Bakan Koca: 23 milyon kişi randevu alıp hastaneye gitmedi
'Yenidoğan çetesi' skandalının yankıları sürüyor. Sağlık Bakanı Memişoğlu özel hastanelere denetimlerin sıkılaşacağını, tüm branşlarda tam kapasite denetim yapılacağını ve özel hastanelere yönelik reformların gündemde olduğunu söyledi.
Türkiye son dönemde gündemi sarsan ‘yenidoğan çetesi’ skandalıyla çalkalanıyor. İstanbul’da ortaya çıkan bu çete sağlık sistemine olan güveni sarsarken olayın detayları ve gelişmeler her geçen gün daha da şok edici hale geliyor. Bebeklerin yaşamlarını tehdit eden bu korkunç oluşumun sağlık sistemini nasıl suistimal ettiğini gözler önüne seren yeni bilgilerle tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Çetenin yöntemleri oldukça karmaşıktı. İddialara göre çete üyeleri İstanbul’daki 112 Acil Çağrı Merkezi’ndeki bazı çalışanlarla işbirliği yaparak acil müdahale gereken yenidoğan bebekleri anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ediyorlardı. Bu sevk işlemleri karşılığında haksız kazanç elde eden çete sadece para kazanmakla kalmamış, aynı zamanda kimi bebeklerin ölümüne de sebep olmuştu. Halkın vicdanını derinden yaralayan bu iddialar skandalın boyutlarını daha da büyütüyordu.
Yenidoğan çetesi ile ilgili soruşturma İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarıyla başlatıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 21 Mayıs 2023 tarihinde çeteye yönelik geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Ardından gelen iki ayrı operasyonla, 20 Haziran 2023 tarihinde şüpheliler gözaltına alındı. Ancak olayların vahameti bununla sınırlı kalmadı.
30 Ağustos 2024’te çeteye dair bir başka şok edici gelişme yaşandı. Tutuklu şüphelilerin avukatlarından biri soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit etti. Bu olay basına yansıyınca kamuoyunun öfkesini daha da artırdı. 47 şüphelinin yer aldığı soruşturma kapsamında 16 Ekim’de iddianame hazırlandı ve yargı süreci hızla devam ediyor. Bu skandal yalnızca bebeklerin hayatlarını tehlikeye atan bir olay değil, aynı zamanda sağlık sektörüne olan güvenin sarsıldığı bir süreç olarak tarihe geçti.
Olayın merkezinde olan kişilerin ve hastanelerin yargı önünde hesap vermesi beklenirken bu çete yapılanmasının daha da derinine inilmeye çalışılıyor.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Türkiye’yi derinden sarsan ve sağlık sisteminin güvenilirliğini tehdit eden ‘yenidoğan çetesi’ ile ilgili olarak sosyal medya hesabı üzerinden kapsamlı bir açıklamada bulundu. Memişoğlu’nun açıklamaları sağlık sistemindeki denetimlerin daha sıkı bir şekilde devam edeceğini ve özel hastanelerde yapılacak yapısal reformların da bakanlık gündeminde olduğunu işaret ediyor.
Memişoğlu üç maddelik açıklamasında özellikle sağlık sisteminin kötüye kullanılmasına izin verilmeyeceğini ve denetimlerin yenidoğan bölümüyle sınırlı kalmayacağını vurguladı. Denetim ekiplerinin tüm hastanelerdeki branşlarda tam kapasiteyle görev yapacağını belirten Bakan, vatandaşların ve özellikle çocukların güvenliği için bu denetimlerin gece gündüz süreceğini ifade etti.
“Sağlık sistemimizi suistimal ederek vatandaşlarımızın en kıymetli varlıklarını, yani çocuklarını tehlikeye atanlara göz açtırmayacağız” diyen Memişoğlu, bu denetimlerin sadece yenidoğan branşıyla sınırlı kalmayacağını, tüm branşların kapsamlı bir şekilde inceleneceğini belirtti.
Bakan Memişoğlu mevcut denetleme sisteminde yenilikler yapılacağını da duyurdu. Her branşta uzman hekim ve akademisyenlerin yer alacağı komisyonların oluşturulacağını söyleyen Memişoğlu, bu adımın sağlık sektöründeki kontrol mekanizmalarının daha etkili hale getirilmesi için önemli bir aşama olduğunu belirtti.
Özellikle özel hastanelere yönelik denetimlerin kesintisiz devam edeceğini söyleyen bakan, bu süreçte yapısal reformların da gündemde olduğunu dile getirdi. Bu açıklamalar özel sağlık kurumlarının daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesi yönünde önemli bir değişimin sinyalini verdi.
Memişoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise, sağlık çalışanlarının itibarının korunması oldu. Bakan sağlık çalışanlarının afet ve salgın dönemlerinde gösterdikleri fedakarlıkları hatırlatarak bu itibarın ‘bir grup açgözlü insanın çıkarlarına kurban edilmeyeceğini’ savundu. Memişoğlu sağlık sistemine leke sürmeye çalışanlara karşı sert bir tutum sergileneceğinin altını çizdi.
Konu ayrıca Bakan Tunç’un da gündemindeydi. 100. Yıl Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Karabük Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi’ne katılan Tunç, çıkışta basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. ‘Yenidoğan çetesi’ soruşturmasına ilişkin soru üzerine Tunç, bir vatandaşın 27 Mart 2023 tarihinde CİMER’e ihbarıyla başlayan bir süreç olduğunu anlattı.
Tunç İstanbul’daki bazı özel hastanelerde ‘yenidoğan bakım ünitelerinin işletilmesinde maddi çıkar sağlandığı ve ihmal sonucu bebeklerin ölümüne neden olunduğu iddialarına ilişkin gelen ihbarlar neticesinde soruşturma başlatıldığını’ vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın, bu ihbarları İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne ilettiğini bildiren Tunç, bunun üzerine İl Sağlık Müdürlüğünün gecikmeksizin hem idari soruşturma başlattığını hem de adli soruşturma için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Tunç, kolluk güçlerinin birtakım araştırmalar yapmasının ardından soruşturmanın derinleştirildiğini, bu süreç içerisinde delillerin toplandığını belirtti. Delillerin toplanma sürecinde, savcılığın İl Sağlık Müdürlüğü ile irtibatlı olduğunu aktaran Tunç “Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgili Sağlık Müdürlüğüne bildirilerek onların korunması, onların hayata tutunmasıyla ilgili olarak da titiz davranıldı” dedi.
‘Kimse yargı mensuplarını tehdit edemez’
Tunç yaklaşık bir yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesiyle 26 Nisan 2024 tarihinde 47 kişinin gözaltına alındığını hatırlatarak “Bunların 4’ü doktor, 18’i hemşire. 112 personelleri de var içerisinde, hasta görevlileri, hastane görevlileri de var. 47 gözaltı, 22 kişi tutuklanmıştı. 11’i doktor olmak üzere, 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi” diye konuştu. O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıkların devam ettiğini kaydeden Tunç, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü süreçte hazırlanan iddianamenin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine sunulduğunu dile getirdi.
Adalet Bakanı soruşturmayı yürüten savcıya yönelik bir tehdit durumunun yaşandığına işaret ederek “Onunla ilgili de ayrıca soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarını bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz. Yargı mensuplarımız yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çerçevesi içerisinde görevlerini yaparlar. Görevlerini ifa ederken, hiçbir kimseden çekinmezler. O nedenle özellikle yargı görevini etkilemeye yönelik ve soruşturmayı yürüten savcıya tehdide yönelik kişiler hakkında da soruşturma açıldı. O soruşturma da bir yandan devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkemenin şu anda iddianameyi değerlendirme aşamasında olduğunu vurgulayan Bakan Tunç “Ama şu anda bekleyeceğiz. İddiaların neler olduğu, suç kayıtlarının neler olduğu ve delillerin neler olduğunu, mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz. Şunu ifade etmek istiyorum, özellikle ben bir baba olarak ifade etmek istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Bu anlamdaki kararlılığımızı sürdürmeye devam ederiz. Başından beri bunu devam ettirdik, bundan sonra da edeceğiz” şeklinde konuştu.
Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve kendisini kabul ettiğine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ve orada da bu soruşturmanın titizlikle devam etmesini, varsa sorumlular bu konuda, bebeklerin ölümüne yol açan bir durum söz konusuysa gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlığını da ifade etti. Bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi. Bu anlamda da zaten süreç devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin, bu konudaki iddianameyi değerlendirme hususunu hep beraber takip edeceğiz. Ve iddianame kabul edildikten sonra da gizlilik ortadan kalkacak ve kamuoyu bu iddialarla ilgili olarak suçlamaları ve suçlanan kişileri de görmüş olacak. Temennimiz, bu sürecin hızlı bir şekilde sonuçlanması ve yargı sürecinde de varsa sorumluların hesap vermesi. Bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz.”