Ayrılık acısına çare bulundu!
Aşk olunca ya da aşk acısı çekerken en çok yaptığımız şey hayallere ve düşünce dalmak; sonra da müzik dinlemek. Öyle ki aşk ve ona dair yaşanmışlık müziiğin en temel konuşarından biri. 14 Şubat bahanesiyle biz de bu şarkılara göz atalım dedik.
Aziz Valentin’in yasaklanmasına rağmen kıymaya devam ettiği nikahlar üzerinden yıllar geçti. Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı ya da Romeo ile Juliet’in aşkları da destanlaşan hikâyelere dönüştü. Sonra bu aşkları anlatan şarkılar dört bir yana yayıldı. Aşka dair, kavuşmaya dair ya da kavuşamaya dair her şey bu şarkıların asırlardır belki de en önemli meselesi. Zira insan aşkını bulsa da bulamasa da ya da kaybetse de o duygu boşalmasında yanında hep bir müzik aradı. Kendince de buldu.
Biz de hazır 14 Şubat gelmişken aşka adanan ve sınır tanımayan şarkılardan bir kaçını hatırlatalım istedik. Bu liste elbette çok eksik olacak, “şu nasıl olmaz” denilecek. Sonsuz aşk şarkılarından birkaçını seçerken aşk acısını çekenleri de unutacak değiliz. Hassas kalpleri de es geçmedik. O halde Türk Sanat Müziği’nden Türkçe rock şarkılara, türkülerden pop müziğe ve tabii yabancı muadillerine 14 Şubat’a özel şarkıları listeleyelim.
Açılışı Sezen Aksu ile yapalım. Ferzan Özpetek’in ‘Mayın Tarlası’ filminde de sık sık karşımıza çıkan ‘Kutlama’ öylesine bir dolu dolu bir aşk şarkısı ki düğün danslarında da sıklıkla karşımıza çıkıyor. ‘Deniz Yıldızı’ albümünde yer alan şarkı, özellikle dans etmek isteyen aşıklar için mutlaka akıllarının bir köşesinde durması gereken bir şarkı. Listeye müzikal yolculuğunda yolu Sezen Aksu ile kesişen bir isimle devam ediyoruz. Sertab Erener’in ilk olarak ‘Sertab’ albümünde seslendirdiği şarkı sonraları ‘Fos’ adıyla Yunanca da seslendirilmişti.
Biraz daha eskilere gidelim. Aramızdan ayrılışının 25. yılında andığımız Barış Manço’nun metaforlarla dolu ‘Kol Düğmeleri’ de listemizde yerini alıyor. Bahsi geçen kol düğmeleri kavuşamayan çiftin hikâyesini anlatırken melodisiyle insanı büyülüyor. Barış Manço’nun 1989 çıkışlı ‘Hal Hal’ albümünde yer alan şarkı yıllandıkça daha da güzellişiyor. Şimdi bir dönem Barış Manço ile birlikte müzik yapan bir isme geçiyoruz. Türk müziğinin efsane isimlerinden Fikret Kızılok’un en güzel şarkılarından ‘Farketmeden’, insanın karşısına sevgilisini alıp yüzüne baka baka söyleyeceği türden bir şarkı. Sanatçının 1995 yılında yayınladığı ‘Yadigar’ albümünde yer alan şarkı, daha sonra pek çok kez yeniden yorumlandı. Bunlardan biri de Ceylan Ertem ve Can Güngör’ün seslendirdiği versiyondu.
Kendisine has tarzıyla Baba Zula da son dönem dizi ve filmlerde de sık sık yer bulan bir şarkısıyla listee giriyor. Brenna MacCrimmon’ın seslendirdiği ‘Bir Sana Bir de Bana’, bıram buram İstanbul koksa da denize kıyısı olan her yerde sevgilinin gözlerine bakıp dinlenecek şarkılardan biri. Şimdi sırada çok özel bir düet var. Birsen Tezer ve Hüsnü Arkan’ın seslendirdiği ‘Hoş geldin’ olmadan bu liste eksik kalırdı. İki güçlü yorum ve kanunun büyüleyici sesi kalbi yananların duygularına tercüman oluyor.
