Evlatlık olduğunu nişanlısından öğrendi: Şimdi yıllardır bulamadığı cevapların peşinde
İzmir'deki elektrik faciasında ölen iki kişiden Özge Ceren Deniz’in avukatı Sarıçiçek İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin eski ve yeni başkanları dahil beş kişi hakkında suç duyurusu yaptı. Başkan Tugay avukatı popüler olmak istemekle suçladı.
İzmir’in kalbinde, Alsancak vapur iskelesinin hemen karşısında yer alan Enver Dündar Başar Sokak’taki trafodan gelen elektrik kabloları toprakta yeterince derinden geçmiyordu, yüzeye çok yakın bir noktadaydı. İnsanlar aylardır elektrik kaçağı olduğuna dair ihbarlar yapıyor, ancak hiçbir şekilde önlem alınmıyordu. 12 Temmuz’da sağanak yağış vardı ve kablolar suyun içindeydi. Özge Ceren Deniz oradan geçmek isterken aniden yere yığıldı. Onu kurtarmak için yardıma koşan arkadaşı İnanç Öktemay da öldü.
Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Belediyesi Genel Sekreteri İZSU eski Genel Müdür Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrikten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan’ın da aralarında olduğu 13’ü tutuklu 42 kişi hakkında 15’er yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Özge Ceren Deniz’in avukatı Ayşe Sarıçiçek aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer’in de aralarında bulunduğu beş kişi hakkında “olası kastla adam öldürme” suçundan ceza almaları için suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusuna ilişkin konuşan Cemil Tugay “kelle isteriz mantığında” olunmaması gerektiğini belirtti. Yeni dönemde göreve gelen başkan ve müdürlerin yaşanan faciayla illiyet bağı bulunmadığını söyleyen Tugay şunları söyledi:
“Bunun çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü benim ve bu dönem göreve gelmiş olan arkadaşlarımızın özellikle bu konuyla hiçbir ilgisi yok. Yani bir hata olduğundan bahsediliyorsa bu bizimle alakalı bir hata değil. Hiçbir illiyet bağı yok. Bu bir avukat arkadaşın kendini popüler etme ya da bu olayı biraz siyaset üzerinden provoke etme çabası diye düşünüyorum. Sorumlu kimse tabii ki bulunmalı ve gereken yapılmalı. Bununla ilgili hiçbir şeyimiz yok. Ancak yani bunu yaparken de kelle isteriz mantığıyla bakılmamalı. Gerçek sorumlular bulunmalı.”
Olayın gerçekleşmesinde suyun iletkenliğinin belirleyici unsur olmadığını belirten Tugay şunları kaydetti:
“Burada insanların bir elektrik çarpmasıyla öldüğünü unutmamak lazım. Yani suyun iletken olduğuna dair şeyler söyleniyor ama o görüntüleri tekrar tekrar izledim. Bunun özellikle söylemek isterim. Mesela hayatını üzücü bir şekilde kaybeden İnanç Bey hepimizi çok etkileyen o sahnede suyun içinde yürürken hiçbir şey olmuyor. Ama kızcağıza temas ettiği zaman çarpılıyor. Yani bu demektir ki tam bir noktada elektrik hattına temas etti. Yani suyla alakası yok bunun. Zaten daha önceki bildirimlerde de orada yağmurun yağmadığı, suyun birikmediği zamanlarda da insanların elektrik akımına kapıldığı söyleniyor Dolayısıyla su birikmesiyle ilgisi olmayan bir olay bu.”
“Ancak bir elektrik kaçağı olduğu çok açık. Bu elektrik kaçağıyla ilgili daha önce defalarca bildirim yapılmış. İlgili kurum yetkilileri buraya gelmiş. Bunu tespit etmiş. Zaten en son ortaya çıkan iddianamede de elektrik dağıtım şirketinin kendi kayıtlarında mesela en son 17 Haziran’da gidip orada bir kaçak olduğuna dair teşhisleri olduğu malum. Yani bundan sonra ‘neden acaba gereği yapılmadı’ diye sormak lazım. Ben bilmiyorum bunun cevabını ben veremem. Ama bildiğim bir şey var ben belediye başkanı olarak ya da o dönemde İZSU’da üst düzey yetkili olan arkadaşlarımızın bu konuyla doğrudan bir ilgisi kesinlikle yok. O yüzden üzücü buluyorum bu tavrı. Bu insanlara dair üzüntümüz hepimizin var. Büyük bir keder duyuyoruz. Ancak buradan duyduğumuz keder, masum ve suçsuz insanları suçlama gibi bir hak vermez kimseye. Gerçekten hata kime aitse ona yönelik bir suçlamada bulunmak gerekir. Bence biraz sınırı aşmış bir iddia bu. Belediye başkanıyla ilgili bir suç duyurusunda bulunmak. Siyasileştirmeye çalışıyorlar. Belediye başkanları çünkü siyasi kimlikler. Bu bence o avukat hanımefendinin mahareti. Doğru bulmuyorum bunu, yanlış buluyorum.”
İzmir’deki elektrik faciasında 42 sanığa 15 yıla kadar hapis istendi