Hatay’ı su bastı: Nedeni kontrolsüz yıkımlar
Hatay'da rezerv alan planı adım adım işlerken vatandaşlar çaresizce ne olacağını bekliyor. En büyük tepki mülklerinin yerine ne yapılacağını bilmemekten ötürü ne ödeyeceklerinden de habersiz olmalarından kaynaklanıyor.
Depremin yıktığı Hatay’ın Samandağ ilçesinde ekim ayında vatandaşlara bir SMS gitti. Bu kısa mesajda mülklerinin ‘rezerv alan’ gerekçesiyle Hazine’ye devredildiği yazıyordu. Ancak Samandağ halkı tepki gösterince SMS’ler kesildi. Bu kısa mesajların ulaştığı isimlerden Habip Yapar, Samandağ çarşısındaki evinin Hazine’ye devredilmekte olduğu mesajıyla çaresiz bir bekleyiş içinde.
Emekli inşaat mühendisi 61 yaşındaki Habip Yapar gibi Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde rezerv yapı alanı ilan edilen 207 hektarlık alanda binlerce mülk sahibi var. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için tıklayın.
Söz konusu bölgelerin rezerv yapı alanı ilan edilmesi kararı 9 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanan ve kentsel dönüşüm düzenlemeleri içeren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmasına dair kanuna dayandırılıyor. Kanun kapsamında “rezerv yapı alanı” tanımında değişikliğe gidilirken “yeni yerleşim alanı olarak” ibaresi metinden çıkarılmıştı. Böylece sadece boş alanların değil meskun mahallerin de rezerv yapı alanı ilan edilmesinin önü açılmıştı. Bu düzenlemeyle 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle afet bölgesi kabul edilen yerlerde hasarlarla bağlantılı yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimize bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Maliklerin rızası aranmadan mülklerin rezerv yapı alanı kapsamına alınmasını mümkün kılması kanuna yönelik eleştirilerin temel noktalarından biri. Çünkü rezerv alan sınırları içinde kalan yapıların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması için mülk sahiplerinin rızası aranmıyor ve oluşacak inşa maliyetini de üstlenmeleri isteniyor.
Mülk sahipleri yeniden inşa sürecinde ne kadar maliyetle karşılaşacaklarını bilmiyor. Ancak bu maliyeti üstlenmek istemeyen ya da istese dahi mali durumu el vermeği için ödeyemeyecek kişilerin tapularının ne olacağı belirsiz. Ayrıca bir mülk sahibinin borcunu ödemeden ölmesi halinde tapu Hazine’ye geçmiş olacağı için varislerin herhangi bir hak kaybına uğrayıp uğramayacağı, malikler borcun tamamını ödeyene kadar tapu sahibi Hazine olacağı için insanların mülklerini satamayacak ya da kiraya veremeyecek olması nedeniyle uğrayacağı kayıplar gibi çok sayıda soru işareti ve belirsizlik var.
Samandağ’daki mülkleri rezerv yapı alanı içinde kalan 56 yaşındaki doktor Hasan Fehmi Cilli de endişeli. SMS ile bilgilendirildikten sonra dava açtıklarını söyleyen Hasan Fehmi Cilli mülklerinin hangi şartlarda alındığını bilmediklerini söyledi:
“Bizim mülkümüzü yıktıktan sonra bana yine aynı yerde, aynı parselde aynı büyüklükte mülk verilecek mi? Belli değil. Çevre Bakanlığı’na bile gittik, cevap alamıyoruz.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki 3 Şubat’ta Hatay’da deprem konutlarının anahtar teslim töreninde rezerv yapı alanı uygulamasının afet bölgesinin yeniden imarını hızlandırmayı amaçladığını söylemişti. Özhaseki “Devlet kimsenin malına çökmez, devlet kimsenin evini elinden almaz. Ne yapacak alıp da evi devlet? Bizim yasal olarak o bölgede iş yapabilmemizin tek yolu rezerv alan ilan etmek, sonra da gelip evler yapmak. Sonra da yıkılan ev kiminse, o mahallede kim oturuyorsa, o alanda kimin hakkı varsa bunu ona teslim etmek” demişti.
