Polonya’nın göçmen karşıtı iktidarı rüşvet karşılığında 250 bin vize satmakla suçlanıyor
Avrupa ile Türkiye arasında vize krizi büyüyor. Almanya Büyükelçiliği “En çok Türkiye’ye vize veriyoruz” derken tiyatrocu Daşman 1 ay yanıt alamadığını anlattı. İtalya’da şirketi olan bir iş insanı da eşine vize alamadı. Hollanda’da ise Türk pasaportuna büyüteçle inceleme dönemi başladı.
Türkiye’deki AB ülkelerinin konsoloslukları dünyada en yüksek vize başvurusu alan konsolosluklar arasında ilk üçte yer alıyor. Son dönemde Türk vatandaşlarına verilen Schengen ve diğer vizelerdeki ret sayılarında ise artış sürüyor.
Schengen vizesi için Rusya’dan daha az başvuruda bulunan Türk vatandaşları, ret oranında Rusya’yı beşe katladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vize sorununa ilişkin konuşurken, siyasi şantaj haline gelen bu sorunu hal yoluna koyacaklarını söyledi.
Bazı Avrupalı büyükelçilikler krizi yoğunlukla açıklamaya çalışırken, bazıları “Türkiye’den yüksek orandan iltica başvurusu alıyoruz” gerekçesini resmi olmasa da dolaylı yollardan dile getirerek, vize reddinin ardındaki gerekçeyi açıklıyor. Vize krizi, AB ülkelerinin yeni Türk vatandaşlığı alanlara karşı önlemi olarak da değerlendiriliyor.
Geçen yılın son aylarında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu, AB Schengen Bilgi Sistemi’nin üye ülkeler tarafından kötüye kullanılmasına dikkat çekerek, vize başvurularının keyfi uygulamalarla haksız bir şekilde reddedilmemesini istemişti. Karar Türkiye’yi temsil eden Ziya Altunyaldız’ın hazırladığı rapor ve buna bağlı karar tasarısının kabul edilmesiyle alınmıştı.
Krizden tur şirketleri de etkilendi. Ekonomim’e konuşan Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran vize krizi sebebiyle Avrupa turlarının iptal olabileceğini bu nedenle vizesiz turları tavsiye ettiklerini söylemişti. Tur Operatörleri Sözcüsü Cem Polatoğlu da tura katılan herkesin vize alamadığını, bu sebeple iptaller olduğunu belirtmişti.
Çok sayıda sanatçı da davet almasına rağmen vize krizine takıldı. Şarkıcı Volkan Konak vize engeline takıldığı için Almanya’daki konserini iptal etmek zorunda kalırken, Onur Akın sanat hayatı boyunca ilk kez ret aldığını söylemişti.
Önceki gün de 10’uncu Frankfurt Türk Tiyatro Festivali’ne vize krizi damga vurdu. ‘Kelepçe Kullanma Kılavuzu’ eserinin oyuncusu Başak Daşman vize engeliyle karşılaştığı için oyun iptal edildi.
10Haber’e olayın detaylarını anlatan Başak Daşman, festivale davet edilmeleri üzerine mayıs ayının ilk haftasında vize başvurusu yaptıklarını ancak normalde iki haftada aldıkları vize için son güne kadar bir dönüş yapılmadığını söyledi. Daşman, “Aşırı bir yığılma olduğu için vizeyi yetiştirmedikleri söylendi. Ret aldığımıza ilişkin de bir bilgi gelmedi ama vizeyi de yetiştirmediler. Yetiştiremedikleri için de iki oyun iptal oldu. Gerekçe sunmadılar, işlem süreci devam ediyor dediler. Çok fazla başvurunun sebebi de herhalde ortada. Davetli olmamıza rağmen bir yanıt vermediler. Benim 1 Haziran’da buradan çıkmam gerekiyordu. Vize başvurumu mayısın ilk haftasında yaptım. Normalde iki haftada çıkıyor ama aramalar yapılmasına rağmen yetişmedi. Almanya’daki festivalin sorumlusu son dakikaya kadar sürekli büyükelçilikle temas kurdu ama bir dönüş olmadı. Kamuoyuna yansıdıktan sonra da benimle yada temas kuran olmadı” diye konuştu.
#Türkiye’deki #vize işlemleri ile ilgili bilgilendirme: pic.twitter.com/TXdLbnjQgl
— AlmanyaBE (@AlmanyaBE) June 6, 2023
Alman Büyükelçiliği, dün vize sorunlarına dair Twitter hesabından bir açıklama yaptı. “Dünyanın hiçbir yerine Türkiye’den daha fazla vize vermediklerini” söyleyen Büyükelçilik, “Türkiye’de Ankara, İstanbul ve İzmir’deki Alman dış temsilcilikleri Ocak-Mayıs 2023 döneminde yaklaşık 100 bin Schengen vizesi vermiş olmaktan gurur duymaktadır” ifadelerini kullandı.
