AYM’yi şikayet eden Yargıtay üyelerinin düğününden manzaralar: MHP, Ak Partili yöneticiler, bakanlar ve milletvekilleri
FETÖ’nün yargıdaki ‘taktiksel beyin takımı’nda yer aldığı belirtilen eski Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, örgüt yöneticiliğinden 17 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı bozdu.
FETÖ’nün yargıdaki ‘taktiksel beyin takımı’nda yer aldığı belirtilen eski Adalet Akademisi Başkanı ve eski Yargıtay Üyesi Hüseyin Yıldırım’ın Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından örgüt yöneticiliğinden verilen 17 yıl 4 aylık hapis cezası kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca, örgüt yöneticiliği yerine örgüt üyeliğinden yargılanması gerektiği gerekçesiyle bozuldu.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Yıldırım’ın silahlı terör örgütünün yöneticisi olduğunu vurguladı. Tekrar Ceza Genel Kurulu’na gönderilen dosyadan şaşırtan karar çıktı. Genel Kurul, Hüseyin Yıldırım hakkında, eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu ve bu suçtan üst sınıra yakın ceza belirlenmesi gerektiği halde suç vasfının tayininde hataya düşülmek suretiyle silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan cezalandırılmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verdi. Daire’nin bozma kararına uyması ve örgüt üyeliğinden yargılama yapması halinde sanık Yıldırım, en az 10 yıl daha az hapis cezası alabilir.
Sabah gazetesinden İlker Turak haberine göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararında; terör örgütü tanımının yeniden yapılmasına ve “silahsız terör örgütü” tanımına yer verilmesine yönelik 2002’de yürütülen çalışmanın yasalaşmaması için bakanlıktaki diğer FETÖ mensuplarıyla yoğun kulis yapan Yıldırım’ın, 2010 Anayasa değişikliği sırasında HSYK üyelerinin seçiminde tek oy sisteminin riskli olduğu yönünde fikir beyan edip kulis yaptığı kaydedildi.
Tutuklu yargılanan Yıldırım’ın örgütün taktiksel beyni olduğunu ifade eden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, “Sanığın, yönetici olarak örgüt üyelerini yönlendirdiği, örgüt içerisinde olma iradesinin devamlılık gösterdiği, örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğunu bilerek üye/yönetici olmak kasıt ve iradesi ile hareket ettiği, böylece sanık açısından atılı silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır” denildi.