Sendrom: Bu yetenekle şimdiden tanışın!
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nü geride bıraktıktan sonra, ortasına geldiğimiz sezondan kişisel bir ‘27 Mart özel seçkisi’ hazırladım. Bu özel haftada sık gelen ‘oyun önerisi’ sorularını çeşitlendirerek kendime yönelttim; işte yanıtlar ve öneriler.
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, biz sık tiyatro izleyen/yazanlardan belirli seçkiler beklenen dönemdir. Kamusal alanda, geleneksel basında, sosyal medyada, siyasilerin dilinde bile tiyatronun en çok konuşulduğu bu hafta boyunca, tiyatro gündemini takip edenlere de bol bol mikrofon uzatılır. Çoklukla ilgi çekici öneriler yapmaları, kimi zaman tiyatronun güncel sorunlarına dair iki çift laf etmeleri istenir.
Bu kez, 27 Mart vesilesiyle, kendi kendime bir soru listesi hazırladım ve bu vesileyle sezona dair kişisel önerilerimi de derlemek istedim. Soruları çeşitlendirip, geçen sezonlardan devam edenlerle birlikte sayısı artık kaç yüz olduğunu tam kestiremediğimiz oyunlar arasında -ama 2023/24 sezonu kerteriz alarak- bir mini rehber oluşturmak istedim. İyi seyirler, tiyatro hayatımızdan hiç eksilmesin!
🔴 En çok merak ettiğim oyun ve sonrası: Bu sezon; oyunun ilan edildiği günden, biletlerinin satışa çıktığı ve izlediğim akşama kadar kalbimi en hızlı çarptıran oyun ‘Kel Diva’ oldu. Oyun Atölyesi’nin sezona enfes armağanı olan oyunu Muharrem Özcan yönetiyor; Haluk Bilginer, Zuhal Olcay, Özlem Zeynep Dinsel, Yiğit Özşener, Kıvanç Kılınç ve Gözde Kırgız her biri üst düzey oyunculuklarla ayağa kaldırıyor.
Absürd tiyatronun kurucularından Ionesco’ya olan kişisel merakım ve düşkünlüğüm bir yana; bu absürd klasiğe 2024 Türkiye’sinde çok seyirci dostu, çok performans odaklı ve yaratıcı yenilikler getirdikleri için de ekibe müteşekkirim. Oyunu mümkünse -erkenden biletinizi alıp gün sayarak- Oyun Atölyesi’nin kendi mekânında izleyin derim. Oyundan çıktığımda içimden tam olarak şu cümle geçiyordu: “İmkânım olsa, yarın akşam yine gider izlerim.”
🔴 İçimi umutla dolduran oyun: Sadece tiyatroya, gençliğe dair değil, Türkiye’nin geleceğine dair de içimi en çok hafifleten, umut dolduran oyun Kadıköy Boa Sahnesi’nin son yapımı ‘Tarihte Yaşanmamış Olaylar’ oldu. Ülkü Tamer’in aynı adlı eserinden uyarlanan ve eğlenceli, kalabalık rejilerin üstesinden çok iyi gelen Emrah Eren’in yönettiği oyundaki her bir genç oyuncu sahne üstü kabiliyetleriyle ve tiyatro yapmaya olan içten inançlarıyla kalbimi fethetti. Bu isimleri aklınızın bir kenarına yazın, ileride sık karşılaşabilirsiniz: Ammar Özçelik, Atakan Avcı, Eylül Güntekin, Delâl Yıldırım, Ezgi Nur Köycü, Murat Küçük, Utku Palta, Yağmur Altay. ‘Uydurma’ bir tarih anlatısı olan bu oyunda, ensemble ruhuna örnek olacak bir performans sergiliyorlar. Her biri farklı enstrümanlar çalarak, seri şekilde kılıktan kılığa girerek, öyküden öyküye dolaşarak seyirciyi avuçlarının içine alıp “Gençlikte de ülkede de umut var” dedirtiyorlar.
🔴 Gülmek isteyenlere önereceğim oyun: Tiyatro pek çok insanın biraz gündelik sıkıntılardan uzaklaşmak, tasaları unutmak ve gülmek için de tercih ettikleri bir sanat seçeneği, epeydir. Ve “Biraz gülmek istiyorum, hangi oyuna gitsem?” sık karşılaştığım sorulardan. O yüzden bu seçkide 2023-24 sezonundan eğlence dozu yüksek işlere de dikkat çekmek istedim: BeReZe’nin ‘Cimri’ yorumu tiyatronun da komedinin de handiyse saf özü gibi bir iş. Çok eğlenceli, zekice komik ve politik sözünü de sakınmayan bir klasik uyarlaması. Bir şekilde yakalayın, pişman olmazsınız.
Senenin büyük prodüksiyonlarından ‘Âşık Shakespeare’ de oyunculuk stilleriyle olsun canlı müziğiyle olsun eğlenceli bir damar yakalamayı başarıyor. Emin Alper’in ilk tiyatro işi olan ‘Öteki’ de, evet bir Dostoyevski uyarlaması ama, yönetmenin ve yetenekli oyuncularının seyirciyi kıvrakça yakalayan yaklaşımıyla bolca kahkaha vaat ediyor.
🔴 “Anne-babanızı gönderin” diyeceğim oyun: Hiç şüphesiz ‘Aile Yalanları’. Toy İstanbul yapımı oyun, edebiyatımızın çağdaş kalemi Nermin Yıldırım’ın aynı adlı novellasından Hakan Emre Ünal tarafından ustalıkla sahneye taşınmış. Melisa Sözen, Ülkü Duru ve Müfit Kayacan müthiş akıcı bir aile öyküsü seriyor önümüze ve çok nadir gülme arası verdiriyorlar! Günümüz Türkiye’sinden orta sınıf bir ailenin iç çatışmalarını çok naif, tanıdık ve iyi hissettiren bir yerden anlatmayı başarıyorlar. İzleyin, anne-babanızı da alın gidin mümkünse…
🔴 Tek kişilik oyun sevenlere önerim: Son birkaç senedir başta ekonomik sebeplerle sayıları artışta ama her tek kişilik oyundan aynı tatmin hissiyle ayrılmak mümkün değil. ‘Dirmit’, ‘Toz’, ‘Herkes Kocama Benziyor’ gibi artık ‘klasikleşen’ işler bir yana, sezonun en yenilerinden olan ‘Uykusuz Bir Rüya, Salim’, Berkay Ateş’in ustalık gösterisi gibi bir oyun. Ateş’in yazdığı, Adanalı bir gencin İstanbul’da kısa sürede yaşadıkları üzerinden esasen sert bir faili meçhul öyküsü anlatan, son yılların Türkiye’sinden politik bir panorama sunan oyunu Yiğit Sertdemir ince ince işleyerek yönetmiş. Yapısı, zaman döngüsü, anlatı dili zor ve yorucu olan böyle bir metin nasıl da böyle akıcı, dinamik bir tek kişilik oyuna dönüşür; görülesi. Berkay Ateş’in oyunculuk kariyerinde imza niteliğinde bir iş.
🔴 Bu sezon keşfettiğim genç yetenek: Yukarıda saydım, Kadıköy Boa Sahne’nin ‘Tarihte Yaşanmamış Olaylar’ oyununun gençlerinin her biri parlıyor. İlaveten, Kumbaracı50’nin ‘Öteki Venedik Taciri’nde ilk kez izlediğim Deniz Danışoğlu’nun, ilk sahnesinden itibaren kendini gösteren doğal oyuncu kumaşını gözümü kırpmadan izledim. Kalabalık bir oyunda kendini usulca fark ettiren bir yetenekle tanıştığıma memnun oldum.
🔴 Her izlediğimde el artırdığını gördüğüm oyuncu: Bu sezon için bunun yanıtı -şimdilik- tartışmasız Onur Ünsal. İlk oyunundan beri tüm oyunlarına şahidim, Moda Sahnesi yapımı ‘Babamı Kim Öldürdü’deki haline düz ifadeyle hayran kalmıştım. Ama ‘Dıkşın: Büyük Şans’ta sınırlarını iyice genişletmiş. Çok zor ve sert bir karakteri, hiç irrite etmeden, çerçevesi itinayla belirlenmiş bir yorumla hayata geçiriyor. Sezonun -Berkay Ateş’le birlikte- en iyi erkek oyunculuk performanslarından biri.
🔴 İzleme listemde ilk sıradaki oyunlar: Bakırköy Belediye Tiyatroları’ndan ‘Flu Lysistrata’, Taksim Ara Sahne’nin yeni işi ‘Kardeşlerimi Arıyorum’, Decollage Art Space yapımı ‘Treplev’, Kiki Tiyatro’dan ‘Mahallemiz Eşrafından’, İBBŞT’den ‘Sivrisinekler’, BGST’den ‘Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor’, Dolkun Production’dan ‘Çirkin’, Kocaeli Şehir Tiyatroları’ndan ‘Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi’ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan ‘Ayak Bacak Fabrikası’. Bir türlü denk getiremeyip, izleme listemde ilk sıraları alan oyunlar.
22 Kasım 2024 - Festival bitti şimdi sezon zamanı
17 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Dünya başımıza çöküyor kurtaran yok mu!
14 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Gölgelerin gücü adına, ‘Macbeth’ uykuya yatırdı
10 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Haberler kötü olsa da haberciler iyi