CHP’nin 10 yıl boyunca Hollanda temsilciliğini yapan Bülent Çoban’ın anlattıkları ise geciken ya da reddedilen vize başvurularının sebebini açıklar nitelikte. 10Haber’e konuşan Çoban, ikinci tur seçimleri için oyunu kullandıktan sonra seçim heyecanını yaşamak için Türkiye’ye geldiğini ve 2 Haziran’da Hollanda’ya geri döndüğünü söyledi.
Türkiye’den gelen uçaktakilere uygulanan güvenlik prosedürlerinin her zamankinden farklı olduğunu vurgulayan Çoban, “kendimi üçüncü sınıf ülkeden gelen bir vatandaş gibi hissettim” dedi.
Çoban, uçak Amsterdam’da bulunan Schiphol Havalimanı’na indiğinde yolcuların pasaport kontrolüne giderken bir koridordan geçtiğini ve bu koridorda normalde herhangi bir inceleme olmadığını anlattı. Ancak bu kez koridorun her iki tarafına yarım metre arayla üçer Hollanda polisinin sıralandığını belirten Çoban, gelen yolcuların pasaportlarının büyüteçle dakikalarca kontrol edildiğini söyledi.
30 yıldır çifte vatandaş olan Çoban, polisin aynı prosedürü diğer ülkelerden gelen uçaklar için uygulamadığını belirtti. Çoban, “Bu çok onur kırıcı ve üzücü bir görüntüydü. Ne yazık ki sahte pasaport gibi şeylerden şüpheleniyorlar. Ben 30 yıldır böyle bir davranış görmedim” dedi.
İtalya’da şirketi var ama eşine vize alamıyor
Öte yandan Türk iş insanlarının Schengen krizini aşmak için Karayip ülkelerinden ve Malta’dan yatırım yaparak vatandaşlık almasını sağlayan aracı şirketlere başvuru sayılarında da ciddi bir artış yaşandığı belirtiliyor.
10Haber’e konuşan mücevher ihracatı yapan ve İtalya’da mağazası bulunan bir iş insanı da eşi için Schengen vizesi alamadığından yakındı. İtalya’da 20 yıldır şirketi bulunduğunu belirten iş insanı “Evrakları konsolosluğa vermek 1 ay sürüyor. Ondan sonra randevu için 3 ya da 6 ay sonrasına tarih veriyorlar” dedi. İş insanlarının bir bölümü ise sahip oldukları yeşil pasaport sayesinde vize engeline takılmadıklarını anlattı.
Emekli Büyükelçi Hasan Göğüş’e göre krizin çözümü için “Her şeyden önce karşılıklı diyaloğun yeniden başlaması lazım”. Göğüş, Medyascope yayınında yaptığı açıklamada cumhurbaşkanının “yoluna koymaktan” kastının vize diyalog sürecinin yeniden başlatılması olabileceğini söyledi.
AB ile yürütülen vize serbestisi diyaloğunda yer alan 72 kriterden 66’sının yerine getirildiğine değinen Göğüş, “Mesela bunlardan bir tanesi biyometrik pasaportlara geçilmesi ancak diğer kriterlerden biri olan terör yasasının gözden geçirilmesi pek kolay gerçekleştirilecek bir husus değil” diye konuştu. Bununla ilgili bir şekilde karşılıklı görüşmeler yoluyla orta yol bulunması gerektiğini söyleyen Göğüş, “Avrupa Birliği bu koşulunu biraz yumuşatması lazım. Türkiye’de belki şekliyle de olsa bazı değişiklikler yapabilmeli” dedi.
Son zamanda sosyal medyada hem vatandaşlar, sanatçılar vize almakta zorlandıklarını ve ret aldıklarını duyuran paylaşımlar yapıyorlardı. Eski Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşarı ve Emekli Büyükelçi Selim Yenel Medyascope’a yaptığı açıklamada vize başvurusu sürecinde ayrım yapılmadığına dikkat çekerek sanatçı ve sade vatandaş ayrımı olmadığı için başvuru yapan her vatandaşa aynı sürecin işlediğini vurguladı. Yenel durumu şöyle açıkladı:
“Sade vatandaş olarak bakıyorlar çünkü bir bakıma bürokratik bir işlem. Buradaki büyükelçilikler, konsolosluklar başvuruları merkezlere gönderiyorlar. Merkezdekiler sanatçı mı değil mi tanınıyor mu tanınmıyor mu ünlü mü değil mi diye bakmıyorlar. ‘Bu kimdir?’ deniliyor ve otomatik olarak cevaplar veriliyor. Maalesef insani bir süreçten geçmiyor. O bakımdan sade vatandaş ve sanatçılar arasında bir ayrım yapılmıyor.”