Rezerv alan ilan edilen bölgelerde kaç mülk sahibinin etkilendiğine dair açıklanmış resmi veri olmasa da Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Ecevit Alkan’ın Reuters’a yaptığı değerlendirmeye göre söz konusu alandaki nüfustan hareketle 50 bin civarında kişinin düzenlemeden etkilenmesi bekleniyor.
Hatay Valiliği’nin internet sitesinde şubat ayı sonunda yayınlanan afet projelerine göre rezerv alanda 44 bin 723 konut planlandığı görülüyor. Ancak kaç mülk sahibinin tapusunun Hazine’ye devredildiği ile ilgili bir bilgi yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Reuters’ın rezerv alan uygulamasından kaç mülk sahibinin etkilendiği ve kaç kişinin tapusunun Hazine’ye devredildiği ya da devredileceği gibi sorularına yanıt vermedi. Muhalefet partilerinden milletvekillerinin TBMM’ye verdiği çeşitli soru önergeleri de yanıtsız kaldı.
Antakya’da yaşayan Hatice Altınöz ve oğlu Ahmet Altınöz iki kez “az hasarlı” raporu verilen evlerini tamir edip yeniden oturmayı planlarken bölgenin rezerv yapı ilan edilmesi ile evi tahliye etti. Hatice Altınöz “Evimize iki defa az hasarlı raporu verildi. Tadilat yaptırıp oturma şansımız vardı. Ama şu saatten sonra artık oturamayız” dedi ve ekledi:
“Bize konteyner zaten verilmiyor evimiz az hasarlı diye. Kızımın yanında konteynerde yaşıyorum.”
Hatay Barosu’ndan Alkan mülk sahiplerinin planlama ve onay süreçlerinin hiçbir aşamasına dahil edilmediğini, ancak önlerine konacak tüm faturayı üstlenmelerinin istendiğine dikkat çekti. Alkan “Rezerv alanda yapılacak bütün planlama, uygulama ve imalatı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kendisi yapıyor. O yapılan bütün harcamalar üst üste toplanacak ve vatandaşa bir fatura çıkacak. Şu an o faturanın ne olduğunu bilmiyoruz” dedi. Alkan durumu “Yani bir restorana gidiyorsunuz, çok iyi bir yemek getirecekler ama fiyatını bilmiyorsunuz. Hesap ne gelirse ödemeniz gerekiyor” cümleleriyle anlattı.
Devletin önce vatandaşın rızasını alması, hak sahipleri ile iletişime geçerek gerekli bilgilendirmeleri yapması gerektiğini belirten Alkan “Biz dava açarak aslında devletin kendiliğinden vermesi gereken bilgileri edinmeye çalışıyoruz. Yani aslında dava açmadan devletin görevini yapması gerekirken bu tür bilgilere ancak dava yoluyla ulaşabiliyoruz” dedi. Müvekkilleri adına rezerv alan uygulamasına yönelik yürütmeyi durdurma talebiyle dava açan Samandağlı avukat Orhan Özen de yasanın mülkiyet haklarını ihlal ettiğini belirterek yeniden inşa vaadine rağmen, mülkleri Hazine’ye devredildikten sonra maliklerin nasıl korunacaklarının belirtilmediğine dikkat çekti.
Samandağ’da rezerv alan ilan edilen bölgenin ilçenin en değerli yeri olduğunu belirten Özen “Kamu yararı ile vatandaşlar arasındaki denge göz ardı ediliyor” dedi. Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Hatay İdare Mahkemesi’ne sunduğu ve Reuters tarafından görülen savunma metnine göre bakanlık davacıların yalnızca kendi bireysel taşınmazları üstünde hak sahibi olduğunu, rezerv alanın tamamı üzerinde hak sahibi olmadıklarını, dolayısıyla rezerv yapı alanı kararının yürütmesinin durdurulması talebinin reddedilmesi gerektiğini savundu.