Ulusal Kriminal Büro’ya sorduk: Bağcılar’daki dehşetin hard disk şifresini biz çözebiliriz

Annesi İstanbul Bağcılar’daki Yenimahalle Mahallesi’nde 11 yaşındaki M.Y.’yi sabah saatlerinde okula bırakmıştı. Ancak küçük çocuk okul çıkış saatinde eve dönmeyince ailesi kızlarını aramaya başlamış ve gidebileceği her yere bakmıştı. Bir ize rastlamayan aile polise başvurmuş, kızın mahallenin sucusu Metin Şenay’ın aracına bindiği tespit edilmişti. Bu andan sonrası geçen yıl Türkiye’yi çok sarsmıştı çünkü Metin Şenay’ın ev ve iş yerine düzenlenen baskında Metin Şenay kaçmaya çalışmış, aranan çocuk ise dükkanında bulunmuştu. Önünde damacanaların dizili olduğu üç ayrı bölmeden birindeydi M.Y. adlı çocuk. Çocuk orada bulununca mahalleli Metin Şenay’ı linç etmeye çalışmış, polisler şüpheliyi dükkanın kepenklerini indirerek kurtarmıştı.

Çocuğun bulunduğu bölmede ses yalıtımı vardı, duvarlarda da korkutmak amacıyla ‘sessiz ol’ yazılı kağıtlar asılıydı. Çocuk sessiz olmazsa öldürülmekle tehdit ediliyordu o kağıtlarda. Metin Şenay yakalandığında 2009 yılında da benzer bir suçlamayla karşılaştığı ama serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı.

Geçen yılın mayıs ayında mahalleli, sucu Metin Şenay’ı linç etmeye çalışmıştı.

Geçen yıl Türkiye’nin gündemine oturan bu olayın iddianamesi Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlandı.  Mahkemeye sunulan iddianame kabul edildi ve Metin Şenay 7 Mayıs saat 13.30’da hakim karşısına çıkacak.

Bununla birlikte cinsel istismarın M.Y. ile sınırlı kalmadığı da geçen yıl ele geçirilen telefon ile bilgisayardan çıkan görüntülerle öğrenildi. Hatta videolardaki mağdur çocuklardan biri şimdi 19 yaşındaydı ve 10 yıl istismara maruz kalmış, felç geçirmişti. Felç geçiren genç polisteki ifadesinde yaşadıklarını “Korkumdan aileme söyleyemedim. Metin Şenay’ı 4-5 yaşımdan beri tanırım. Beni dükkânına çağırıyordu. Gitmeyince kızıyordu. Öldürürüm diyerek tehdit ediyordu. Bana ‘Ben seninle evleneceğim. Çocuğumuz olsun’ diyordu. İlk olay ben beş yaşında yaşandı. Son olay ise 9’uncu sınıftayken. Cinsel ilişkiye girerken videoya çekiyordu. Felç geçirene kadar bu devam etti” diyerek anlatmıştı.

Ele geçirilen bazı görüntüler ise şifreli bir hard diskte. İddianameyi hazırlayan savcının hard disk şifresinin çözülmesi iddianameyi geciktireceği için bunun mahkeme heyeti yaptırılması gerektiğini iddianameye eklediği öğrenildi. Bu gelişmeyle birlikte hard diskin çözülmeme ihtimali olup olmadığı da merak konusu oldu.

Türkiye’deki dört resmi kuruluştan biri olan ve şüpheli ölümlerde yargıda çözülememiş olaylarla ilgili çalışmalar yapan Ulusal Kriminal Büro daha önce Türkiye’nin gündemine oturan birçok davada rapor hazırlamıştı. Konuyla ilgili görüştüğümüz Ulusal Kriminal Büro Direktörü Uğur Kurtulan şifreli hard diski Ulusal Kriminal Büro’nun çözmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Pınar Damar cinayetinde tarihi karar: Kadın davalarına örnek olmasını istiyoruz