Beren’in asansör boşluğunda ölümü itfaiyenin ihmaliyle olmuş
4 Ekim'de İstanbul'da başlayan Filmekimi maratonunun üçüncü durağı başkent Ankara. Geçen hafta Diyarbakırlı sinemaseverlerle buluşan etkinliğin Ankara ayağında da son dönemin merakla beklenen yapımları var.
Ankara, Filmekimi’ne merhaba dedi. başta 77. Cannes Film Festivali olmak üzere Venedik, Locarno, ve Toronto gibi saygın festivallerde dünya prömiyerini yapan filmler 20 Ekim’e kadar başkette sinemaseverlerle buluşuyor. Film gösterimleri Kavaklıdere Kült Sineması’nda gerçekleşecek.
77. Cannes Film Festivali’nden ödülle dönen filmler bu yıl Filmekimi’nde sinemaseverlerle buluşacak. Festivalde Büyük Ödül alan ‘All We Imagine As Light’, Miguel Gomes’e En İyi Yönetmen Ödülü’nü getiren ‘Grand Tour’, senarist ve yönetmen Coralie Fargeat’ın En İyi Senaryo Ödülü’nü alan filmi ‘Cevher / The Substance’, Palm Dog’a layık görülen ‘Köpek Davası / Dog On Trial’, En İyi İlk Film Ödülü’nü alan Armand ve festivalden Özel Ödül’le dönen ‘Kutsal İncirin Tohumu / The Seed of the Sacred Fig’ Filmekimi programında.
Hatırlanacağı üzere Mohammad Rasoulof’un yönettiği ‘Kutsal İncirin Tohumu’ yönetmenin kırbaç cezasına çarptırılıp ülkesini terk etmesine neden olmuştu. Rasulof’un filmi Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde hâkimliğe terfi eden ve rejimin kendisine dönüşen İman’ı izliyor. İman evdeki tabancası ortadan kaybolunca eşiyle kızlarından şüphelenir. Sert önlemler alır ve evde soruşturma başlar. Film, Almanya’nın Oscar adayı ilân edildi.
Liv Ullmann ve Ingmar Bergman’ın torunu yönetmen Halfdan Ullmann Tøndel Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde prömiyerini yapan ve En İyi İlk Film Ödülü’nü kazandığı filmi ‘Armand’ ile Filmekimi kapsamında izleyiciyle buluşacak. 77. Cannes Film Festivali’nden Palm Dog ile dönen ‘Köpek Davası’ oyuncu Laetitia Dosch’un bir yönetmenlik işi olarak karşımıza çıkıyor. Dosch hayvanlarla kurduğumuz ilişkiyi sorgularken acı tatlı komedi ve hukuki ciddiyet arasında salınan bir mahkeme filmine imza atıyor.
Filmekimi merakla beklenen bir başka yapımı da Ankaralılarla buluşturmaya hazırlanıyor. Cannes’dan En İyi Yönetmen ödülü ile dönen ‘Grand Tour’da yıl 1917, Birmanya’nın başkenti Rangun’dayız. Nişanlısı ile evlenmemek için kıta değiştiren Edward’ı izlerken onun hemen peşinde olan Molly’yi de takip ediyoruz, çünkü Molly’nin de kendi maceraları ve romantizmi var. Emperyalizm, modernite ve hareketlilik üzerine çarpıcı görselliğiyle özgün bir eleştiri sunan film tarihi olay örgüsüne modern öğeler serpiştirerek mekân ve zamanı da kendince büküyor.