‘Pop müziğin Beethoven’ı öldürmesine izin veremeyiz’
Klasik müzik dünyasında öncü bir isimdi. Orkestralar kurdu, yarışmalar, unutulmaz konser programları düzenledi. Eğitmendi, birçok piyanisti keşfetti ve yetiştirdi. Prof. Dr Ersin Onay dün yaşamını yitirdi. Türkiye'nin klasik müzik alanında yetiştirdiği en önemli isimlerden biriydi.
“Ülkemiz genelinde klasik müziğin tanıtılması, eğitim olanaklarının genişletilmesi ve geliştirilmesi amacıyla gerek konservatuvar müdürlükleri gerekse kurucu olarak da görev aldığı ve sanatsal, yönetsel sorumluluğunu üstlendiği müzik ve sahne sanatları fakültesi, senfoni orkestrası, kayıt sistemleri ile uluslararası festivaller ve yarışmalar, amatör ve profesyoneller için oluşturduğu eğitim ve konser programları, uluslararası kariyerlerini sürdüren öğrencileri aracılığı ile Türkiye’nin tanıtımına katkılarından ötürü sanat kurumu yöneticisi, eğitmen ve piyanist Ersin Onay’a’ verilmesini oy birliği ile kararlaştırmıştır.”
Dün yaşamını yitiren Prof. Dr. Ersin Onay’a, üç yıl önce 2020’de Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası bu sözlerle takdim edilmişti. Klasik müzik alanında Türkiye’de pek çok oluşumu hayata geçiren ve birçok müzisyeni yetiştiren Onay, Türkiye’nin müzik alanında yetiştirdiği önemli isimlerden biriydi.
1949 yılında İstanbul’da doğan Onay, 1955 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı Piyano Bölümü öğrencisi oldu. 1959’da yatılı olarak Ankara Devlet Konservatuarı’na kabul edildikten sonra 1968 yılında bu okulun Piyano Bölümü’nü Ulvi Cemal Erkin’in öğrencisi olarak bitirdi.
Onay, aynı yıl devlet ihtisas bursuyla Fransa’ya gönderildi. Fransa’da Pierre Sancan, Thierry de Brunhoff ve Pierre Fiquet gibi ünlü piyanist ve pedagoglarla çalıştı. Başarılı bir şekilde eğitimini tamamlayan Onay, yurtdışında ve yurtiçinde çok sayıda konser verdi.
1974 yılında İstanbul Devlet Konservatuarı’na sanatçı öğretmen olarak atanan Onay burada ayrıca, bölüm başkanı ve müdür olarak görev yaptı. 1980 yılından itibaren sanat çalışmalarını yurtdışında sürdürdü. Eurythmiche Kunst Hannover’de profesörlük hak ve yetkileriyle çalışan Onay, 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü görevine getirildi ve 1987 yılında profesör unvanı aldı.
Aynı yıl Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’ne atanan Onay, fakültede 2000 yılına kadar, eş zamanlı olarak dekanlık, bölüm başkanlığı, Müzik Hazırlık Okulu ve Müzik ve Sahne Sanatları Enstitüsü müdürlüğü görevlerini yürüttü.
1987-1993 yılları arasında, 23 ülkenin katılımında gerçekleşen, Bilkent Uluslararası Müzik Yaz Okulu ve Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası projesini hayata geçiren Onay, orkestranın yurtiçi konser turnelerini, İzmir ve İstanbul Uluslararası Müzik Festivalleri katılımlarını gerçekleştirdi.
Onay, 1993 yılında ülkemizin ilk uluslararası-akademik sanat topluluğu olan Bilkent Senfoni Orkestrası’nı (BASSO) kurdu ve aynı yıl, düzenli haftalık konserlerden oluşan, Bilkent Akademik Konserler Dizisi ile nitelikli müziğin yurt yüzeyine yaygınlaştırılması amacıyla, yaz aylarında gerçekleşen, özgün ve gezici nitelikteki Uluslararası Anadolu Müzik Festivali’ni hayata geçirdi.
2000 yılına kadar, etkinlikleri doğu ve güneydoğu illeri de dahil olmak üzere, 57 şehire ve yurtdışına yayılan bu oluşumların tanıtımını, sanatsal-yönetsel ve gelişim sorumluluğunu üstlenen Onay, dünyaca ünlü Türk ve yabancı şef ve solistlerin yer aldığı sayısız konser düzenledi.
1999’da Türkiye Uluslararası Chopin Piyano Yarışması’nı başlatan Onay, 1994 yılında, ülkemiz klasik müzik alanında bir ilk olan, Bilkent Müzik Kayıt Stüdyosu’nu, Müzik Yapımcılık (BMP) birimini kurdu. Tüm bu oluşumlarla, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Onay’ın Fakülte’nin kuruluşunda belirlediği, “Her konservatuvar bir Sanat Merkezi olmalıdır. Her orkestranın içinden bir konservatuvar, her konservatuvarın içinden de bir orkestra çıkarılabilir. Bu iki fonksiyon aynı çatı altında birleştirilebilir, tek bir kadroda toplanabilir. Böylesi çok yönlü işlevsellik, işlevler arası bütünsellik ile yüksek eğitim niteliği, verimlilik, sürdürülebilirlik ayrıca tasarruf kazanılabilir” ilkesiyle özgün bir model olarak hayata geçmiş oldu.
Solistlik kariyerini, 1990 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserden sonra ağırlıklı olarak eğitim, yönetsel ve kurucu alandaki çalışmalara yönlendirmiş olan Onay, 1974 yılından beri, kariyerlerini yurt içi ve dışında sürdüren çok sayıda piyanist yetiştirdi.
Onay, 1990 yılında Polonya Kültür ve Güzel Sanatlar Bakanlığı Kültür Nişanı ile onurlandırıldı. Leyla Gencer Şan Yarışması Onur Kurulu üyeliğinde, Zehra Yıldız Sanat Vakfı kurucu üye ve başkan yardımcılığında bulunan Onay, 2000-2002 yılları arasında, önceden (1989-2000) Müzik Danışma Kurulu üyesi olduğu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nda Genel Müdür olarak görev yaptı.
1991-2020 yılları arasında Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Danışma Kurulu üyeliğinde bulunan Onay’ın, fakültenin kuruluş, amaç ve gelişim öyküsünü anlatan, ‘Topraktan Sahneye-Anadolu’ya Senfonik Yolculuk'(2017) ve Ekim 2020’de yayımlanan ‘Türk Müzik ve Sahne Sanatlarının Doğuş Yılları 1924-1976’ olmak üzere iki kitabı bulunuyor.