İnsanlığın zor sınavı başladı!

Ortalığı kasıp kavuran '3 Cisim Problemi' ile uzaylı istilasına hazır olun! Lüks ve eğlence diyenlerdenseniz 'Palm Royale' alalım sizleri. Gerçeklerle ilgilenenlere ise sert ve cesur bir belgesel olan 'Sette Sessizlik'i tavsiye ederiz.

Kültür Sanat 29 Mart 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

BİR CİSİM YAKLAŞIYOR!

3 CİSİM PROBLEMİ / 3 Body Problem

Netflix’in yeni bilim kurgu dizisi ‘3 Cisim Problemi’ tüm dünya ekranlarına ve tabii ki bizimkilere de deyim yerindeyse bomba gibi düştü. Tanıdığım herkes bu diziyi konuşuyor, aslında bu duruma çok da şaşılacak bir şey yok. Çünkü dizi bir kitap uyarlaması ve ilk olarak 2008 yılında Çin’de yayımlanan Liu Cixin’in ‘Dünyanın Geçmişi’ üçlemesi başta Çin olmak üzere tüm dünyada satış rekorları kırmıştı.

Üçleme İngilizceye çevirildikten sonra dönemin ABD Başkanı Barack Obama, ‘Taht Oyunları’nın yazarı George R.R. Martin ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg gibi isimler tarafından övgü ile karşılanmıştı. George R.R. Martin kişisel bloğunda serinin bilim-kurgu ödülleri Hugo’yu kazanması gerektiğini yazarken, Obama “Kitapları okumanın çok zevkli olduğunu, seriyi okurken kendisinin Amerikan Kongresi ile yaşadığı gündelik problemlerinin gözüne nispeten önemsiz görünmeye başladığını” söylemişti. Obama’nın bu referansından dolayı aynı zamanda ‘Taht Oyunları’nın da yaratıcıları olan David Benioff ve DB Weiss, Obama’ya dizide küçük bir rol teklif etmişler fakat Obama “Ben kendimi gerçek bir uzaylı istilasına saklıyorum” yazılı bir not göndererek bu teklifi reddetmiş.

İkinci uyarlama

Nitekim seri 2015 yılında En İyi Roman dalında Hugo ödüllerini kazandı. ‘3 Cisim Problemi’ 2023 yılında Çin’de de dizi olarak çekildi. Okurlar Çin adaptasyonunun Netflix’e göre kitap serisine çok daha sadık olduğunu söylüyor. Ayrıca, BBC tarafından Çin televizyonları için hazırlanan ve Liu Cixin’in bilim kurgu serisinin bilimsel yönlerine ışık tutan ‘Gelecekle Randevu’ isimli bir belgesel de çekilde ve belgesel Çin’de 75 milyondan fazla kişi tarafından izlendi.

Bilim kurgu okurları arasında bir fenomene dönüşen kitap serisinin Netflix uyarlaması da en az kitaplar kadar büyük bir ilgiyle karşılandı. Açıkçası çevremdeki herkes şu anda ‘3 Cisim Problemi’nden bahsediyor. ‘Squid Game’den beri en çok konuşulan Netflix dizisinin bu olduğunu düşünüyorum.

Dizi, Kültür Devrimi yıllarında Mao’nun Çin’inde açılıyor. Bir profesör, izleyen büyük bir kalabalığın önünde batılı bilimleri öğrettiği için sopayla dövülerek öldürülüyor, bu cinayeti izleyenler arasında kendisi de bir bilim insanı olan, profesörün kızı Ye Wenjie’nin de bulunduğunu görüyoruz. Babasının öldürülmesinin ardından genç kadın çalışma kamplarına gönderiliyor ve en sonunda yeteneklerinden faydalanılmak üzere çok gizli bir projeye dahil  ediliyor.

Ne yapsın bu bilim insanları?

Günümüzde ise başta CERN olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki parçacık çarpıştırıcıları saçma sapan sonuçlar vermeye başlıyorlar ve tüm dünyanın en iyi bilim insanları arka arkaya intihar etmeye başlıyor. Bu cinayetleri dedektif Da Shi (Benedict Wong) inceliyor ve Shi’nin İllimunati benzeri bir yapının adamı olduğu izlenimini veren Thomas Wade (Liam Cunningham) için çalıştığını öğreniyoruz. Bu sırada, Vera Ye isimli bir bilim insanı da intihar ediyor ve kadının ölümünün ardından Ye’nin beş öğrencisi (ve dizinin ana kahramanları) bir araya geliyor.