Hazır alaturka formunu yakalamışken listeye bu yoldan devam edelim. Sıradaki şarkımız ‘Fikrimin İnce Gülü’ Kimler söylemedi ki bu başyapıtı? Müzeyyen Senar, Melihat Gülses, Münip Utandı, Sertab Erener, Dedüblüman ve daha nicesi. Söz ve bestesinin 1865-1927 yılları arasında yaşamış Muallim İsmail Hakkı Bey’e ait şarkı, aradan değil 100 yıl, 1000 sene geçse de zamansız olma özelliğini koruyacaktır. Şimdi sırada Türkçenin en güzel aşk şarkılarından biri var. Bunun için sınırın biraz dışına çıkıp Azerbaycan topraklarına gitmemiz gerekiyor. Türk müziğinin yer yer valsle buluştuğu ‘Nazende Sevgilim’den bahsediyoruz. Reşit Behbudov’un meşhur ettiği şarkı Türkiye’de de pekçok müzisyen tarafından defalarca seslendirildi. Kimi zaman metro durağında kimi zaman kalabalık bir caddede profesyonel ya da amatör bir müzisyenden duyma ihtimalinizin çok yüksek.
Hassas kalpleri, ayrılık acısı yaşayanları unutmayacağımızı söylemiştik. Yazanı da besteleyeni de belli olmasına rağmen artık bir türkü mertebesine yükselmiş şarkıyla başlayalım. Abdurrahim Karakoç’un bu hüznülü şiirini Musa Eroğlu, tüm Türkiye’ye tanıtmıştı. Bunu ölçmek elbette güç ama Türkiye’de en çok bilinen şarkılar diye bir araştırma yapılsa ‘Mihriban’ın yerinin en başlarda olduğunu söylemek zor olmasa gerek. “Aşk kağıda yazılmıyor” dese de bunu en iyi yapan şarkılardan biri hep ‘Mihriban’ olarak kalacak.
Sıradaki konuğumuz Türkiye’nin sanat güneşi. Zeki Müren, aşka, kavuşamamaya ve ayrılığa dair onlarca şarkı söyledi. Ayrım yapmak ne mümkün ama listeye ‘Gözlerin Doğuyor Gecelerime’yi listeye ekliyoruz. Müziği Yusuf Nalkesen’e, sözleri Halit Çelikoğlu’na ait şarkı yayınlandığı 1988 yılında büyük beğeni toplamıştı. Bu durum aradan geçen 36 yılda da değişmedi. Asmalmescit’teki meyhanelerde, balıkçı barınaklarında, taksilerde veya bir yazlık evin bahçesinde gözlerin doğuyor gecelerime diyor sanat güneşimiz.
Özlem, aşka dair pek de sevilmeyen bir duygu. Hemen hemen herkes özlemek yerine kavuşmayı ya da sevdiğinin yanı başında olmasını ister. Ancak hayat ne yazık ki günlük güneşik değil. Madem Zeki Müren ile başladık bir dönem onun en yakınındaki isimlerden biri olan Selami Şahin ile devam edelim. Gerçi özlemekten bahsettiğimiz an akıllara çoktan ‘Özledim şarkısı gelmiştir bile. Giriş bölümündeki sert yaylılar özlem duygusunun öfkesini sonra şarkıya eklenen üflemeliler ise öfkenin yerini alan hüznü temsil ediyor adeta. 1994’te hayatımıza giren bu şarkı, her daim hassas kalplerin baş tacı olmaya devam edecek.
Farkında mısınız sanki aşkı anlatan şarkılardan ziyade sevip de sevilmemeyi, onun hüznünü anlatan şarkılar bir nebze daha çarpıcı. Sıradaki şarkı tam da buna bir örnek. 1990’lı yılların kült filmi ‘Ağır Roman’da duyduğumuz ‘Ağla Sevdam’ı müsaadenizle listeye dahil ediyoruz. Şarkı sonrasında tam unutulacakken ‘Duvara Karşı’ filmiyle bir daha parladı ve bir daha sönmemek üzere hassas kalplerin en sevdiği en çok dinlediği şarkılardan biri oldu. İlk olarak Yusuf Taşkın’ın seslendirdiği bu kasvetli şarkıyı daha sonraları Hayko Cepkin de kendisine has yorumuyla söylemişti.
Şimdi sırada müziği Febyo Taşel’e, sözleri ise Saro Secikyan’a ait bir şarkı var. Funda Arar’ın seslendirdiği ‘Bu Sabah Güneş Doğmuyor’ yataktan çıkmayı pek de arzu etmediğimiz günlerdeki ruh halimizi yansıtan bir şarkı. alaturka formundaki şarkının orijinalindeki cümbüş sesi ve canlı versiyonlarındaki klarnet, insanı alıp uzaklara götürüyor.
