Akbank Caz Festivali Günlüğü: Mehmet Uluğ anılıyor
32 yıl boyunca 500 binden fazla izleyiciye ulaşmayı başaran Akbank Caz Festivali 23 Eylül'de gerçekleşen Mercan Dede konseriyle başladı. İstanbul'un en köklü festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali'ni Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı ve Festival Direktörü Gözde Sivişoğlu ile konuştuk.
Akbank Caz Festivali 33. yaşını kutluyor. Türkiye’de çok sayıda festivalin bir heyecanla başlayıp ama bir türlü devamını getiremediği ortamda yoluna istikrarlı bir biçimde devam eden bu müzik şöleni kentin kültür yaşamına da katkı sunmaya devam ediyor. Elbette böylesi uzun soluklu bir festivali Türkiye’nin yaşadığı onca olumsuzluğa rağmen sürdüren Akbank Sanat büyük bir alkışı hak ediyor. Şehrin caz hali mottosuyla yola çıkan festivali Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı ve Akbank Caz Festivali’nin direktörü Gözde Sivişoğlu ile konuştuk. Söze festivalin tarihçesi ile başlayınca bu uzun soluklu buluşmayı Bigalı’yı sorarak başladık.
– Öncelikle Akbank Sanat olarak farklı tür ve disiplinleri bir araya getirmeye nasıl bakıyorsunuz? Bu konudaki yaklaşımınız nedir?
– Bu sene Akbank Sanat için özel bir sene. Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimini desteklerken, her yaştan sanatseverlerle kurduğu güçlü bağ ile çalışmalarına devam eden Akbank Sanat; yerel ve evrensel mirasın korunarak kuşaklara aktarılması hedefiyle 30’uncu yılını kutluyor. ‘Değişimin hiç bitmediği yer’ olma misyonuyla disiplinlerarası etkileşime son derece önem veriyoruz.
– Terör saldırıları, ekonomik sorunlar ve pandemi. Buna rağmen festival İstanbul’un kültür sanat yaşantısına katkı sunmaya devam ediyor. Akbank Caz Festivali adına geride kalan 32 yılı nasıl değerlendirirsiniz?
– Yıllar içinde genişleyen müzikal yelpazesi kapsamında klasik ve modern cazın yanı sıra elektronik müzik ve dünya müziğinin farklı projelerine de yer veren Akbank Caz Festivali, günümüzde sadece caz müziği tutkunlarının değil, çok sayıda müzikseverin de vazgeçemediği bir etkinlik konumunda.
Geçtiğimiz 32 yıl boyunca 5.000’in üzerinde uluslararası ve Türk caz sanatçısını ağırlayan ve caz müziğinin yeni nesillere aktarılması için 800’ün üzerinde konser, bin atölye ve 100’ün üzerinde söyleşi ile 500.000’ün üzerinde izleyiciye ulaşan Akbank Caz Festivali “caz” denilince akla ilk gelen organizasyonlardan birisi oldu. Her yıl birçok farklı yenilik ile izleyicilerinin huzurlarına gelen Akbank Caz Festivali 2006 yılından itibaren gerçekleştirdiği Kampüste Caz konserleri ile İstanbul’un dışında Türkiye’nin birçok kentine ulaştı. Kampüste Caz konserleri Ankara, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Eskişehir, Trabzon, Adana, Erzurum, Kayseri, Kars ve daha birçok şehirde düzenlendi.
– Yola çıkarken ile varılan noktaya baktığımızda bu açıdan festival hedefine ulaştı mı? Bundan sonrası için festival olarak kendinize nasıl bir çıta belirliyorsunuz?
– 33 yıldır devam eden festivalimiz Akbank Caz Festivali, Avrupa Caz Festivalleri Derneği olan European Jazz Network üyesi. Festivalimiz uluslararası festivaller arasında da oldukça ilgi gören bir festival. 33 yıllık bir birikimi her zaman yeniliklerle şekillendirmeye çalışıyoruz.
İstanbul’un devam eden en eski caz festivali hakkında Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’nın görüşleri böyle. Geride kalan 32 yılda 500 binin üzerinde müziksevere ulaşmayı başaran festival, programıyla bu yıl da sanatseverlerde heyecan uyandırmayı başardı. Bu kez sorularımızı festivalin direktörü Gözde Sivişoğlu’na yöneltip İstanbul ile özdeşleşen bu etkinlik dizisinin detaylarını alıyoruz.
– Nice festival başladı ancak devamı gelmedi. Festivaldeki bu sürekliliğin sırrı ya da motivasyonunu merak ediyorum.
– Türkiye’nin en köklü caz festivali olan Akbank Caz Festivali 1991 yılında İstanbul’da düzenlenen konserler ile başladı ve o günden beri dünyanın en önemli caz müzisyenlerinin yanı sıra gelecek vadeden genç kuşaktan yeni isimlere de programlamasında yer vermeye devam ediyor. Biz de bu değerleri kaybetmeden, geçmiş ve gelecek arasında bir denge kurarak, dünyanın değişen, yenilenen beğenilerini ve tatlarını da festivale eklemeye çalışıyoruz.
Bence her şeyin temelinde merak ve yenilik heyecanı var. Bu durum festivale de yansımış olacak ki sizden böyle güzel sorular alıyoruz. En büyük motivasyonumuz yenilik heyecanı, dünyayı merakla, ilgiyle takip etmek ve bunları bir potada eritebilmek.
– Festival efsane isimleri İstanbul’a getiriyor. Al Di Meola, Tord Gustavsen, Terence Blanchard, Eric Truffaz, Gabi Hartman ve daha nicesi. İlgi nasıl? Müzikseverleri en çok heyecanlandıran konserler hangileri oldu?
