Cumhuriyet’in kültür-sanatta 100 akı
Bir süredir sağlık problemleriyle mücadele eden usta sanatçı Genco Erkal 86 yaşında yaşamını yitirdi. Erkal sosyal medya hesabından Nazım Hikmet'in 'Hoşça kalın dostlarım' şiirinin dizeleriyle veda etti.
Türk tiyatrosunun duayen ismi Genco Erkal hayatını kaybetti. 86 yaşındaki oyuncu bir süredir kan kanseriyle mücadele ediyordu. Haber bu sabaha karşı sanatçının sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımla duyuruldu. Erkal’ın Twitter ve Instagram hesaplarından Nazım Hikmet’in ‘Hoşça kalın dostlarım’ şiirinin dizeleri paylaşıldı:
“Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın!/ Sizi canımda, canımın içinde/ Kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın…/ Resimlerdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, mendil sallamayın bana/ İstemez… Tek hecesiz elveda…”
Erkal, vedasını Nazım Hikmet’le yapmıştı. Elbette bu bir tesadüf değildi. Onun için Nazım Hikmet’in yeri başkaydı. “Benim için Nazım Hikmet ayrı bir fasıldır. Onu çok geç keşfettim çünkü yasaklıydı. Ama ‘Kuvayi Milliye’yi okuduğum zaman nefessiz kaldım, titredim” diyerek anlatıyordu usta şaire sevgisini.
Sonra bu tutkusunu sahneye de taşıdı. ‘Kuvayi Milliye’yi’ sahneye uyarladı. Sonrasında Nazım Hikmet’in şiirlerinin ve hayatının sahnelendiği ‘Kerem Gibi: Nâzım Hikmet” geldi. Bu tek kişilik oyunda belgesel-tiyatro ile şiiri buluşturarak, seyircileri Nâzım Hikmet’in şiir dünyasında bir gezintiye çıkarmıştı Erkal. Oyun çok sevildi, çok izlendi ancak yasaklandı. Oyun, ilk kez sahnelenmesinin üzerinden 35 yıl geçtikten sonra yeniden sahneye taşındı. Bu kez genç kuşak Nâzım Hikmet’i, Genco Erkal’dan dinliyordu.
Genco Erkal hayatını sanata ve tiyatroya adadı. “Bu söz biraz klişe, biraz da demode farkındayım ama doğrusu bu. Benim için varsa yoksa tiyatro” diyordu tutkusunu anlatırken. Varlığı da mücadelesi de tiyatroyla oldu. Hem oyunları hem de duruşuyla her daim sıkı bir muhalifti.
Yazıp yönettiği oyunlarla Irak savaşını da eleştirdi, Türkiye toplumunun dört bir yanını saran muhafazakar sistemi de İstanbul depreminden sonraki halimizi de… En ses getiren oyunlarından biri ise ‘Sivas 93’ oldu. Erkal, Sivas’ta Madımak Oteli’nde yaşanan katliamı ve hayatını kaybeden aydınları sahneye taşıdı. Derdi hem bu katliamın utancıyla yüzleşmek hem de hiç unutulmasın diye hafızaya not düşmekti. Başardı da. O dönem “Bu oyun tiyatroya küstü denilen genç kuşakla bizi barıştırdı” die anlatıyordu ‘Sivas 93’ü.
Daha geçen yıl ‘İmparator’ adlı tiyatro oyununun prömiyerinde sanatını, memleket meselelerini ve halka olan inancını şu sözlerle anlatmıştı: “Yaptığım işe çok inanıyorum. Her sabah akşam dinlediğim bütün haberler bana mücadele gücü veriyor. Diyorum ki ‘Bizi bu kadar artık enayi yerine koyamaz bu insanlar. Bir şey yapmak lazım.’ Ben sanatçıyım. Kendi dilimle ne yapabilirsem onu yapıyorum.”
Erkal 1976 1 Mayıs’ında da Gezi Parkı Direnişi’nde Taksim’deydi. Toplumun hiçbir sıkıntısına yüz çevirmeyen, daima ses vermeye çalışan Erkal son yıllarında hakkında açılan davalarla uğraşıyordu. Erkal hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle “cumhurbaşkanına hakaretten” 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Oyuncu o davadan beraat etti ama ülkenin en önemli sanatçılarından birinin sağlık sorunlarıyla mücadele ederken adliye koridorlarında görüntülenmesi toplum hafızasında da yer edindi.
