Altın Portakal çalışanları eylemde: ‘Pandora’nın kutusunu açıyoruz’
Geçen yıl 'Kanun Hükmü'nün sansürlenmesiyle iptal edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali dünkü açılış töreniyle başladı. Törende filmi iki gün önce bir kez daha yasaklama kararı alan Antalya valisi de vardı. Başkan Böcek vali ile ödül verdi!
Bir hafta önce Altın Koza Film Festivali nedeniyle Adana’daydık, şimdi de Altın Portakal için Antalya’dayız. Bu kadar kısa zaman aralığında arka arkaya iki ulusal festivalin düzenlenmesi milletçe sinemaya olan sevdamızla açıklanabilir elbet. Ama sanki birbirlerini de gölgeliyorlar gibi geliyor bana.
Mesela Adana’da kapanış töreninde ortaya çıkan kısa ve belgesel film üreten sinemacılara yönelik haksızlık yeni yeni gündemde kendine yer bulurken, Altın Portakal gelip bunun önüne geçiyor. Eşyanın tabiatı gereği böyle bir tablonun ortaya çıkması kaçınılmaz. Lakin festivallerin bir özelliği de sinema dünyasındaki sorunları gün yüzüne çıkarması aslında. Bu sorunlar konuşulacak ve tartışılacak ki çözüm üretilsin. Ama işte festival takvimleri buna izin vermiyor.
Takvime uymak için 10Haber olarak biz yine yollara düştük tabii. Bu sefer yanımda meslek büyüğüm üstat Uğur Vardan yok. Eee birçoğu gibi onun da bünyesi bir hafta arayla iki festivali kaldıramıyor.
Malum sansür nedeniyle 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edilmişti. Bu yıl düzenlenen festival 60’ıncı mı yoksa 61’nci mi olacak kafa karışıklığı nihayet giderilmiş. Dün akşamki açılışta bu yılki festival 61’inci olarak anonslandı ve bu konu da netliğe karıştı.
Fakat geçen yılın hayaleti festivalin üzerinde dolaşıyor. Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin hafta için Antalya’da düzenlediği Özgür Portakal Film Günleri kapsamında geçen yıl sansürlenen ‘Kanun Hükmü’ belgeseli gösterilecekti. Antalya Valiliği iki gün önce filmin gösterimini yasakladı. Sonra da Antalya Valisi Hulusi Şahin 61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde boy gösterdi. Sahneye çıktı, konuşma yaptı, ödül takdim etti.
Altın Portakal’da çok vali gördük. Ama ne yalan söyleyeyim Hulusi Şahin kadar Türk sinema tarihine vakıf olanına pek rastlamadım. ‘Susuz Yaz’ dedi, ‘Yılanların Öcü’ dedi, ‘Kibar Feyzo’ dedi. Hepsini izlemiş. “Türk sineması yakın tarihimizin bir özetidir” dedi. Ne acı tesadüf ki yakın tarihimizi bize anlatan bu üç film de devletin gadrine uğramış, dönemin bürokratları tarafından sakıncalı bulunup sansürlenmiş filmler. Tıpkı ‘Kanun Hükmü’ gibi. Peki ‘Kanun Hükmü’nü yasaklayan kim?
Aslında yaşanan durumun özetini başka bir bağlamda (kadın cinayetleri) olsa bile Başarı Ödülü almak için sahneye çıkan oyuncu Farah Zeynep Abdullah anlattı: “Dün kötüydü, bugün daha kötü, çok korkuyorum yarın daha da kötü olacak diye.”
Tablo bir açıdan böyle. Diğer açıdan bakılınca da geçen yılın yaraları sarılmak isteniyor. Bu yönde niyetler dile getiriliyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tören konuşmasında geçen yıl Altın Portakal’ın siyasete alet edildiğini kendi ağzıyla söyledi.
31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları gösterdi ki bu alet edilme sandıkta karşılık bulmadı ve Böcek yeniden başkan seçildi. “Geçen yıl yaşananlardan dersimizi” aldık diyerek bu sefer Kültür Bakanlığı’ndan destek almadan (böylece bakanlığın baskısının önü kesildi) belediye olarak tek başına festivali düzenleme kararı aldı Böcek ve sinemacıları da festivale çağırdı. İnsanlar da davete icabet etti. Lakin Böcek, Antalya valisi ile birlikte törene katıldı, sahneye çıkıp valiyle birlikte Erdal Özyağcılar’a Onur Ödülü verdi. Hani şu geçen siyasete alet edilip iptal edilen festivalde sansürlenen ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin bu yılki gösterimini iki gün önce yasaklayan valiyle! O zaman MFÖ’den gelsin “Niyet neydi akıbet ne oldu.”
