taneden sonra ben ölü taklidi yaptım. Çünkü beş tane arkadaşına, sekiz tane bana sıktı, 13 ya da 14’üncüyü tam bu kafamın üstünden sıktı. Ama silah tutukluk yaptı. Hani o son mermiyi bana sıkmasın diye, haziran ayında hava geç kararıyor, yani sabah 10.30-11.00 civarıydı ateş etmeye başladığında, hava kararana kadar ölü taklidi yaptım. Polis gelecek diye ölü taklidi yaptım, o canımın acısıyla kan kaybederken. Sonra anladı nefes aldığımı. Sonra ‘Ölmedin mi sen’ deyince artık mecburen gözlerimi açmak zorunda kaldım, ölmedim diye. Korktu. Ben dedi, ‘Vallahi sekiz mermiyle can almadım, canını alamam’ dedi. Korktu. Ben bayağı rahatladım o zaman. İşte o son mermiyi tekrar sıkmayacak diye. Sonrasında kabus başladı” dedi.
Sarıkaya uyuşturucu madde etkisinde uyurken annesine mesaj attığını söyleyen F.O. “21 gün işkence etti, tecavüz etti. Elinden kurtulabilmek için her türlü şeyi denedim. Ama işte 21 gün sonra uyuşturucudan sızınca anneme mesaj atabildim, telefonunu çalıp. Ayağa kalkmam mümkün değildi. Bacağımda iki kırık varmış, sonradan öğrendim. Kolum da kırık. Kalkıp bir yere gidebilme şansım yoktu. Oturduğum yerden bastonla çektim sehpayı. Sehpanın üstünden telefonunu aldım. Anneme mesaj attım 21 gün sonra. Bu arada ben gençlik dönemlerimde ilaç firmalarında mümessillik yaptığım için, annesi vardı evde alzheimer hastası. Eczaneye ve bakkala kadar gidebiliyordu. Annesine eline yazdım gereken ilaçları, kendi kendimi tedavi ettim orada. Kanamamı durdurdum, pansumanımı yaptım. Yani bir şekilde yaşamaya çalıştım. Hala nasıl yaşadığımı ben de bilmiyorum” diye konuştu.
Recep Özaslan’ın cesediyle aynı yerde yaşadığını ve İlyas Sarıkaya’nın cesedi fırın kutusuna koyduğunu anlatan F.O. her şeyin aniden geliştiğini ve Sarıkaya’nın arkadaşını neden öldürdüğünü bilmediğini söyledi:
“Cesedin yanımda çürümesini izledim. Cesedin önce gözleri aktı. Sonra üstüne örtü örttü. Bacaklarını görebiliyordum. Şişti, morardı, deri döküldü, kurtlandı. O kurtlar bana gelmesin diye, alzheimer hastası anne kurtları süpürüyordu o tarafa doğru. Sonra polislere şikayet olmuş koku var, diye mahallede. Polisler gelecek diye cesedi kendisi kirece bastı, her yerini. Sonra onları streç filme sardı. Bu ankastre fırınların köpüklerinin, onun kutularının, köpük kutunun içine koydu öbür odayı götürdü. Hepsini izledim orada. O koku hala çıkmıyor burnumdan. Bir anda oldu, hiç gerçekten ben de anlayamadım ne olduğunu. Bir anda kalktığı gibi odadan çıktı, tabanca elinde. Bir anda rehin aldı. Yani hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey yoktu. Ben de anlayamadım. Ya ne olduğunu ben de çözemedim. Ne geldi aklına, neden öyle yaptı. Biz gittik bir şey yoktu akşam. O uyudu, ben oturdum odada. Arkadaşı da bir haftadır onda kalıyordu. Arkadaşı eşinden ayrılmış. Bildiğim kadarıyla eşi gitmiş memleketine. Bir haftadır adam sokaktaymış. Bir gece önce de yağmur yağıyor. İşte yağmurda ıslanmış. Arkadaşına da diyor ki, bunu ben kendim duydum, ‘Al şu beş bin lirayı, uyuşturucu al. Beraber takılırız. Evde nasıl olsa kimse yok, sokakta kalma’ diye. Adamı resmen ölümüne çağırdı. O da koşa koşa gitti, aldı geldi. Bir haftadır adam evdeydi zaten. Yani gayet her şey normaldi. Gece de ben onun yanında kaldım. Sabah kaldırdım, uyku sersemi İlyas kalktı. Ben salona çıktım, arkadan o çıktı salona. Bilmiyorum artık ne geldi aklına, ne geçti aklından, bir şey mi düşündü, ateş etmeye başladı. Önce Recep’i vurdu. Yani direkt çıktığı gibi zaten ben cam tarafına köşeye sıkıştım. Kapıya yaklaşamıyordum. Hiçbir tarafa gitme şansım yok. Köşedeydim. O kapının önündeydi. Daire kapısının önündeydi. Direkt ona dediği şey ‘Çabuk söyle ne terane çeviriyorsun arkamdan açıkla. Zula nerede? Zula mı çıkar’ dedi ateş etmeye başladı. Onu zaten 3-4 dakika sürmedi öldürmesi. Sonra benimle çok uğraştı. Bir saate yakın benimle uğraştı, ateş etti. Geldi gitti ateş etti, geldi gitti. Bir saat civarı benimle oynadı, resmen oynadı.”
