Altın alımına yasak mı geldi? Herkeste bir telaş… 10 soruda altında son durum
Kamu görevlilerinin de mağdur olduğu ancak şikayetçi olmadıkları için davada mağdur sıfatı almadıkları kuyumcu dolandırıcılığında ortaya çıkan rakamlar kur farkıyla iyice yükseldi.
Birçok ilde görevli üst düzey yargı mensuplarının da arasında olduğu ve çok sayıda mülki idare amiri ile kamu görevlisinin parasını kaptırdığı kuyumcu davasına devam edildi. Vatandaşlardan aldığı parayı yüksek kar payı vaadiyle çalıştırdıktan sonra bir gece yarısı dükkanı kapatarak para ve altınlarla kaçan Zülküf ve Zülfikar Ortaç kardeşler ile ortakları Serdar Adıgüzel’in de aralarında bulunduğu 9 sanığın duruşmasına sadece tutuklu sanıklardan Serdar Adıgüzel katıldı.
Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre Zülfikar Ortaç ile tutuksuz diğer sanıklar duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada yüzlerce mağduru bulunan dosyayla ilgili zarar tespiti yapılması için Sayıştay denetçilerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tayin edildiğini, ancak bilirkişilerin dosyanın kapsamı nedeniyle raporlarını henüz tamamlayamadıkları için ek süre talebinde bulunduklarını belirtti.
Ana dava dosyası ile daha sonradan birleştirme talepli açılan 5 ayrı iddianamede 79 mağdur ve müşteki yer alıyor. Bu kişilerin tamamı kuyumcu, tacir ve esnafdan oluşuyor ancak kamu görevlileri milyonlarca lira para yatırdığı halde şikayetçi olmadıkları için davada mağdur sıfatını taşımıyorlar. Mağdur avukatları ise duruşmada sanıkların 800 milyonluk vurgun yaptığını ve bugünkü yükselen altın kuruyla hesaplandığında bu rakamın 1,7 milyar olduğunu belirtti.
Avukatlar savunmalarında yaşananın Çiftlik Bank vakasına benzediğini söyledi ve “Sanık Zülküf, mağdurların zararını giderme sözü verip mahkemeyi ikna ederek tahliye olmasına rağmen bugüne kadar mağdurlarla hiçbir şekilde zarar giderme yönünde iletişim kurmamıştır. İşyerine ait tüm kamera kayıtlarının incelenmesini istiyoruz” dedi. Dükkana girenlerin kamera kayıtlarının belirlenmesi gerektiğini söyleyen avukatlar çantalar dolusu altın ve paraların dükkandan çıkartılarak beyaz bir araca yüklendiğinin görüntülerinin de olduğunu söyledi.
“Bilgisayarları kaçırmamış olsalardı, oraya kimin ne kadar para yatırdığı ortaya çıkacaktı. Bu olay basit bir dolandırıcılık değildir, organize bir suç örgütüdür. Sanıkların yakalandığı Adana ve Mersin’de altın dolu valizleri kime teslim ettikleri belirlenmelidir” diyen avukatlar MASAK raporu ile BDDK’nın para yatıranların hesap hareketlerine ilişkin belgelerin de ayrıntılı incelenmesini talep etti: “MASAK raporu, içinde bürokratların da yer aldığı rapordur. Sanıklar sadece kara para aklamakla kalmamıştır, bu faaliyetleri saadet zinciri biçiminde kamusal alana da siyaret etmiştir.”
Mahkeme, Zülfikar Ortaç ile ortağı Serdar Adıgüzel’in tutukluluk halinin devamına, para kaptıran mağdurların zararlarını gidermesi koşuluyla iki yıl önce tahliye edilen ancak mağdurlara tek kuruş ödeme yapmadığı belirlenen Zülküf Ortaç’ın, mağdurlar üzerinde baskı kurma ihtimali, delillerin henüz toplanmamış olması nedeniyle hakkında çıkarılan tutuklamaya yönelik yakalama kararının infazının beklenmesine, ek süre talebinde bulunan bilirkişi heyetine bir sonraki duruşmaya kadar süre verilmesine karar verip duruşmayı adli tatil sonrasına erteledi.
BDDK tarafından Başsavcılığa gönderilen listede Zerya Kuyumculuk ile para transferi gerçekleştiren Vali, Vali Yardımcıları, üst düzey emniyet ve yargı mensupları yer alıyor.
İddianamede, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Zülküf Ortaç’ın her ne kadar Zerya Kuyumculuk ile bir bağı olmadığını, altınlara ne olduğunu bilmediğini iddia etmiş olsa da, incelenen kamera kayıtları ile banka hesap hareketlerine bakıldığında bu savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu belirtildi. Altın ve paraların kaçırılmasında aktif rol alan sanık Zülküf’ün kaçış öncesi de hesabındaki parayı sıfırlamış olmasıyla doğrudan suçun içinde aktif biçimde yer aldığı vurgulandı. Sanıkların yaptıkları işin normal bir ticari faaliyet olmadığı, parasını aldıkları mağdurlara göstermelik bir miktar para verip yersiz bir algı oluşturup güven telkin ettikten sonra asıl amaçları olan daha çok para girişini sağladıkları ifade edildi.