Akademinin ‘yılbaşı’ ile imtihanı: İÜ’den örtülü ‘kutlamayın’ mesajı
Urfa’da bir ilçe müftüsü, din dersi vermeye gittiği okulda bir çocuğu istismar etiği iddiasıyla tutuklandı. 10Haber’e konuşan Eğitim-İş Başkanı, ‘Okullara din görevlilerini dolduran ÇEDES gibi protokoller kalkmadıkça bu rezaletler artacak’ diye uyardı.
Şanlıurfa’nın Akçakale İlçe Müftüsü Halil B.’ye (37) ücretli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verdiği sınıfta 12 yaşındaki ismi açıklanmayan kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında açılan soruşturma sonucu tutuklandı.
Olay Akçakale Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nda meydana geldi. İddiaya göre Akçakale İlçe Müftüsü olarak görev yapan üç çocuk babası Halil B. hakkında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verdiği sınıfta kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla aile şikayetçi oldu. Gözaltına Halil B., yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.
Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Açıklamada Baro olarak olayın takipçisi olunacağı belirtilerek “Şanlıurfa Akçakale müftüsünün ücretli öğretmenlik yaptığı okulda 12 yaşındaki öğrencisine karşı cinsel istismarda bulunduğu iddiası üzerine hakkında soruşturma başlatılmıştır. Şüpheli 20.10.2023 tarihinde tutuklanmıştır. Olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz” dendi.
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celalettin Gül ise 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu hedef alarak sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale İlçe Müftüsü çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi. İddialara göre yapılan sınıf başkanlığı seçiminde seçimi kaybeden kız öğrenci müftünün teselli amaçlı kendisine sarıldığını ve bu sırada cinsel istismarda bulunduğunu öne sürerek şikayetçi oluyor ve hocamız tutuklanarak cezaevine gönderiliyor. İstanbul sözleşmesinin uzantısı 6284 sayılı kanun yüzünden öğretmenlerimiz ve hocalarımız yetim ve öksüz bir öğrencisinin, talebesinin başını dahi okşamaya korkar oldu. Düşük not verdiği için, kendisiyle tartıştığı için öğretmenine taciz iftirasında bulunan vakalarda ciddi artışlar var. İstanbul Sözleşmesi’nin bir ürünü olan 6284 sayılı kanun iftira yasasına dönüşmüş durumda. Kadının beyanının esas alındığı, delilsiz beyana dayalı bu kanuna göre iddia ispatlanmadığı takdirde dahi muhataplar göz göre göre cezalandırılabilmektedir.”
İddialara ilişkin 10Haber’e konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise okullara din görevlilerin eğitim adı altında sokulmasının bu tür skandallara zemin hazırladığını söyledi.
“ÇEDES protokolüne de bu yüzden karşıyız. ‘Eğitim öğretmenlerle yapılır. Pedagoji bilmeyen, kim olduğu bilinmeyen gerici insanların küçük çocuklarla aynı ortamda bulunması büyük bir güvenlik açığı yaratır’ demiştik. Bunun acı meyvelerini görüyoruz” diyen Özbay şunları söyledi:
“MEB’ sormak lazım: Müftünün, imamın, vaizin okullarda ne işi var? Din öğretmeni mi yok? Savaşlarda bile dünyanın en güvenli yerleri olması beklenen okullarda, çocukların fiziksel ve ruhsal olarak kendini savunamayacağını bildiğiniz halde yarattığınız bu güvenlik açığının, bu olanların hesabını kim verecek? Son sorunun cevabını biz verelim: Siz hesap vereceksiniz! Başöğretmenin eğitim neferleri olarak bu olayın da peşini bırakmayacak, hesap soracağız!”