Ekip, olağanüstü yeteneklerini yeterince kullanamayan Nihilist dahi Saul (Jovan Adepo), nano teknoloji konusunda uzman mühendis Auggie (Eiza Gonzales), müthiş zeki teorik fizikçi Jin (Jess Hong), fen bilimleri öğretmeni Will (Alex Sharp) ve bilimi bırakıp abur-cubur işine girerek ürettiği çerezlerden büyük bir servet kazanmış olan Jack’ten (John Bradley) oluşuyor.

Bir gece Auggie’nin gözlerinin önünde sadece kendisinin görebildiği geriye doğru sayan rakamlar beliriyor, genç kadın bunların ne olduğunu çözmeye çalışırken arkadaşları Jack ve Jin dünyaya ait olamayacak kadar ileri bir teknoloji ile yapılmış bir sanal gerçeklik oyunu oynamaya başlıyorlar.

Büyük bir zeka ve fizik bilgisi gerektiren oyunu nihayet çözdüklerinde Jack ve Jin, dünyadan çok uzaktaki bir gezegende yaşayan uzaylıların medeniyetleri3 Cisim Problemi’ yüzünden yok olma tehlikesi altında olduğununu, gezegenlerini terk edip dünyayı istila etmek için yola çıktıklarını öğreniyor.

Sessiz istila!

Uzaylıların gezegenlerinin yörüngesinde üç cisim bulunmaktadır ve bu üç cismin birbirleri üzerinde yarattığı yerçekimsel etki sonucunda gezegen kaotik ve asla önceden tahmin edilemeyen bir yörünge takip etmekte bu yüzden de bazen donmakta bazen de yanmaktadır. Kendilerine yaşayabilecekleri başka bir gezegen arayan uzaylılar, Çin’deki gizli projede çalışan Ye Wenjie’nin yıllar önce güneş üzerinden gönderdiği sinyali almış, kendisi ile kurdukları kontağı devam ettirerek dünyaya gelmeye karar vermişlerdir. Bu durumla ilgili tek iyi haber uzaylıların dünyaya ulaşmasının tam dört yüz yıl süreceğidir. Bu sırada intihar eden Vera Ye’nin uzaylılara sinyal gönderen Ye Wenjie’nin kızı olduğunu öğreniyoruz.

‘3 Cisim Problemi’, sadece son derece heyecanlı bir ölüm-kalım hikayesi anlatmıyor aynı zamanda insanlığın gerçekten kurtarılmaya değer bir ırk olup olmadığı sorusuyla da ilgileniyor. Bir yandan, genç bilim insanlarının büyük dostlukları üzerinden bağlılık, arkadaşlık, sevgi gibi kavramları işlerken bir yandan Mao dönemindeki şiddeti ve günümüzdeki iktidar savaşlarını gözler önüne seren dizi, seyircisine insanlığın en iyi ve en kötü yönlerini sergiliyor.

Hikaye biraz karışık ve bilimsel yönleri komplike olsa da ‘3 Cisim Problemi’ temposu asla düşmeyen sürükleyici hikayesi, derinlikle çizilmiş karakterleri ve ustaların elinden çıkmış kurgusu ile karşısına oturan seyirciye başından kalkılması zor bir seyirlik sunuyor. Son yollarda izlemekten en çok zevk aldığım dizilerden biri olan ‘3 Cisim Poblemi’ni sadece bilim kurgu izleyicisine değil herkese tavsiye ederim.

SOSYETE, LÜKS, KULÜPLER VE HOŞ BİR SEYİRLİK

PALM ROYALE

Yıl 1969, yer Palm Beach, Florida! Oyuncular Kristen Wiig, Allison Janney, Laura Dern, Carol Burnett, Kaia Gerber, Leslie Bibb ve Ricky Martin. Sanırım bu kadarcık bilgi bile ilginizi çekmeye yetmiştir. Hepimiz, arada sırada da olsa, ağır, karışık, yorucu olmayan, hafif ve pembe bir şeyler izleme ihtiyacı duyarız. ‘Palm Royale’ bize tam da bunu veriyor. Dizi gösterişli, çok katlı ve lezzetli bir çilekli pastaya benziyor.

