Türkülerin güler yüzüydü: Şakir Öner Günhan veda etti
32 yıl önceki MGK raporunda PKK'ya karşı psikolojik harekatta TRT ve Anadolu Ajansı'nın acilen yurtdışında bürolar açması isteniyor. Ayrıca medya düzenine hakim olunması için bugünküne benzer bir devlet kurumu yapılanması öneriliyor.
10Haber, önceki gün ve dün 1993 yılı başında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a sunulan bir Milli Güvenlik Kurlulu Genel Sekreterliği raporunu haberleştirdi. PKK terörüne karşı mücadelede devletin psikolojik harekat eksiği bulunduğu tespiti yapan rapor devlet kurumlarının bu konsepte göre yeniden yapılandırılacağını anlatıyordu. O dönemki psikolojik harekatın devletin güvenlik bürokrasisiyle bağlantılı kişilerce kurulmuş bazı çeteler tarafından yapıldığı yıllardır konuşuluyor.
10Haber’in ikinci gün haberinde o dönem faili meçhul cinayetlerle bağlantılandırılan sürecin bir resmi belgedeki ilk izleri görülüyordu. MGK raporunda jandarmaya “Örgüte destek sağladığı bilinen işadamlarına karşı özel tedbirler uygulamak‘ görevi verileceği yazılıydı. Sonrasında başlayan cinayetler ve ‘Kürt işadamlarına yönelik infaz emri mi verildi’ tartışmaları bugün hala devam ediyor.
Kararların bugüne etkisi güvenlik çerçevesi ile sınırlı da görünmüyor. Belge MGK’da alınan kararların bugünkü medya düzeni üstünde etkili olduğu yönünde işaretler içeriyor.
Turgut Özal’ın satılan evinden hurdacıya düşen Milli Güvenlik Kurulu raporuna Türkiye’nin yakın dönemini ilgilendiren önemli ayrıntılarla devam edelim: Devlet PKK’ya karşı yapılacak psikolojik harekatın ayrıntılarının yazıldığı raporda medyaya da ayrı ve geniş bir başlık açmış.
Raporda yeni konsepte göre yapılacak çalışmada koordinasyonun Toplumsal İlişkiler Başkanlığı tarafından yürütüleceği, görevlendirmeyi ise ‘Durum Tespit ve Yönlendirme Grubu’nun yapacağı yazılı. Yönlendirme grubunun medya ile sürekli temas halinde olacağı ve haberlere yön verme konusunda etkili olmasının beklendiği anlaşılıyor.
Bununla birlikte daha iyi sonuç alınması için şu anki İletişim Başkanlığı’nın yapısına benzer şekilde bir Enformasyon Bakanlığı kurulması öneriliyor. Medya ilgili işlerin tek bakan tarafından yürütülmemesinden de yakınılıyor. Bugün İletişim Başkanlığı üzerinden medyaya yönlendirme ve baskı yapıldığı yönündeki tartışmalara geçmişten bakıldığında öngörüdeki benzerlik dikkatten kaçmıyor.
Gizli raporda “Psikolojik faaliyetlerde ilgili kurum ve kuruluşların değişik bakanlık ve ayrı üst kuruluşlara bağlı olmasının yanı sıra bu faaliyetlerin devlet çapında yapılmasından doğrudan sorumlu hükümet seviyesinde bir bakanın bulunmaması psikolojik faaliyetlerin daha etkin, sürekli ve koordineli yapılamayışında önemli eksiklik olarak bu çalışmaların ortaya çıkardığı bir sonuç olmuştur” deniyor.
İletişim Başkanlığı’nın kurulmasıyla birlikte lağvedilen Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü de bu psikolojik harekata yönelik yeni bir yapılanmaya gidiyor. BYEGM’nin yeniden yapılanmasında özellikle yurtdışı ayağına önem veriliyor. Raporda “BYEGM’nin psikolojik faaliyetleri mevcut yapılanma içinde daha iyi yerine getirebilmesi için personel ve maddi kaynak desteğine gerek duyulmaktadır” uyarısı var.
Geçmişle bugün arasında devlet mülkiyetindeki medya kuruluşlarının hedefleri bakımından da bir zihniyet bağı olduğunu gösteriyor.
Çalışmada TRT’ye ayrı önem veriliyor. TRT’nin yurtdışı temsilciliklerinin sayısının azlığı eleştiriliyor, “Mevcut haber alma teşkilatı haber yayınları ve psikolojik faaliyetler bakımından elverişli olmadığından TRT çoğu zaman yabancı kaynaklara muhtaç olmakta ve bütün dikkatlere rağmen haber yayınlarında dış olayların yanlı ve maksatlı olarak verilmesinin önüne geçilememektedir” deniyor.
Bu sıkıntının giderilmesi için başta Almanya, Belçika, Yunanistan, İngiltere, Moskova ve New York olmak üzere 11 yerde büro açılması talep ediliyor.
Anadolu Ajansı bu çalışmada faaliyet yürütecek önemli medya organlarından biri olarak yer alıyor ve Anadolu Ajansı’nın yapacağı çalışmalar şöyle sıralanıyor:
“- Anadolu Ajansı, devletin en üst makamlarına ulaşan bir danışma zinciri içinde çalışmalarını sürdürmekte, psikolojik harekat ilkelerini daima göz önüne alarak abonelerine haber akışı sağlamaktadır.
– Bu akışın daha sağlıklı ve yoğun olması için A.A.’nın yurtiçi ve yurtdışında yeni bürolar açması gerekmektedir. İlk planda Malatya, Antakya, Hakkari, Elazığ, Erzincan, Kars, Iğdır, Sivas, Çanakkale, Eskişehir, Denizli, Muğla bürolarının açılması öngörülmüştür.
– Yurtdışında da yine ilk planda Türk Cumhuriyetlerinden Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da bürolar açılması gerekmektedir.
– Ayrıca Şam, Bağdat, Riyad, İslamabad, Kopenhag, Sofya, Roma, Madrid, Pekin, Melbourne, Tokyo, Ottawa, Buenos Aires, Los Angeles, Kiev, Tiran’da da Anadolu Ajansı’nın bürolar açması istihbarat ve psikolojik harekatın etkinliği açısından önem taşımaktadır.
-Devlet kuruluşlarının öncelik ve kolaylık sağlamasının bu kuruluşun psikolojik faaliyetlerle ilgili görevlerini daha etkin biçimde icra etmesini sağlayacağı değerlendirilmektedir.”
Bugün TRT ve Anadolu Ajansı’nın yurtdışındaki bürolarının tüm kıtalara yayılması ve yurtdışına hitap eden TRT kanallarının sayısının çokluğu hükümet için övgü konusu. 32 yıl önce bu kurumlar için büyüme kararı veren MGK üyeleri bugünü hayal etti mi bilemeyiz. Ama 1992’deki büyüklük hedeflerinin çok üstüne çıkıldığı tartışma götürmez.
Anadolu ajansı bugün 144 ülkede faaliyette, 39 ofis ve yurtdışı temsilciliği var. TRT’nin ise dünyanın çeşitli bölgelerinde bürolarını yönlendiren 18 temsilciliği bulunuyor.
PKK’ya karşı psikolojik harekatta bir görev de Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı polis radyolarına veriliyor. Türkiye’nin birçok yerinde olan polis radyolarının da etkili şekilde kullanılması öngörülmüş. Bu çalışmaların tamamı Milli Güvenlik Kuruluna bağlı Toplumsal İlişkiler Başkanlığı’nın koordinasyonunda yürütülecek. Görevlendirmeler ve işin takibini Toplumsal İlişkiler Başkanlığı yapacak.