Sarıkaya’nın Özaslan’ı öldürüp kendisini yaraladığında uyuşturucu madde etkisinde olmadığını söyleyen F.O. “Uyuşturucu madde etkisinde değildi, çünkü bütün gece boyunca uyumuştu, sabah uyandığında, kalktığında yaptı bunu. Gayet ayıktı. Sürekli gövdemi nişan aldı. İlk mermiyi sıktığında ben gözlerimle nişan aldığını gördüm. Bacağımı çektim kendi gövdeme doğru, ilk mermiyi bacağıma yedim. Sonra kolumla korumaya çalıştım kendimi, sol kolumla. İkinciyi koluma yedim artık sol tarafım düşünce kalan mermilerin hepsi sırayla gövdemde. Kalbimin bir santim altında, biri omurgamda. Bir santimle, bir milimle mucize gibi yaşıyorum şu anda. Çok korkunç bir acı. Acı sadece acı. Hiçbir şeye benzemeyen bir acı bu. Yani hiçbir ağrıya benzemiyor mermi acısı. Gündüz 11 civarı başladı ateş etmeye. Hava kararmıştı, benim ölü taklidi yaptığımı anladığında ‘Sen mucizesin. Allah’ın mucizesisin. Allah’ın öldürmediğini ben öldüremem. Mermi sıkamam’ dedi, silahı elinden bıraktı. Bir oh çektim ama tabii sonrasında 21 gün boyunca çektiğim işkencenin başlangıcıymış o sadece. Cesetle aynı evin içinde, üç metre aramızda. Cesetle aynı evin içinde cinsel saldırıya uğrayarak 21 gün daha yaşadım. Sekiz mermiden sonra ‘Sen nasıl yaşıyorsun, biyonik misin, kablolar mı var içinde’ derdi.”
Vücudundaki altı mermiyle yaşamaya devam ettiğimi söyleyen F.O. “Altı tane mermiyle hala yaşıyorum vücudumda. Ben de inanamıyorum nasıl yaşadığıma. Nasıl bir mucize olduğuma. Bildiğin bir mucize bu yani. Allah’ın mucizesi. 21 gün boyunca bildiğiniz bir psikolojik savaş verdim orada onunla. Hem bedenen savaş verdim. Cinsel istismara uğruyordum. Hem psikolojik işkence gördüm. Kızım için yaşadım. Bir şekilde yaşadım” dedi.
İlyas Sarıkaya’nın F.O.’yu silah sesi duyulmasın diye üstüne yastık bastırarak vurduğu tespit edildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada polisin ifadesine başvurduğu bina sakinlerinden Enis Aydemir’in de ifadesinde eve girince kurşun delikleri olan yastığı gördüğünü ve silah sesi duymadıkları için Sarıkaya’nın F.O.’yu silahın üstüne yastık bastırarak vurduğunu söylediği öğrenildi.
Silah sesi duymadığını, evden gelen koku üzerine rahatsız olduklarını söyleyerek yaşananları DHA’ya anlatan Enis Aydemir “İlyas burada bizimle konuşan, tanışan bir insan. Bu mahalleden koku gelmeye başladı. Yastığı silahın üzerine koyuyor ve kadını yedi yerinden yastıkla vuruyor. Ses gelmesin diye böyle bir şey yapıyor. Bacaklarına beş kurşun, geri kalan kurşunlar göğsüne isabet etmişti. İlyas kadını yastıkla vurduğu için sesi bastırmaya çalışmış” dedi.
Mahalleden gelen silah seslerini duyduğunu fakat nereden geldiğini anlayamadığını, binadan aşağı çöp atıldığını zannettiğini belirten Hanife Güney ise “Sadece sesleri duydum. O gün evde oturuyordum. Yukarıdan aşağıya çöp attılar sandım sonra ‘tak’ diye bir ses duydum. Sonra iki el yeniden silah atıldı ‘tak, tak’ diye. Bu kez camdan dışarıya baktım. Ama komşulardan hiç ses gelmeyince tekrar içeri girdim. Bir süre sonra dört el daha silah sesi geldi. Üst kattan hemen camları açtılar. Adam bir o köşeye bir bu köşeye bakmaya başladı ve hemen camları kapadı. Sonra yeniden iki el daha silah sesi geldi. Kendilerini görmedim ve hiç tanımıyorum. Olay gündüz saatlerinde yaşandı” diye konuştu.
Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan ve hakkında ‘kasten öldürme’, ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’, ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma’, ‘beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı silahlı yağma’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma’ suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan İlyas Sarıkaya’nın, ‘uyuşturucu madde kullanma’ ve ‘kasten yaralama’ gibi farklı suçlardan da 11 kaydı olduğu öğrenildi.