Müthiş lüks Palm Royale kulübü ayrıcalıklı üye listesi ile Palm Beach sosyetesinin gözbebeğidir. Eski bir güzellik kraliçesi olan taşralı Maxine, süper zengin Dellacorte ailesinin son varisi pilot Douglas Dellacorte  ile evlenmiştir fakat Dellacorte ailesinin büyük serveti Douglas’ın halası Norma’ya aittir.

Beyin kanaması geçiren Norma özel bir bakım evinde tedavi altındadır. Kocasının hak ettiği servete kavuşmasını isteyen hırslı ve zeki Maxine ise halaya bakma bahanesi ile Palm Beach’te ucuz bir otele yerleşmiş, Norma’nın vefat etmesini beklerken bir yandan da hem sosyeteye hem de Palm Royale kulübüne girebilmek için olağanüstü bir çaba göstermektedir. Maxine evlilik yoluyla Dellacorte soyadını almış olsa da, genç kadın gerek kocasının beş parasız oluşu gerekse kendisinin taşralı oluşu sebebiyle sosyete tarafından küçümsenmektedir.

Ricky Martin avantajı

Bu anlattıklarımdan Maxine’in antipatik ve kötü birisi olduğunu zannetmenizi istemem. Kristen Wiig tarafından büyük bir başarı ile canlandırılan Maxine son derece sevimli, sıcak, arkadaş canlısı ve komik bir karakter. Sosyeteye girme merakı da para ve statü peşinde olduğundan değil, dergilerden devamlı takip ettiği sosyete hayatına olan hakiki ilgisinden ve delice aşık olduğu kocasının öyle bir hayatı hak ettiğine inanmasından kaynaklanıyor.

Çok sevdiğim bir oyuncu olan Laura Dern, 70’lerde yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan feminizm hareketinin liderlerinden birine hayat veriyor. Dizide bir jigoloyu canlandıran pop star Ricky Martin ise adeta buzdolabında yaşamışa benziyor. Çünkü karizmasından ve yakışıklılığından hiçbir şey kaybetmediği gibi atletik vücudu daha da gençleşmiş görünüyor. Ricky Martin’in varlığı zaten müthiş kostümleri, lüks mekanları ve vintage Gucci’leri ile kadınlar kadar LGBTİ seyircilerin de dikkatini çeken dizinin bir gay mıknatısı olması konusuna büyük katkı sağlıyor. Kafa dağıtmak, güzel insanlar, güzel kıyafetler izlemek ve bir süreliğine gerçek yaşamdan kaçmak isteyen herkese tavsiye edeceğim mini dizi Apple tv+’ta gösterime girdi.

SETTE TACİZ VAR!

SETTE SESSİZLİK: ÇOCUK TELEVİZYONUNUN KARANLIK YÜZÜ / Quiet On Set: The Dark Side of Kids TV

‘Sette Sessizlik: Çocuk TV’nin Karanlık Yüzü, 1990’ların sonlarından 2000’lerin başına kadar süren dönemdeki çocuk televizyonunun perde arkasını ayrıntılarıyla anlatıyor. Belgesel özellikle Dan Schneider’ın çocuk kanalı Nickelodeon’da prodüktör ve şov yapımcısı olarak çalıştığı döneme odaklanıyor.

Beş bölümden oluşan ve 2024 yılında Max ve Discovery kanallarında yayımlanmaya başlayan dizi setlerde kötü davranışlara ve tacize maruz kalan çocukları konu ediyor. Dizinin 3. bölümünde eski çocuk aktör Drake Bell, sette çalışırken o dönemki diyalog koçu Brian Peck tarafından cinsel tacize uğradığını açıklıyor.

Belgesel seyirciler ve eleştirmenler tarafından cesaretinden dolayı büyük bir takdir ile karşılandı. Hollywood kurulduğundan beri büyük bir sorun olan çocuk aktörlere taciz konusununda bugüne kadar yapılmış en etkili belgesellerden biri olan ‘Sette Sessizlik: Çocuk Televizyonunun Karanlık Yüzü’ bu önemli konunun daha fazla gündeme gelmesi için adeta bir kilometre taşı olma görevini üstleniyor. Seyircinin soğuk bir duş almasına sebep olan bu belgeseli BluTV’de izleyebilirsiniz.

İnci Taneleri: Azem’in bahtsız çocuklarıİnci Taneleri: Azem’in bahtsız çocukları

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.