Ticani Tarikatı şeyhinin istismarını müridi anlattı: Bana çırılçıplak gel

Ticani Tarikatı şeyhi olduğunu söyleyen Ahmet Şahin Uçar hakkında suç duyurusunda bulunan eski müridi, cinsel istismarı anlattı.

Gündem 27 Temmuz 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

Badeci Şeyh gibi müritlerine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen Ticani Tarikatı şeyhi olduğunu söyleyen Ahmet Şahin Uçar hakkında bir mürit savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Savcılıklara şikâyette bulunan kadınlar, İbn Arabi kitaplarını okuduktan sonra Ahmet Şahin Uçar’ın videolarını izlediklerini ve kendisiyle temas kurduklarını söyledi. 

Ahmet Şahin Uçar’a çıplak video ve fotoğraflarını gönderen bir kadın mürit, BirGün yazarı Timur Soykan’a neler yaşandığını anlattı.

Yıllarca maruz kaldığı istismarı ‘sınav’ diyerek kabul etmeye çalışan Ç., durumun başka kadın müritlerin de yaşadığının ortaya çıkması ile anlaşıldığını ifade etti.

Ç., Ahmet Şahin Uçar’ın kendisinden kızının da fotoğrafını istediğini belirtti.

Yazının ilgili kısımları şöyle:

Tasavvufla ilgilenen meraklı bir insandım, dini konuları araştırıyordum. İbn Arabi kitaplarını özellikle okuyordum. Ahmet Şahin Uçar’ın videolarını izledim. Kendisinin mürşit olduğunu anlatıyordu. İbn Arabi’nin kitaplarından okuyor, kitaptan konuşuyordu. Ben ‘ilimler dünyasına düştüm’ diye seviniyordum.

2022 yılında bu kişinin videolarında verdiği sosyal medya hesabına mesaj attım. Beni Halime isimli yardımcısı aradı. Şartları söyledi, tesettürlü olmam gerektiğini filan anlattı.

Bu sırada beni ‘Bacıyan’ isimli bir gruba aldılar. 30’a yakın kadın mürit vardı. Benimle oradan konuşmaya başladı. 8 ay böyle geçti. Dersleri dinleye dinleye insanın bir mürşide ihtiyacı olduğu düşüncesi doğuyor. Sevgi, aşk sözleri söylüyordu. Mevlana’nın birçok beyitleri var, Şems’e aşkı, sevgisiyle ilgili. Öyle düşünerek normal diyorum kendi kendime. Virdlerimi çekiyorum, derslerimi okuyorum.

‘Bana çırılçıplak gel’

Bir gün “Bana çekinmeden mesaj atabilirsin. Bana olan aşkını çıkar” dedi. Ben de “Biz sizi seviyoruz Hocam” diye yanıt verdim. Beni imtihan edeceğini söyledi. “Mürşitler müritlerini sır ehli olup olmadıklarını anlamak için imtihan eder” diyordu.

‘Acaba bana hırsızlık mı yaptıracak’ diye düşündüm.

Ama bana tekliflerde bulundu. Söyleyemiyorum (ağlıyor).

“Bana çırılçıplak gel” dedi. Ben de “Herhalde bütün düşüncelerinden sıyrıl gel diyorsunuz Hocam” diye yanıt verdim. “Öyle değil. Maddi olarak da çırılçıplak gel” dedi. Benim ile çok açık konuştu, söyleyemiyorum. Ben çok şaşırdım. Bunun imtihan olduğunu düşünüyordum. “Ben sana sır anlatmak istiyorum. Bunu öğrenmek istiyorsan benim dediğimi yapacaksın. Ya dediğimi yapıp bana teslim olacaksın ya da sıradan mürit olacaksın” dedi. Sıradan müritlere, ‘turist mürit’ diyordu.

Yaradan herkesin niyetini biliyor. Ben dedim ki; “Allah’ım senin için yapıyorum.” Ben imtihan bir kere olacak diye düşündüm. Önce saçım açık fotoğraflarımı istedi. Benim mürşidim olduğunu, ikimiz arasında günah olmadığını anlattı.

‘Video gönderdim’

Ondan sonra başladı. Sonra daha değişiklerini istedi. Mana aleminde onunmuşum. “Seni yürüteceğim, sırrı vereceğim” diyordu. (Sorum üzerine) Evet çırılçıplak video ve fotoğraflarımı istedi, gönderdim.

İlk fotoğrafları attıktan sonra aklım başıma gelir gibi oldu. 4 gün geçmişti. İnternette araştırdım. İlk defa Bursa’daki Badeci Şeyhi gördüm. Onun yaptıklarıyla aynı şeyleri bana söylemişti. Dehşete düştüm. Hemen aradım. Bana çok kızdı. “Sen nasıl mürşidini araştırırsın. Araştıracaksan çek git. Kalbini git temizle” diye bağırdı.

Araştırdığıma, söylediğime pişman oldum. ‘Sadece beni imtihan edecekti’ diye düşündüm. Kendi kendime “Belki de bir daha yapmayacaktı” dedim. Bunun müritleri anlatıyordu; Bir İslam alimi müridine “Orucunu aç. Sana sır vereceğim” diyor. Mürit orucunu açmıyor. Sonra bu adamın müritleri “Orucu açsaydı, 61 gün kaza tutacaktı, sırrı öğrenecekti. Sırrı kaybetti” diyorlardı. Biz bunlara inanıyoruz. Hep aklımızda sınav edileceğimiz var.

