Mehmet Birkiye: Tiyatro festivali bize öyle bir kapı açtı ki, müteşekkirim
Çağımızın en önemli koreograflarından biri Hofesh Shechter. İnsanlar onu ve topluluğunun gösterisini izlemek için şehir hatta ülke değiştiriyor. İstanbullulara bir müjde: 27. İstanbul Tiyatro Festivali, Shechter'ı ağırlıyor. 'Çifte Cinayet' bu gece ve yarın Zorlu PSM'de. Kaçırmayın!
O öyle biri ki insanlar gösterilerini izlemek için aylar öncesinden biletlerin peşine düşüyor. Sadece onu izlemek için şehir hatta ülke değiştirmeye hiç çekinmeyenler var. Öylesine büyük bir yetenek. Ya da şöyle söyleyelim, onu izlemek ‘nadir görünen’ bir sanat olayını yakalamak demek.
O halde İstanbullulara bir müjde. Bu nadir görünen sanat olayına tanıklık etme şansınız var. Sadece bu anı yaşamak için Paris’ten İstanbul’a gelenler varken bugün ve yarını iyi değerlendirmek için geç kalmayın.
Çağımızın en önemli koreograflarından, Hofesh Shechter Company’nin kurucusu ve sanat yönetmeni Hofesh Shechter’den bahsediyoruz. Çağdaş sanatı bambaşka bir boyuta taşıyan Shechter ‘Çifte Cinayet’ ile Avrupa ve Uzakdoğu turnelerinin hemen ardından 27. İstanbul Tiyatro Festivali’ne konuk oluyor. Üstelik bu tam dokuz yıllık bir çabanın sonunda gerçekleşiyor. Festival ekibi, tam dokuz yıldır Hofesh Shechter ve ekibini festivale konuk etmeye çalışıyor. Çakışan programlar, uymayan takvim, araya giren pandemi sonunda nihayet, festivalde bir kavuşma yaşanacak.
27. İstanbul Tiyatro Festivali, ‘Cafe Müller’ ile açılacağını duyurunca sanatseverler heyecanlanmış, Pina Bausch’un başyapıtlarından 45 dakikalık bu gösteriyi yakalamak senenin en önemli olaylarından biri haline gelmişti. Ancak festivalin -gizli demeyelim de- kuytu da kalmış bir diğer yıldızı Hofesh Shechter Topluluğu. Hatta şöyle diyelim, Pina Bausch’un 20. yüzyılda yaptıklarını, Hofesh Shechter bugünün çağdaş dansında devam ettiriyor. Sanatçı, 2016’dan beri İngiliz tiyatro yayını The Stage’in ‘tiyatronun en etkili 100 ismi’ listesinde yer alıyor.
Onu daha da iyi tanımlamak için ‘teşbihte hata olmaz’ sözüne sığınabiliriz. Dünyanın önde gelen eleştirmenlerine, gazetelerdeki yorumlara ve aslında Shechter’in yaptıklarına bakınca ona dans dünyasının Maradonası diyebiliriz.
1975 doğumlu Hofesh Shechter, uzun zamandır çalışmalarını ve yaşamını Londra’da sürdürüyor. Çok küçük yaşalarda piyano çalmaya başlayan Shechter her ne kadar dansın öne çıkan ismi olsa da ilk aşkının müzik olduğunu söylemekten hiç çekinmiyor. Zaten alametifarikası da müziğe duyduğu bu aşk sayesinde. Zira Shechter günümüz koreograflarından farklı olarak sadece koreografiyle ilgilenmiyor, aynı zamanda gösterinin müziklerini de besteliyor:
“Danstan önce müzik benim ilk aşkım. Koreografi yapmaya başladığımda, profesyonel bir dansçı olduktan sonra müziğimin tiyatrolarda duyulmasının çok heyecan verici olduğunu gördüm. Doğru sesi bulduğumda, koreografiyi yapmak benim için daha kolay. Koreografi ile müzik yapma sürecini seviyorum.”