– Bence tüm konserler ve içerikler herkesi heyecanlandırdı. Festivale olan ilgi bunu gösteriyor ki bizi çok mutlu etti. Sanatçılarımızdan, dinleyicilerimizden ve basından çok güzel yorumlar aldık. Çok mutluyuz ve hız kesmeden 2024 için çalışmalara başladık. Grammy ödüllü ve Oscar’a aday gösterilen Terence Blanchard tabii ki şüphesiz en merakla beklenen konserlerimizden.
Dokuz kişilik bir ekiple bizlerle beraber olacak. E-Collective ile kaydettiği son albümü Absence(2021) ile kendisi için bir yol gösterici olan Wayne Shorter’a saygı duruşunda bulunuyor. Bu sene programda Akbank Sanat’ta Wayne Shorter Tribute Band (Alper Yılmaz, Can Çankaya, Ediz Hafızoğlu, Engin Recepoğulları) ile Wayne Shorter anısına bir konser gerçekleştiriyoruz. Yine Akbank Sanat sahnesinde müzisyen bir baba-kızı ağırlıyoruz. Kamil Özler Trio, bir gitar triosuna viyolonseli ile Yasemin Özler eşlik edecek. Babylon’da sahne alacak Immanuel Wilkins Trio ve Ses Tiyatrosu’nda Lakecia Benjamin yine çok önemli ve heyecanlı konserler olacak.
– Ladies and New Standarts’a da bir parantez açmak istiyorum. Projenin detaylarını öğrenebilir miyiz?
– Festivallerin misyon olarak yeni projeler üretmesi gerektiğine inanıyoruz. Her zaman müziği ve sanatçıyı destekleyen projeleri hayata geçirmek için uğraşıyoruz. Geçen sene dans ve caz gibi iki farklı disiplini bir araya getirdiğimiz bir proje yarattık; Çağıl Kaya ‘Kaygılar Sahnesi’. Koreograf Ebru Cansız ile bu projede çok değerli dansçılarımız ve çok değerli müzisyenlerimiz ile birlikteydik.
Biliyorsunuz her dönemin moda şarkıları, dinleyenin belleğinden silinmez. Her dönemin moda şarkıları dinleyenin belleğinde yer eder. 1960 sonrası pop ve rock dünyasında da radyo aracılığıyla liste başı olup, geniş bir sadık dinleyici kitlesi yaratan ve günümüze kadar gelen standartlar oldu. ‘Ladies & New Standards’ projesi, “Bu ‘Yeni Standartlar’ı neden caz müzisyenleri, şarkıcıları yorumlamasın?” bakış açısıyla doğdu. Sevgili Selen Gülün, Başak Yavuz, Bilge Günaydın ve Çağıl Kaya tarafından yapılan aranjmanları birçok sanatçımızla birlikte sahnede sizlerle buluşturacağız.
– Festivalde konserlerin yanı sıra bir de panel var. ‘Müzik Yoluyla Mekânı Kavramak’ paneli ve düzenleyicisi Türkiye Caz Ağı konusunda da bilgi alabilir miyiz?
– 2019 yılının aralık ayında çevrimiçi buluşmalarla çalışmalara başlayan Türkiye Caz Ağı, 16 kurucu üyesinin girişimiyle 2020 yılında kuruldu. Türkiye Caz Ağı, caz ve doğaçlama müziğin gelişimi için festivaller, kulüpler ve sahneler arasında ağ kuran bir oluşum. Sanatçılar, kültür profesyonelleri, seyirciler arasındaki iletişimi güçlendiren bir ağ görevi gören Türkiye Caz Ağı, caz müziğinin kimliğini ve çeşitliliğini desteklerken bu müziğe olan ilginin ülke çapında geniş kitlelere ulaşmasını hedefliyor.
Oluşumun, caz festivalleri, caz kulüpleri, sahneler gibi pek çok üyesi bulunuyor hatta ben de yönetim kurulunda yer alıyorum. Bu sene festivalde bir söyleşi ile birlikte olmak istedik. Şehrin kapılarını caza açıyoruz ve birçok farklı mekânı kullanıyoruz. Her zaman mekân ve müzik ilişkisine çok önem veriyoruz, bu sene de bunu daha görünür kılmak, konuşmak ve dinleyicilerimizle deneyimlemek istedik. Türkiye Caz Ağı ile 30 Eylül günü Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde mekân ve müzik birlikteliğini inceleyeceğiz. Şehrin yapı taşlarını bu iki unsur etrafında ‘Müzik Yoluyla Mekânı Kavramak’ panelinde keşfedeceğiz, konuşacağız.
– Gelelim mekânlara. Zira festival kentin dört bir yanında ve bu haliyle bir İstanbul festivali kimliğinde. Müzikseverler festival havasını nerelerde soluyacak?
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum. Festivalimizin sloganı bildiğiniz üzere Şehrin Caz Hali. Şehri her sene cazla donatıyoruz ve her zaman sınırlarımızı daha da genişletmeye çalışıyoruz. Bu yıl şehrin kapılarını 23 Eylül-8 Ekim tarihlerinde caza açıyoruz. Oldukça heyecanlıyız. Akbank Caz Festivali’nin 33. yılında; 33 konser, yeni mekanlar, söyleşiler ve atölyeler ile “Şehrin Caz Hali”ne yakışır bir programla İstanbul’un 18 farklı ilçesinde ve mahallesinde olacağız. Kocamustafapaşa’dan Kadıköy’e, Etiler’den Kabataş’a uzanan birçok semtteyiz.
Biz de 10Haber olarak 8 Ekim’e kadar sürecek olan 33. Akbank Caz Festivali’ni gün gün takip etmeyi sürdürüreceğiz.