CHP, sokak köpeklerini yok etme yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor
AK Parti, Meclis'e getirdiği sokak hayvanları düzenlemesindeki 'ötanazi' kelimesini tekliften çıkardı. Ancak sokaktaki canlılara ölüm ya da bakımevi uygulamasında bir değişiklik yok.
AK Parti’nin sokaklarda yaşayan köpekleri barınaklarda toplama, sahiplenen olmaması durumunda ‘ötanazi’ adı altında belediyelere öldürme yükümlülüğü verdiği yasa teklifine ilişkin tartışmalar sürerken yeni bir gelişme oldu.
Hükümet kaynaklarından edinilen bilgilere göre tekliften ‘ötanazi’ kelimesi çıkarıldı ve onun yerine “Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9 Maddesi’nin 3. Fıkrası’nda yer alan hükümler uygulanır” hükmü eklendi.
Mevcut yasa sokak hayvanları için ‘yakala – kısırlaştır – sal’ yöntemini benimsemişti. Yıllardır uygulanan bu yasayla belediyeler sokak hayvanlarını önce yakalıyor, temel aşılarını yapıp kısırlaştırıyor, kulaklarına küpe takıp yakaladığı yere geri bırakıyordu.
Yeni teklif kanunlaştığında bu uygulama tamamen ortadan kalkacak. AK Parti ile ittifak ortağı MHP’nin hem komisyonda, hem Genel Kurul’da kabul için yeterli oy çoğunluğu var.
Son haliyle uygulamada ‘yakala – kısırlaştır’ yöntemi kalıyor. Ancak belediyeler bu hayvanları sokağa geri salamıyor. Barınakta tutmaya devam edecek ve mümkün olursa sahiplendirmeye çalışacaklar, ‘risk’ görülmesi halindeyse öldürebileceklerdi:
Peki haberin başında bahsettiğimiz Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9 Maddesi’nin 3. Fıkrası’nda ne deniyor?
“(3) Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak,
a) Hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında,
b) Akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda,
c) Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir. Ötanazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.”
Yani anlaşılan o ki görünürde teklifte pek de bir şey değişmeyecek. Yalnızca açık bir şekilde ‘ötanazi’ kelimesi kullanılmayacak, ancak hükümleri geçerli duracak.
Komisyonu takip etmek için Meclis’e gelen hak savunucuları sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve avukatlar Meclis’e alınmadı. Meclis’e alınan isimlerse komisyon önündeki koridorda bekletildi.
Geçen toplantıda salona alınmayan katılımcıların toplantıyı takip ettiği koridordaki ekranın da kaldırıldığı görüldü. Komisyon toplantı salonu önünde yoğun güvenlik önlemleri alınırken muhalefet milletvekilleri ‘OHAL ilan edilmiş’ diyerek tepki gösterdi.
Komisyon başlangıcında Komisyon Başkanı Vahit Kirişçi 4’üncü maddeden başlayacaklarını ifade etti. Muhalefet milletvekilleri hangi kurumların katıldığını sorunca başkan resmi olarak onaylanan kurumların katıldığı bilgisini verdi.
DEM Parti Milletvekili İbrahim Akın katılımcıların alınmaması ve koridordaki televizyonun kaldırılmasının toplantının kamuoyundan gizli yapıldığı algısının oluştuğunu ve katılımcıların salona alınmasını istedi.
Komisyon Başkanı Kirişçi kaldırılan televizyonla ilgili “Televizyon zarar görmüş, tamir edildikten sonra yeniden monte edecekler” deyince bir muhalefet partisi milletvekili “Benim odamdaki televizyonu alabilirler,” “Trafoya girdiği gibi televizyona da mı kedi girdi” diye seslendi.