Shechter küçük yaşlardan itibaren müzik ve dansla iç içeydi. Buna rağmen İngiliz dans sahnesinde şaşırtıcı bir hızla ivme kazandı. ‘Ayaklanma’ ve ‘Siyasi Anne’ eserleriyle dünya çapında üne kavuştu. Shechter, Londra Kraliyet Balesi, Metropolitan Operası, Nederlands Dans Theater, Broadway, BBC gibi topluluk ve kurumlar için koreografiler üretiyor.
Takvimler 2008’i gösterdiğinde ise Hofesh Shechter Topluluğunu hayata geçirdi. O günden beri dans sahnesinde farklı bir coşku var. Shechter topluluğun mottosunu “İnsanlara ilham veren bir işteyiz. Benim hayatımın değiştiği gibi, başkalarının hayatlarını da değiştirmek istiyorum” diyerek belirlemiş. Onun koreografilerinde insana ve doğaya dair her şeyi görmek mümkün. Saldırganlık, öfke, diktatörler, kaos, kendini kaybeden insanlık…
Festivalin konuğu ‘Çifte Cinayet’ de tam anlamıyla bir Shechter ‘harikası.’ Yaklaşık 95 dakikadan oluşan iki ayrı bölümlük bir gösteri izleyeceğiz. Eserin ilk bölümü ‘Palyaçolar’ şiddete olan duyarsızlığımızı, eğlence adı altında ne kadar ileri gidebileceğimizi büyük bir yıkım gösterisiyle, bir ölüm dansıyla anlatacak. Gösterinin ikinci bölümünde ise işler değişecek.
‘Çözüm’ başlıklı bu kısımda biraz daha şefkatle sarmalanacağız. Sürpriz kaçırmak gibi olmasın ancak söylenenlere göre ‘Çifte Cinayet’, hayranlık uyandıran 10 dansçı, seyirciyle çok az dans gösterisinde rastlanabilen bir yakınlık kurarak izleyicileri şaşırtmayı başaracak. Yine söylenenlere göre bu gösteriyi bir kez izledikten sonra ömrünüz boyunca unutmayacağız. (Paris Match gazetesinin yorumu)
Shechter’i hayata bağlayan tek şey dans etmek. Kendisini hayata bağlayan tutkuyu keşfetmiş ve peşinden gidebilmiş – hatta başkalarını da sürüklemiş- biri olarak hâlâ kariyeri hakkında konuşmaktan çekiniyor. Tür olarak damgalanmaktan, bir marka gibi belirli bir tarzda iş çıkarmak zorunda kalmaktan çok korkuyor. 14 yıl önce, topluluğunu yeni kurduğu zamanlarda “ün ve başarı” kavramların kendisi için bir çeşit lanetli sözcükler olduğunu söylemişti. En büyük korkusu mu? Yaptığı şeyin nedenlerini hissetmeden koreografi yapmak, yani bir nevi otomatik pilotta olmak. Eğer bir gün böyle hissederse ne yapacağını da çok iyi biliyor: McDonald’s’ta hamburger satmak!
View this post on Instagram
A post shared by éstba – école supérieure de théatre Bordeaux Aquitaine (@estba_officiel)
Shechter, nedenlerine hâlâ iyi ‘çünkü’ler buluyor olsa gerek ki son on yılda dans dünyasında beklenmedik bir kırılma yaratarak çağdaş dansı geniş kitlelere ulaştırmayı başardı. Festival vesilesiyle bu geniş kitlelere İstanbullular da katılacak. Ve söylenenlere bakılırsa ömrümüz boyunca unutamayacağımız bir geceye davetliyiz.
‘Çifte Cinayet’ bugün ve yarın Zorlu PSM’de sahnelenecek. Bilet almak ve ‘nadir görünen bir sanat olayını’ yakalamak için hâlâ şansınız var.
📌’’Çifte Cinayet’, 14 Kasım Salı ve 15 Kasım Çarşamba saat 20.00’de Zorlu PSM’de.
🎟️ Hofesh Shechter ile tanışmak, nadir görünen bir sanat olayına ve unutulmayacak bir gösteriye şahit olmak isteyenler biletler için buraya tıklayabilir.
📍 Biletleri satışa çıkan festival programının tamamı İKSV’nin internet sitesinde, ‘Çifte Cinayet’in detayları ise burada.