Aradan 3 ay geçti. Dersleri yapıyoruz. Beni aradı, aşktan bahsediyordu. “Muhabbetli olacaksın” diyordu, Mevlana Hazretlerinin muhabbetlerini anlatıyordu. İbn Arabi’nin sözlerini aktarıyor; “Mürşit üfler diyor. Siz eğer kabiliyetinizde ateşseniz bu kor ateşlenir, kül iseniz iyice söner” diyor. “Ben size üflüyorum. Eğer bu yoldan gitmek istiyorsanız böyle olacak” diyor.

Sonra yine benim fotoğraflarımı istedi. Ben fotoğrafları attım. Ben tamamen irademi vermek zorunda kaldım. “Kimseye asla söylemeyeceksin. Bu aramızda sır” diyordu. Çok nadir görüntülü konuşmada da oluyordu.

Bu adam bunu yapıyordu, sonra mesaj gönderiyordu. “Allah bütün günahları affeder” yazıyordu. Tövbe bir daha yapmamak için edilir, ama bu kişi öyle demiyordu. Onu sorgulamak yasaktı. İbn Arabi’ye dayandırıyordu. İbn Arabi’nin tövbeden tövbe etmek diye bir makamı vardır. Ben de sürekli okuyorum. Sevgi makamı var. “Demek ki bunları mürşitle yaşayacağım” diye düşünüyordum.

Benim aklım tamamen gitti. Yunus Emre’den örnekler veriyor. “Bu akla terazi bu kadar sepeti çekmez. Bu akılla, fikirle Mevla bulunmaz. Akılla düşünülecek şeyler değil. Kesinlikle kalple, ruhla gideceğiz, aklınızı bırakacaksınız” diyor.

İbn Arabi’den bilmişim ya; Şeyhe kesinlikle soru sormayacaksın. Hep dinleyeceksin. Hep susacaksın. Hep içime atıyorum. Vicdanen kırılıyorum. Hep günahlar içindeyim, acı çekiyorum. Ben eşimi çok seven bir insanım, bu adama da söyledim. Affedersiniz cinselliğe ihtiyacım da yok. 60 yaşında adam. Benim öyle bir duygum yok.

Bunları söyledim. “Allah yolunda gidiyorsan, ilerlemek istiyorsan dediklerimi yapacaksın” diye palavralara başladı.

Bana bunları yaparken “Seni kayıtlarından alıyorum, kayıtlarından sıyrılacaksın” diyordu. Ben ona “15 yıldır yaptığım irşadı, yaşadıklarımı, öğrendiklerimi yıkıyorsunuz” diyordum. O da “Burada tekrar inşa ediyorum sizi” diyordu. Bana sırlar anlatacakmış ama sır anlattığı da yoktu. Bizi oyalıyormuş. “Ben seninle yaparken şunu düşünürüm bütün kadınlarla beraberim” diyordu. O kadar güçlüymüş ki onları da yaparmış. Bu şekilde mertebesi artıyormuş. İki kadınla birden birlikte olmaktan bahsediyordu. “Hayal mertebesi çok büyük güç. Sınırsız hayal et diyor. Bütün iğrençlikleri de yapabilirsin” diyordu.

Bir gün “Ben artık ne zamana kadar sizi hayal edeceğim hocam” diye sordum. Namazımda o, tesbihatımda o, uyurken o. Onu aklınıza getirmezseniz “Bende bir sıkıntı var” diyorsunuz. Ahmet Şahin Uçar bana “Hayal etmeye devam edeceksin. Eşinle beraberken de beni hayal edeceksin” dedi. İbn Arabi’nin cinsellikle ilgili sözlerini anlatıyor, “Sadece benle olacaksın” diyor. Kendisinin arif olduğunu anlatıyor. Başka erkekler bilmiyorlarmış. Bu adam mürşit olunca onda ortaya çıkmış. “Fani olmak istiyorsan benim gibi düşüneceksin, benim gibi yapacaksın” diyor.

‘Kızımın fotoğrafını istedi’

Sonra kızımın fotoğrafını istedi. Sadece yüzünün fotoğrafını gönderdim. Hayal ediyor güya. Ve diyordu ki; “Senin sülaneni… Seni kayıtlarından kurtarıyorum. Seni terbiye ediyorum. Bunlara alış.” Anlıyor musunuz? Benim artık kalbim, ruhum kalmadı. Batmış, donmuş dinliyordum. İbn Arabi’yi kullanıyordu yine, İbn Arabi, “İnsani kamil kayıtlanmaz” diyor. Ama mürşit bunu kendine çeviriyor. Bir gün ben bunu dedim, “Ben şeriatı seviyorum, şeriatı yaşıyorum” dedim. “Tabii şeriatı yaşayacaksın ama şeriatı bana da yaşatacaksın. Benle her şeyi yapabilirsin. Hiçbir sıkıntı yok, her şey normal” diyordu.

Artık başka insanlara beni satmasından korkmaya başladım. Bir yanım ise kendime kızıyor. “Aklınıza gelen kötü düşünceler şeytandandır” diyor. Bir yandan kendinizi suçluyorsunuz. “Bir gün ‘Başkalarına fotoğraflarını at’ derseniz ne yaparım” dedim. Bunu yapmayacağını söyledi. “Siz benimsiniz” dedi.

İstismarcı şeyh ikinci davadan beraat ettiİstismarcı şeyh ikinci davadan beraat etti

Cinci şeyh cinayetinde gerekçeli karar: İkinci kez tecavüze uğramamak için öldürdüCinci şeyh cinayetinde gerekçeli karar: İkinci kez tecavüze uğramamak için öldürdü

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.