Sahi Onat Kutlar nasıl ölmüştü?
İnsanın abileri, ablaları olmalı bu hayatta. Tabii zor bir ilişki biçimi. Hayat kuralıdır ilişki nasıl başlarsa öyle sürer. Ama abi ve abla olmak demek, bu hayat kuralını terse çevirmek demek aslında.
Gençlik bir yanıyla çok ateşli, bir yanıyla başı dumanlı… Sert oluyor insan, biraz da gözüpek! Vurdu mu ses getirmek istiyor, her şeyi değiştirmek istiyor. İyi bir yol göstericiye rastladığınız zaman sorun yok. Ama bu da bir şans!
Radikal gazetesiyle güzide Türk basınının kapısından içeri girince her genç gibi ben de ateşliydim. Ama öyle bir insan grubu içine düştüm ki ateşimi kontrol etmeyi öğrendim. Sinema okuduğum için sinema haberleri yapmak bana düşmüştü. Yazılarını hayranlıkla okuduğum, bildiklerimi kitaplarından, yazılarından öğrendiğim sinema yazarları ile tanışmam bu sayede oldu.
Agah Özgüç, sinemanın tarihini yazmış ben de ondan okumuşum koca Türk sinemasının tarihini ve zamanla abiniz oluvermiş. Sungu Çapan, altüst eder insanı bilgisiyle. Ne çok şey biliyor dedirtir. Ama bildiklerini kamu malı gibi paylaşmayı sever. Uğur Vardan Aktüel’de bir yazıyor esprileriyle, başlıklarıyla can evinden vuruyor filmleri! Maç yaparkenki ruh halini saymazsam hala formunda.
Cüneyt Cebenoyan ben müzik yazılarını bilirdim sinema da yazarmış meğer. Öfkesiyle harmanlardı yazılarını. Onu tanıyınca “O öfkeli olmasın da kim olsun” dedim. Tunca Arslan, sessiz güç. Sert yazar, detaycıdır ama tanışınca o kadar da sert bir insan olmadığını gördüm. Cumhur Canbazoğlu, yazılarını kesip saklardım. Üç Hürel’i ondan öğrendim! Zaten gelinen noktada müziğin ansiklopedisini yazdı.
Bir de Murat Özer! Erkan Aktuğ bir konserde tanıştırmıştı bizi “Bizim yeni Kunta Kuntemiz” diye. İlk cümlesi “Naber abisi” olmuştu. İşte abilerim…
İnsanın abileri, ablaları olmalı bu hayatta. Tabii zor bir ilişki biçimi. Hayat kuralıdır ilişki nasıl başlarsa öyle sürer. Ama abi ve abla olmak demek, bu hayat kuralını terse çevirmek demek aslında.
Bu anlamda şanslıyım. Meslek büyüklerim bir dönem sonra, yani basın mecrasında kendi yolumu bulduğum andan itibaren ilişkinin seyrini değiştirdiler. Artık eşitlikçi bir ilişkiye geçtiler. Yani artık arkadaştık.
İsteseler arkadaş olmazlardı. Olmayanını da gördüm. Ama arkadaş olmakta gizliymiş karşılıklı yol almak galiba. Naçizane yaşadığımız pek çok sorunun kökeninde de bu var. Arkadaş olamamak. Sevdiğimiz insanlarla, sonraki kuşaklarla, çocuklarımızla arkadaş olamıyoruz.
Hadi arkadaş oldunuz, bir o kadar arkadaş kalmak da önemli. Bunu da öğretiyor işte abiler! Zaten asıl o zaman yol alabiliyor insan hayatta.
Bugün Murat Özer’in ikinci ölüm yıldönümü. Gidişini kabullenmek onu tanıyanlar için çok zor! Uğur Abi’nin dediği gibi “Hiç gitmemiş, hep var gibi”. Cüneyt için de Agah Abi için de böyle bir hissim var.
Murat Özer abi olmayı severdi. Benim kuşağımdan birçok sinema yazarının abisi oldu. Büyümemize izin verdiği gibi gün geldi büyümemiz gerektiğini de hatırlattı bize. Yol arkadaşlığı yaptı, elindekini paylaştı, alan açtı, düşünce elimizden tutup kaldırdı. Hepsi büyümemiz içindi.
Büyüdük be Murat Abi!
Rekin Teksoy, Giovanni Scognamillo, Agah Özgüç, Sungu Çapan, Cüneyt Cebenoyan, Murat Özer… Onlar bir süredir Cennet Sineması’nın müdavimleri. En büyük eserleri de bize bıraktıkları arkadaşlık mirası…
15 Kasım 2024 - Savulun Roma’nın kaderini değiştirecek adam arenaya çıkıyor
8 Kasım 2024 - Ara tatilin sürprizi: Robot da olsa insan insandır!
5 Kasım 2024 - Trump mı kazanacak yoksa Harris mi? Sinemacılar sonuçları açıklıyor!
4 Kasım 2024 - ‘Yandaki Oda’ Oscar’da karşınıza çıkarsa şaşırmayın!