🔴 Oyuncu olarak bildiğimiz Serhat Kılıç’ın şu dillere destan Müzikomani gösterisindeki performansı anlatıldığı kadar varmış. Kılıç’ın sahne performansı gayet iyi. Ajda Pekkan esprileri cesurca. Lakin hani Cem Karaca’dan dinlediğimiz ‘Resimdeki Gözyaşı’ şarkısının Mehmet Soyarslan’a ait olduğunu bilememesine ve Mehmet Bey’i Yılmaz Bey diye takdim etmesine ne demeli? Yıllarca Özen Film’i yönetti Soyarslan. Kaç filmin yapımcılığını yaptı. Sinema dünyasının duayen isimlerinden biri. Ki aynı zamanda müzisyen, ta gençliğinden beri. Neyse Kılıç bu gafını “Allah benim belamı versin” diyerek düzeltti. Ama şunu hatırlayım Kılıç’a yine Cem Karaca’nın klasiklerinden ‘Bu Son Olsun’ da Mehmet Soyarslan’a ait bir şarkı! Bu şarkı söz konusu olunca belki gaf yapmaz!
🔴 Gecenin yıldızı naçizane Işıl Yücesoy’du. Bir nezaket insanı Yücesoy! Ödül takdim ederken rol çalmadan Farah Zeynep Abdullah öve öve bitiremedi, lakin Onur Ödülü alırken de kendisine ödül veren Tuba Büyüküstün’ü de yine övgülere boğdu. Yücesoy’a selam olsun bu memlekette bazı değerlerin hala yaşadığını gösteriyor bize.
🔴 Emre Altuğ galiba festival tarihinin en hızlı sahneye çıkan insanı olabilir. Şerif Sezer’e Onur Ödülü’nü takdim etmek için adı anonslanırken o kadar hızlı sahnede belirdi ki hız ödülünü haketti. Hızlı tören yapmak isteyen festivalciler Altuğ’un bu performansını gözden kaçırmayın.
🔴 Şerif Sezer demişken… Malum Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı ve kurguladığı ‘Yol’ filmi onun hayatının kırılma noktalarından biri. Sahnede kiminle yan yana düştü dersiniz, geçen yıllarda Yılmaz Güney’e demediğini bırakmayan Farah Zeynep Abdullah’la. Hayat işte böyle manzaralar çiziyor insana!
🔴 Mehmet Aslantuğ bir hafta önce Adana’da sahnedeydi. Jüri üyesi olarak ödül takdim etti. Bir hafta sonra Antalya’da yine sahnede yine ödül verdi. Selçuk Yöntem Onur Ödülü’nü Aslantuğ’un elinden aldı. Artık Aslantuğ için festival insanı diyebiliriz galiba.
🔴 Müjdat Gezen bel fıtığı rahatsızlığı nüksettiği için törene katılamadı ve Onur Ödülü’nü alamada ama video mesajını gönderdi. “Lütfen bağışlayın, gelemedim” derken epey üzgündü. Neyse 7 Kasım’da Ankara Film Festivali’nin açılış töreninde kendisine Aziz Nesin Emek Ödülü takdim edilecek o zamana kadar iyileşir diye umuyoruz. Geçmiş olsun ve acil şifalar Müjdat Bey.
🔴 Oyuncu Aras Bulut İynemli, Atatürk olarak hafızamıza işledi ya ne zaman görsek ayağa kalkıp “Yolun açık olsun Paşam” diyesimiz geliyor ! Neyse Başarı Ödülü aldıktan sonra Serhat Kılıç’ın zorlamasıyla Gazapizm’den ‘Heyecanı Yok’ şarkısını söyledi de kafamızda bir nebze normalleşti.
🔴 Farah Zeynep Abdullah’ın ödülünü ‘erkekçiliğin ve erkekliğin egemen olduğu bu düzende var olmaya çalışan, konuşmaktan korkmayan, yorulan ama pes etmeyen kadınlar’a ithaf etmesi takdire şayandı. Bu vesile ile bir haberimizi hatırlatmak isterim. Türkiye”de 2024’ün ilk sekiz ayında en az 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
20 Aralık 2024 - Ormanda yeni bir lider doğuyor, şımarık oğlan dersini alıyor!
13 Aralık 2024 - Yılın en iyilerinden ‘Hemme…’: Öfke ruhu kemirir!
6 Aralık 2024 - Babaların kızları için yaptığı yolculuk hiç biter mi!
5 Aralık 2024 - Keşanlı Ali 60 yaşında mikrofonlarımız Haldun Taner’de