28 Mart 1938 yılında deniz subayı bir baba ve moda tasarımcısı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Genco Erkal, Robert Kolej’den mezun oldu. Erkal, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde Psikoloji bölümünde tamamladı. Ailesi öyle istemişti, önce onların sözünü dinledi sonra kendi tutkusunun peşinden gitti.
Genco Erkal’ın profesyonel tiyatroya başlaması, Muhsin Ertuğrul’dan gelen teklifle oldu. İlk profesyonel oyunu Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Çöl Faresi’ adlı oyundaki rolü idi. Kimler kimler yoktu ki bu oyunda. Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Sadri Alışık, Turgut Boralı… Oyunun yönetmeni de Türk tiyatrosunun en önemli ismi Muhsin Ertuğruldu. Erkal’a göre tiyatro usta-çırak ilişkisine dayanırdı. Onun da ustası Yıldız Kenter’di. Sonrasında hep bu yolda yürüdü.
İlk profesyonel rejisi de Kenter Tiyatrosu’nda Ionesco’nun tek perdelik ‘İskemleler’ ve ‘Ders’ oyunlarına yaptığı reji oldu. Oyunculuk yaşamına Kenter Tiyatrosu’ndan sonra Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda ve Ankara’da askerlik yaparken temas ettiği Ankara Sanat Tiyatrosu’nda devam etti. 1963’te Arena Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Aslan Asker Şvayk’ oyunundaki ‘Şvayk’ rolü ile dönemin tek tiyatro ödülü İlhan İskender Ödülü’nü kazandı. Ardından Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda ‘Keşanlı Ali Destanı’nı yönetti.
Nikolay Gogol’un ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ adlı öyküsünü tiyatroya uyarladı ve Türkiye’de oynanan ilk tek kişilik oyun olarak 1965 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahneledi. 1969, 1992 ve 2014’te farklı yorumla sahnelediği bu eser, onunla özdeşleşti. Bu eser ve sanatçının ismi birbirinden ayrılmaz bir ikili olmuştu artık.
Ankara Tiyatrosu’nda Asaf Çiğiltepe’nin sahnelediği ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi’ oyunuyla Brecht tiyatrosu ile tanıştı. 10 yıl değişik tiyatrolarda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra 1969 yılında Mehmet Akan, Şevket Altuğ, Ferit Erkal, Arif Erkin Güzelbeyoğlu ve Nurten Tunç ile birlikte devrimci bir tiyatro topluluğu olan Dostlar Tiyatrosu’nu kurdu.
Genç Oyuncular’ın devamı olarak kurulan Dostlar Tiyatrosu’nun ilk oyunu 15 Ekim 1969’da sahneye konan ‘Ha Me Ka Ha Ha Pe idi. ‘Durdurun Dünyayı İnecek Var’ın ardından 1970’te sahnelenen ‘Rosenbergler Ölmemeliydi’ ekibin çıkış oyunu oldu. Bu oyunu ‘Asiye Nasıl Kurtulur’ (1971), ‘Havana Duruşması’ (1971) adlı belgesel oyun, Kafkas Tebeşir Dairesi uyarlaması ‘Analık Davası’ (1971), ‘Azizname (1973) ve ‘Alpagut Olayı’ (1974) izledi. Dostlar Tiyatrosu’nun kadrosu salonsuzluk ve bütçe sorunları sebebiyle 1980’lerde dağıldı ve Dostlar, prodüksiyon tiyatrosu olarak oyunlar sahnelemeye devam etti.
