Aralıkta sakinleşse de 2023’te kira artışları yüzde 100’ü aştı
Eskişehir'de kazı çalışmalarının sürdüğü Şarhöyük'te Kurtuluş Savaşı'nda Türk askerleri tarafından kazılmış siperlere ulaşıldı. Kurtuluş Savaşı tarihi konusundaki çalışmalarıyla tanınan yazar Selim Erdoğan kazı bölgesinin sit alanı ilân edilmesinin yetersiz olduğunu vurguladı.
Eskişehir Şarhöyük’te devam eden arkeolojik kazılarda Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan siperler bulundu. 1989 yılından bu yana bölgede devam eden kazılarda, 1915 ilâ 1917 yılları arasında üretilen askeri mühimmat da ortaya çıkarıldı. Geçen yıl Cumhurbaşkanı Kararlı Kazı statüsüne alınan höyükte Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Bilge Baştürk ve ekibinin gerçekleştirdiği kazılarda Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan siperlere rastlandı.
Şarhöyük’te çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Baştürk, şöyle konuştu: “Eskişehir’in yıllar içinde geçirdiği bütün kültürel tabakaları Şarhöyük’te görebiliyoruz. Şu anda milattan önce 5000 yıllarına kadar arkeolojik malzemeye ulaşabildik. Hitit, Frig, Klasik ve Helenistik Dönem oldukça kuvvetli bir şekilde temsil ediliyor. Bizans Kalesi ile Şarhöyük’te yerleşme bitiyor ancak eteklerinde yerleşme sürüyor. Şarhöyük, Kalkolitik Dönem’den başlayıp Türklerin Anadolu’yu fethine kadar uzanan süreçte kesintisiz bir yerleşime ev sahipliği yapmış bir bölge.”
Doç. Dr. Baştürk, Şarhöyük’ün Kurtuluş Savaşı sırasında Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde kullanıldığını belirlediklerini söyledi. Bölgedeki kazılarda bazı bulgulara rastladıklarını dile getiren Baştürk, şu bilgileri verdi: “Kurtuluş Savaşı’nda höyük üzerinde açılmış siperleri, kullanılan mühimmatı görmeniz mümkün. Bunları arkeolojik olarak kaydettik. Höyükte rastladığımız siperlerin Yunan arşivlerinde işgal kuvvetleri tarafından çekilmiş fotoğraflarını bulduk. Fotoğrafın üzerinde Yunanca ‘Antik Dorylaion Tepesi’nde Türk siperleri’ yazıyor. Bizim kazdığımız bölgedeki siperlerin fotoğrafını çekmişler. Siperlerin içinde Türk ordusunun değil Yunan askerlerinin kullandığı mühimmatları bulduk. Yunan ordusu bölgeyi ele geçirdikten sonra çok sayıda mermi atıldığını tespit ettik. Buradan Yunan ordusunun çatışarak çekildiğini anlıyoruz. Bu siperler, Çanakkale’deki tabyalar gibi değil, aceleyle açılmış siperler.”
Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz yazar Selim Erdoğan, bölgede buna benzer çok sayıda siperin bulunduğunu belirttiği. Kütahya-Eskişehir hattındaki pek çok yükseltide buna benzer siperlerin olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu buluntuların ortaya çıkarıldıktan sonra sadece sit alanı ilân edilmesinin yeterli olmadığını, müzeye de dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Mevcut yöntemle koruma çalışmalarının yeterli olmadığını savunan Erdoğan, kazılarda bulunan siperlerin açıkhava müzesine dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Öte yandan kazı başkanı Doç. Dr. Mahmut Bilge Baştürk, diğer adı “Dorylaion” olan Şarhöyük kazılarının ilk kez 1989’da dönemin rektörü Yılmaz Büyükerşen’in girişimleriyle ve merhum Prof. Dr. Muhibbe Darga başkanlığında başlatıldığını belirterek, 2005’te ise Anadolu Üniversitesinin akademisyenlerinden merhum Prof. Dr. Taciser Tüfekçi Sivas tarafından sürdürüldüğünü söyledi.