‘Veteriner Hekimler Birliği ve Barolar Birliği temsilcileri salonda değil’
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal da Genel Kurul önündeki ekrana toplantının görüntülerinin yansıtılması talebini iletti. Milletvekilleri ayrıca Veteriner Hekimler Birliği Başkanı ve Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Komisyon Başkanı’nın toplantıya katılımının sağlanmasını istedi.
Başkan Kirişçi “Komisyonlardan canlı yayın yapılması Meclis’in geleneği değildir. Atmamamız gereken bir adımı talep etmenizi doğru bulmuyorum. Zaten burada telefonlardan canlı yayın yapıyorsunuz. Bununla yetinelim” cevabını verdi. Kirişçi, veteriner hekimleri temsilen bir kişinin salona alınmasına onay verdi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit “Zaten çok sorunlu bir yasa teklifi. Bunu bir de ilgili kesimlere kapatırsanız kamuoyundan gizlemek anlamına gelir. Tutanaklar bunu karşılamaz. İnisiyatifinizi halk yararına kullanabilir, hayvan hakları savunucularının izleyebileceği bir olanak yaratabilirsiniz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da salona alınmayanların takibinin sağlanacağı bir formül bulunabileceğini söyledi ve STK temsilcisi veteriner ve avukat katılımcıların salona alınmasını istedi.
Başkan Kirişçi, ekran konusunda bir adım atılmayacağını, komisyona talep edilen katılımcıların alınmayacağını ve komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin söz almayacağını söyleyerek toplantıyı başlattı. Bunun üzerine muhalefet milletvekilleri “Böyle bir usul yok”, “Bu şekilde başlatamazsınız” diyerek ve sıralara vurarak tepki gösterdi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin geçen toplantıda söz aldığını, bu usulün kabul edilemez olduğunu söyledi. Komisyonun uygun bir ekranda yayınlanmasının sağlanması talebi de bir kez daha iletildi.
O esnada muhalefet sıralarından usul tartışmalarına ilişkin sesler yükselmeye devam etti ve “Yalan söylüyorsunuz” sesi duyuldu. Kirişçi “Ben yalan söylemem, yalan söyleyen sizin gibilerdir” diye bağırdı.
Kirişçi “Yayınlamayacağız, nokta, bitti” diyerek toplantıya beş dakika ara verdi. Aranın ardından Kirişçi komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin de söz alacağını söyledi.
Eleştiriler yalnızca Meclis koridorlarında da sınırlı kalmadı. Sokaklarda baro temsilcileri ellerinde pankartlarla sokak köpeklerini yok etmeyi planlayan tasarıya tepki gösterdi.
ANKA’nın aktardığına göre, farklı illerden gelen baro temsilcileri ve hayvan hakları savunucuları Kuğulu Park’ta bir araya geldi. Eyleme CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da katıldı. Başarır şunları söyledi:
“Sadece hayvan haklarıyla ilgili yasa gelmiyor. Adaletle ilgili, vergi kanunu ile ilgili birçok yasa geliyor. Biz, toplam maddelerden 5 tanesinin çıkartılmasını istiyoruz. Eğer bunları çıkarırlarsa biz gerekli desteği vereceğiz. Ama bu maddeleri -özellikle hayvan yasasının 4 ve 5’inci maddelerini- Meclis Genel Kurulu’na getirmeye kalkarlarsa Meclis’i onlara dar edeceğiz. Bu hafta ben nöbetçiyim.
Ülkeme ve sizlere söz veriyorum; iş tüzüğünün bize vermiş olduğu tüm hakları kullanacağız. Son 22 yılda görmedikleri bir direnci Meclis’te görecekler. Son olarak da ülkeme sesleniyorum; biz milletvekilleri Meclis’te bir mücadele vereceğiz. Bir kelime geçiyor ‘sahipsiz köpekler’ diye. Köpeklerin hiçbiri sahipsiz değil. Köpeklerin sahibi Türkiye, 85 milyon. O yüzden biz Meclis’teyken 85 milyon yurttaşımız da mahallelerinde, sokaklarında dirensin.”