Önemli uluslararası film festivallerinde gösterilen ve birçok ödül kazanan ‘At’, ‘Faize Hücum’, ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’, ‘Camdan Kalp’ ve uzun bir aradan sonra 2008 yılında çevrilen ‘Pazar: Bir Ticaret Masalı, Çağan Irmak’ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği, 2010 yılında vizyona giren ‘Prensesin Uykusu’ filminde filmlerinin başrolünde oynadı. Son olarak da Tunç Şahin’in yönettiği ‘7 Yüz’de kamera karşısına geçti. Sanatçı Aziz Nesin’den Haldun Taner’e, Nazım Hikmet’ten Behiç Ak ve Yaşar Kemal’e birçok sanatçının eserlerini tiyatroya uyarladı. Senfonik konserlerde birçok yapıtı anlatıcı olarak seslendirdi.
Genco Erkal’ın oyunlarını, Türk tiyatrosuna katkılarının tamamını anlatmak ne mümkün. Hayatını tiyatroya adayan bunu da yaşamın her alanında var olarak yapan en önemli değerlerinden birini kaybetti bugün Türkiye. Eğer siz de duayen tiyatrocuya onun zerafetine yakışır bir veda etmek isterseniz Netflix’in ‘Genco’ belgeselini öneririz.
Usta oyuncunun anlatımıyla İstiklal Caddesi’nde başlayan belgeselde, sanatçının sahne aldığı tüm tiyatrolarda yapılan çekimler sayesinde geçmişe nostaljik bir yolculuğa çıkılıyor. Muammer Karaca Tiyatrosu, Arena Tiyatrosu, Elhamra, Küçük Sahne, Ses Tiyatrosu ve Kenter Tiyatrosu’nda kariyerini ve yaşamını anlatan Genco Erkal, bir taraftan da İstanbul’daki mekânsal ve kültürel mirasın değişimini de özetliyor. Ki sanatçı vedasını da sabah saatlerinde bu filmden bir bölümle yaptı.
Usta sanatçı Genco Erkal’ın 86 yaşında yaşamını yitirmesinin ardından çok sayıda sanatçı, siyasetçi ve yurttaş sosyal medyada veda mesajları paylaştı.
Genco Erkal bu sabah vefat etti.
En büyük sanatçımızı kaybettik.
Başımız sağ olsun.
Tüm bir ömür ışık saçtı, ışıklarda uyusun. Tek başına mücadelenin en büyük kahramanıydı…
Ondan çok şey öğrendim.
Türkiye onunla daha büyüktü…#fazılsay #gencoeekal pic.twitter.com/4dLjpk2LH6— Fazıl Say (@fazilsaymusic) July 31, 2024
Erkal’a en yakın isimlerden olan piyanist Fazıl Say sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Genco Erkal bu sabah vefat etti. En büyük sanatçımızı kaybettik. Başımız sağ olsun. Tüm bir ömür ışık saçtı, ışıklarda uyusun. Tek başına mücadelenin en büyük kahramanıydı… Ondan çok şey öğrendim. Türkiye onunla daha büyüktü…” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel paylaştığı mesajda “Yaşamını yitirdiğini büyük üzüntüyle öğrendiğim ülkemizin yetiştirdiği en büyük tiyatro sanatçılarından Genco Erkal’a Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum” diyerek usta sanatçıya veda etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Genco Erkal için yayımladığı mesajda şunları yazdı: “Hoşça kalın dostlarım benim. Koca bir çınardı Genco Erkal Çok üzgünüz, Allah rahmet eylesin.”
Namuslu yaşayan insanlar namuslu ölmeli. Sen, bir onur anıtı gibi veda ettin Genco. Gecen aydınlık olsun sevgili kardeşim. pic.twitter.com/aH4XQoICN0
— Ömer Zülfü Livaneli (@LivaneliZulfu) July 31, 2024
Genco Erkal da sonsuzluğa karıştı. Bu hoyrat, bu çorak, bu vahşi ama güzel ülkeye anlam katan çok az sayıdaki büyük insanlardan biriydi. Işıkla yaşadı, ışıklar içinde veda etti, hoşça kal Genco Abi, hoşça kal ışığın oğlu… pic.twitter.com/D1l8eF2nJg
— Ahmet Ümit (@baskomsernevzat) July 31, 2024
🔴 Genco Erkal için 2 Ağustos Cuma günü saat 14.00’te İstanbul Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde anma töreni düzenlenecek. Cenazesi Teşvikiye Camii’nde ikindi namazının ardından kılınacak cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedilecek.