Berlin’deki Türk mahallesinde bir İngiliz: David Bowie
Sadece müzikte değil bir bütün olarak popüler kültürde bıraktığı izler kolay kolay silinmeyecek bir isim David Bowie. Ölümünün üzerinden yedi yıl geçen Bowie, hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Londra'da farklı etkinliklerle anılırken grup arkadaşından şaşırtan bir itiraf geldi.
David Bowie bu dünyadan gideli yedi yıl oldu. BAFTA adayı ‘Moonage Daydream’ belgeseli ve Victoria and Albert Müzesi’nin 2025 yılında Londra’nın doğusunda 80 bin parçadan oluşan özel bir Bowie arşivi açacağını duyurması, Bowie’ye olan saygının ne denli yüksek seviyelerde olduğunu gösteren birkaç örnek. Londra’daki ünlü etkinlik mekânı Southbank Centre, altıncı stüdyo albümü ‘Aladdin Sane’nin, yani daha fazla bilinen haliyle şimşekli albümün 50. yıldönümünü kutlamak üzere bir sezon ayıracağını ilân etti. Yine de Bowie’nin kariyerinin başlarındaki grubu Spiders from Mars’ın davulcusu ve hayatta kalan son üyesi Mick “Woody” Woodmansey’e, David Bowie hakkındaki ilk izlenimlerini sorduğunuzda son derece yalın bir yanıt alıyoruz.
Woody: “Dürüst olmak gerekirse, onun bir aptal olduğunu düşünmüştüm” diyor birlikte bir döneme damga vurup dört albüm kaydettikleri Bowie için. Diğer Spiders üyeleri gitarist Mick Ronson ve basçı Trevor Bolder gibi Yorkshire’lı olan Woodmansey, 1970 yılında Bowie tarafından Londra’nın güneydoğusundaki Beckenham’da bulunan ve ilk eşi Angie ile paylaştığı Victoria döneminden kalma Haddon Hall’da yaşamaya davet edilmişti. Bowie’yi grubundan ayıran sadece kuzey-güney ayrımı değildi; onlar aynı zamanda Bowie’nin çalışmaya olan yaklaşımına da şaşırmışlardı.
Bowie hakkında konuşan Woody: “Müzikal olarak da ondan farklı bir noktadaydık. King Crimson, Zeppelin, Cream, Jeff Beck gibi isimleri çalıyorduk. O biraz Roy Harper, biraz Anthony Newley, biraz Donovan gibiydi. Iggy Pop, Andy Warhol, Lou Reed ve Velvet Underground ile tanıştı ve geri döndüğünde farklı görünüyordu” dedi. Anekdotlardan bildiğimiz üzere yapımcı Tony Visconti, “David, bu şarkının vokalleri için hazırız” dediğinde o, “Bana sadece 20 dakika ver, sözleri henüz yazmadım” derdi.
Eski grup arkadaşı Bowie için açıklamalarda bulunmaya devam eden Woody: “Bowie Ziggy Stardust alter egosunu geliştirmeye başlamıştı. Ancak ilk mekânlar vizyonunun ihtişamını yansıtmıyordu. Tüm kıyafetler, makyaj ve ışıklandırmayla muhtemelen Ziggy şovunun yarısı kadar olan şovlarda çaldığını hatırlıyor. Ama bunlar pub’ardaydı! Kısacası uzaylılara benziyorduk. İlk önce kızlar bundan hoşlanıyordu ama erkekler nefret ediyordu. Her gece neredeyse dayak yiyorduk. Barlarda çalıyor olmamıza rağmen iki korumamız vardı.” dedi.
Woodmansey, Bowie’nin kendilerine uyguladığı kısmi bir “kültürel aydınlanma” programı sayesinde grubun müziğin efsane isimiyle yavaş yavaş uyum sağladığını ifade etti. Birlikte takıldıkları bu dönem başından geçen bir anıyı anlatan Woody sözlerine son olarak şunları ekledi: “David, ‘Bu akşam Londra’da bir oyun izlemeye gidiyoruz. Adının ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama ışık yönetmeni Londra’nın en iyisi. Işıkları izleyin ve havayı nasıl etkilediğini görün’ derdi. Hatta bir keresinde bizi baleye götürmüştü. Daha önce hiç baleye gitmemiştim.”