Mutlu yıllar Erkin Koray
Çağın en büyük müzik ikonların biriydi Tina Turner. Rock müziğin kraliçesiydi. Son yıllarda sağlık sorunları yaşayan Turner, 83 yaşında yaşamını yitirdi. Turner kendinden sonraki kuşaktan Beyoncé, Janet Jackson ve Janelle Monae gibi isimlerin de rol modeliydi.
Tina Turner da gidenler kervanına katıldı. Çağın en büyük müzik ikonlarından Tina Turner 83 yaşında bir süredir yaşadığı İsviçre’de hayatını kaybetti. Turner, son yıllarda kanser, felç ve böbrek yetmezliği de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorunu yaşıyordu. 26 Kasım 1939’da Tennessee eyaletinde dünyaya gelen Tina Turner küçük yaşlarından itibaren müziğe olan ilgisi ve yeteneğiyle dikkat çekmeyi başarmıştı.
Kariyeri boyunca sekiz Grammy Ödülü kazanan efsane müzisyene ilk kez 1991 yılında eski eşi Ike Turner ile birlikte girdiği Rock’n’Roll Hall of Fame’e, 2021 yılında solo sanatçı olarak dahil edildi. Turner, bugünün pek çok yıldız isminin de ana ilhamı ve rol modeli oldu. Bunlar arasında Beyoncé, Janet Jackson ve Janelle Monae gibi isimler yer alıyor. Yıldız ismin vefatı sonrası aralarında Mick Jagger, Bryan Adams ve Dianna Ross gibi isimlerin yer aldığı pek çok sanatçı sosyal medya hesaplarından üzüntülerini dile getirdi.
Tam adıyla Annie Mae Bullock, St. Louis’deki gece kulüplerinde genç yaşlarından itibaren solist olarak sahne almaya başlamıştı. Amerikan şehirlerini otostopla dolaşan Bullock, bu yolculuklarından birinde o dönem tır şoförü olan Elvis Presley ile tesadüfen karşılaşır. O dönem ikisi de pek de kimselerin tanımadığı isimlerdi. Ancak önce Elvis Presley ardından da Annie Mae Bullock 20. yüzyılın ikinci yarısına damga vurup müziğe yön verecekti.
1956 yılında, yani daha 17 yaşındayken Ike Turner’ın grubunda vokallik yapmaya başlayan Annie Mae Bullock, sonrasında ünlü müzisyenle evlenir. O artık Tina Turner’dır. Eşi ve sahne partneriyle uzun soluklu bir müzikal yolculuğa çıkan Turner, 1970’lere kadar evli, mutlu, çocuklu bir hayat sürdük. Daha doğrusu kamuoyu öyle biliyordu. Ike Turner’dan uzun süre şiddet gören Turner, 1975 yılında eşinden boşanır. Bu dönem Tina Turner’ın hem hayatında hem de müzikal yolculuğunda bir sessizlik dönemi olur.
1970’lerin ikinci yarısını nispeten sessiz geçiren Tina Turner için artık dönüş zamanı gelmişti. Plak şirketini değiştiren Turner, Capitol ile bir anlaşma yaparak efsaneleşen personasını insanların karşısına yeniden çıkarır. Al Green’in meşhur ettiği ‘Let’s Stay Together’ şarkısını yeniden yorumlayan Turner, hem ABD hem İngiltere’de müzik listelerinin zirvesine yerleşir. Mekânın sahibi geri gelmişti bir kere. Ancak bu henüz bir şey değildi. Esas patlama yine aynı yıl yayınlayacağı bir şarkıyla olacaktı. ‘What’s Love Got to With It’, pek çok ülkede müzik listelerinin zirvesine yerleşirken Turner’ın kariyeri boyunca peşinden gelecekti. Öyle ki Tina Turner demek geniş kitleler için ‘What’s Love Got to With It’ demekti.
Henüz her şeyin çarçabuk tüketilmedi eski, güzel yıllarda ‘What’s Love Got to With It’ şarkısı uzun süre listelerde üst sıralarda tutunmayı başarır. Turner’ın hayranlık uyandıran sesi, dünyanın dört bir yanında bu şarkının sayesinde yankılanır. Şarkının yer aldığı ‘Private Dancer’ albümü 1984 yılında iki Grammy başta olmak üzere daha pek çok ödül kazanır. Aynı yıl yayınlanan ‘We Don’t Need Another Hero’ şarkısı benzeri bir etki yaratır ve müzikseverler nezdinde büyük beğeni kazanır.
1983 yılından beri her şey aslında tam da Turner’ın istediği ve hak ettiği gibi gitmektedir. Buhranlı geçen 70’ler sonrası Turner 80’li yıllarda adından sıklıkla söz ettirecektir. 1985 yılına geldiğimizde müzik tarihinin yaşayan efsanesi Mick Jagger ile birlikte yaptıkları bir düet, Tina Turner’ın ününe ün katacaktır. Açlıkla mücadeleye destek olmak için aynı sahneyi paylaşan ikilinin seslendirdiği ‘State of Shock’ yılın en çok dinlenen şarkılarından biri olacaktır. Aynı dönemde Turner 2013 yılında evleneceği Alman müzisyen Erwin Bac ile uzun soluklu ilişkilerine başlar.
Aynı yıl otobiyografisini kaleme alan Tina Turner, bu kez çoksatanlar listesine de girer. Kitap, 1993 yılına gelindiğinde Tina Turner’ın hayat hikâyesini anlatan ‘What’s Love Got to With It’ isimli film için de birincil kaynak olur. 80’lerde ‘What’s Love Got to With It’ ve ‘We Don’t Need Another Hero’ gibi şarkılarında filmlerde kullanılan Turner, 1995 tarihli James Bond için mikrofonu eline alır. ‘Altın Göz’ filminde aynı adlı ‘Golden Eye’ şarkısını seslendiren Tina Turner, 1998 yılında ortalığın tozunu attıran İtalyan yıldız Eros Ramazotti ile de bir düete imza atar. 60 yaşına basan Tina Turner, hayranlık uyandıran enerjisiyle ‘Cose Della Vita’yı seslendirir.
Yeni binyıl, Tina Turner için artık daha fazla kabuğuna çekilmeye başladığı bir dönem olur. Sağlık sorunları ve geçmişin yoğun temposundan kaynaklı yorgunluk, Tina Turner’ı özel buluşmalar dışından hareketli sahne yaşantısından ayırır. 2013 yılında İsviçre vatandaşı olan Turner, sonrasında ABD vatandaşlığından çıkma kararı alacaktır.
Rock’ın kraliçesi olarak anılan Turner derlemeler dahil yaklaşık 40 albüme imza attı. Kendisinden sonra gelen kuşakları derinden etkileyen Turner, 20. yüzyılın müzik tarihine de adını kazıdı.