Timothée Chalamet, Willy Wonka olmayı çok sevdi
‘Beni Adınla Çağır' ile radarımıza girdi; ‘Küçük Kadınlar', ‘Yukarı Bakma', 'Dune' ile yerini sağlamlaştırdı. Kuşağının öne çıkan oyuncusu Timothee Chalamet yeni filminde Bob Dylan’ı canlandıracak. Dylan'ın 19 yaşında New York’a geldiği döneme odaklanacak filmde şarkıları da oyuncu kendi söyleyecek.
Bob Dylan yaşayan bir müzik efsanesi. Şarkıcı, söz yazarı, müzisyen ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi… Onu pek çok şekilde anlatmak mümkün. ‘Blowin’ in the Wind,’ ‘The Times They Are A-Changin’, ‘Like a Rolling Stone’, ‘Knockin’ on Heaven’s Door’ ve ‘Hurricane’ gibi klasikleşmiş şarkılara imza atan Dylan, aynı zamanda bir ödül canavarı. Grammy Ödülleri, Altın Küre Ödülleri, Akademi Ödülleri ve Pulitzer Ödülü gibi prestijli ödüllerin yanı sıra 2016 yılında, edebiyat alanındaki yaratıcı yazıları nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.
Dolayısıyla müzik dünyasının en önemli figürlerinden biri olarak hayatı ve kariyeri de her daim merak uyandırıyor. Tam da bu nedenle filmlere ve belgesellere ilham olması da şaşırtıcı değil. Öyleyse sevenlerine bir müjde verelim, yakın zamanda bir Bob Dylan filmine daha kavuşacağız. Üstelik kendi kuşağının öne çıkan oyuncularından Timothee Chalamet, müzisyeni canlandıracak.
James Mangold’un yönetmen koltuğunda oturduğu film, bizi Dylan’ın kariyer yolculuğunun ilk yıllarına götürecek. ‘A Complete Unknown’ isimli film, Dylan’ın henüz 19 yaşındayken New York’a gelmesi ve üç yıl içinde dünya çapında bir müzik fenomeni haline gelmesine uzanan dönemi anlatacak.
Filmin merak edilen bir diğer yönü ise Chalamet’in şarkıları kendi sesiyle seslendirecek olması. Yönetmen Mangold, bir etkinlik sırasında Chalamet’in şarkıları kendi sesiyle mi seslendireceğini sorusuna “Elbette!” diyerek merakları gidermiş oldu. Öncesinde de Chalamet’in role hazırlanmak için gitar dersleri almaya başladığı biliniyordu. Yönetmen Mangold, çekimlerine ağustos ayında başlanacak filmi için heyecanlı: “Amerikan kültürü için inanılmaz bir dönem: 19 yaşındaki Bob Dylan, cebinde 2 dolarla New York’a gelip üç yıl içinde dünya çapında bir stara dönüşme ve New York’ta folk müzik ailesine dahil olmasının hikâyesi. Elbette yıldızı parladıkça bir süre sonra onları geride bırakıyor. İnanılmaz derecede ilginç, gerçek bir hikâye. Amerika’da, Amerikan sahnesinde, Woody Guthrie’den Bob Dylan’a, Pete Seeger’a ve Joan Baez’e kadar farklı karakterler hakkında çok ilginç bir an. Hepsinin bu filmde oynayacak bir rolü var.”
Amerikalı şarkıcı-söz yazarı Bob Dylan’ın hayatı ve müziğiyle pek çok filme ilham olmuş bir isim. Müzisyenin hayatının farklı dönemlerine odaklanan yapımlar izledik. Martin Scorsese imzalı ‘No Direction Home: Bob Dylan’ (2005) sanatçının hayatının erken dönemlerini ve kariyerinin başlangıcını konu alan belgeseldi. Kısa bir süre sonra 2007 yapımı Todd Haynes tarafından yönetilen, Dylan’ın hayatının farklı dönemlerinde farklı karakterler tarafından canlandırıldığı ‘I’m Not There’ (2007) ile bir kere daha beyazperdeye taşındı Dylan. Filmde, Cate Blanchett, Heath Ledger, Richard Gere, Christian Bale ve Ben Wishaw Dylan’ı hayatının farklı dönemlerini canlandıran isimler olarak karşımıza çıkmıştı.