Nazan Öncel olmadan liste olur mu hiç? Giden mi daha haldedir yoksa geride bıraktığı mı ayrı bir tartışma konusu ama şarkıda da dediği gibi “bir ihtimal daha vardı felaket oldu”. Bahsettiğimiz şarkı tahmin ettiğiniz üzere ‘Gitme Kal Bu Şehirde’. Daha sonraları çok kez yeniden yorumlanan Türk pop müziğinin artık klasikleşen bu şarkısı tam 33 yaşında. 1991’de dinleyiciyle buluşan şarkı dönemin ruhunu yansıtsa da hem melodisi hem sözleriyle zamanın çok ötesinde bir şarkı. Söz ve müziği Nazan Öncel’e ait parçayı son dönemde en iyi yorumlayan isimlerden biri de Eda Baba.
“Gönüldendir şikayet, kimseden feryadımız yoktur” böyle başlayan bir şarkıya kayıtsız kalabilmek ne mümkün? Nur Yoldaş’ın ‘Defter-i Divanımız’ adlı bu başyapıtı, her yönüyle üzerinde çok durulması gereken bir eser. Divan edebiyatından çok güçlü izler taşıyan şarkı, sahip olduğu atmosfer ve sözleriyle de hassas kalpleri anlatıyor. Bazı sözleri Enderunlu Fazıl’a ait şarkı Türk müzik tarihinin en özel albümlerinden 1981 çıkışlı ‘Sultan-ı Yegah’ta yer alıyor. 1980’lerden sonra değişien müzik zevkleri nedeniyle bu özel albüm ve şarkı ne yazık ki unutulmaya yüz tutar. Ta ki Sagopa Kajmer, bir parçasında bu şarkının melodisini kullanana kadar. Bugün bu şarkının da içinde yer aldığı albüm, aşıkların ve koleksiyonerlerin tutkuyla sahip olmak istediği türden.
Yazda kalan aşklara bir selam gönderen ‘O Yaz’ Zerrin Özer’in en bilinen ve sevilen şarkılarından biri olma özelliği taşıyor. Hem de 1980’den beri. Bir yaz aşkının bitişini anlatan şarkıyı yıllar sonra Teoman da seslendirmişti. Teoman bu şarkıyı ’17’ albümünde yeniden yorumlamıştı. O albümde yer alan bi şarkı daha var ki tam da bizim şu anki konumuzla bir hayli uyumlu. Bernardo Bertolucci’nin başyapıtı ‘Çölde Çay’ filmine selam gönderen şarkıdan bahsediyoruz. Kariyerinin zirvesindeki Teoman ve Şebnem Ferah’ın seslendirdiği ‘iki Yabancı’ 24 yıldır hâlâ çok dinleniyor.
Türkiye sınırlarının dışına çıkıp Londra’ya uzanıyoruz şimdi. İlk olarak 1997 yılında Bob Dylan’ın seslendirdiği ‘Make You Feel My Love’, 2008’de ilk albümü ’19’u yayınlayan Adele tarafından yeniden yorumlanmıştı. Teoman için ’17’ nasıl büyük bir çıkış anlamına geliyorsa Adele için de ’19’ albümü o anlama geliyordu. Üstelik Bob Dylan’ın şarkısını her şeyi berbat edebilme ihtimaline karşın seslendirmişti. Sonrasında ne mi oldu? Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir düğünde çiftin ilk dansında bu şarkı çalıyor. İnsan bazen o kadar çok sever ki kelimeler bunu ifade etmekte kifayetsiz kalır. Hepimiz Orhan Veli gibi bundan muzdarip olduk. Neyse ki o anlarımızda imdada yetişebilecek bir şarkı var.
Bu listeye Eric Clapton’un ‘Wonderful Tonight’, Cat Stevens’ın ‘Lady D’Arbanville’, Leonard Cohen’in ‘Dance me to the End of Love’, Bryan Adams’ın ‘Everything i Do’ ve Queen’in ‘Love of my Life’ şarkılarını da eklemeden olmaz. Hatta eklenecek daha nice şarkı var ama onlar da başka bir yazının konusu olsun. Kalbinin ve ruhunun eksik parçasını tamamlayanlara ne mutlu. Darısı bu duyguları tatmayanlara da. Sevgi ve aşk sizinle olsun.