Alâeddin Yavaşça besteleriyle Pera Müzesi’nde anılıyor
Ziyaret için geri sayımın başladığı sergiler, buluşma noktası haline gelen müzeler... Bu hafta seçtiğimiz sergilerde geçmişin izlerini sürüp geleceğin peşine düşenler de var, kültürel hafıza ve kolektif bilincin labirentlerinde dolaşanlar da...
Arter’in özel koleksiyon sergisi Farz Et Ki Sen Yoksun, Galeri Selvin’in baharı natürmort eserleriyle karşıladığı Batıdan Bahar Esintileri ve Ahmet Güneştekin’in kişisel sergisi Uyandığımız Çağ: Bu hafta seçtiğimiz sergiler arasında geçmişin izlerini sürüp geleceğin peşine düşenler de var, kültürel hafıza ve kolektif bilincin labirentlerinde dolaşanlar da… Bazılarına yetişmek için son günler olduğunu da hatırlatalım.
📍Nerede: Pera Müzesi (Asmalı Mescit, Meşrutiyet Cd. No:65, 34430 Beyoğlu/İstanbul)
Sergi gezmeye niyetlenen birinin aklına gelen ilk adreslerden biri Pera Müzesi oluyor genelde. Müzenin geçen sonbaharda açtığı iki serginin son günleri. Eğer siz de fırsat bulup gidemediyseniz ya da bir kere daha keşfetmek isterseniz hatırlatalım. Pera Müzesi ‘Tam Yerinden: İstanbul’a Panoramik Bakışın Tarihi’ ile panoramik İstanbul imgelerini bir araya getirirken ‘Geleceği Hatırlamak’ başlıklı sergi motiflerle hikayeler anlatıyor.
‘Geleceği Hatırlamak’ başlıklı sergi “Gelecek geçmişte biriktirilen tanıdık nesneler aracılığıyla hatırlanabilir mi” sorusundan yola çıkarak Türkiye’den güncel sanatçıların koleksiyondan ilhamla oluşturdukları eserleri sanatseverlerle buluşturuyor. Serginin Pera Müzesi için bir kalp çarpıntısı daha var. Zira ‘Gelecek Hatıraları’ Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nu oluşturan Suna Kıraç’ın anısına hazırlandı. Küratörlüğünü Ulya Soley’in üstlendiği sergi ‘Motiflerin Hatırlattıkları’, ‘Nesnelerin Hafızası’, ‘Bölgenin Hafızası’ ve ‘Geleceği Hatırlamak’ başlıklı dört bölümden oluşuyor.
Anadolu’daki seramik kültürünü ihmal etmeden, zanaati çağdaş sanatla birleştiren sergi bu yönüyle motiflerle hikayeler anlatıyor. Küratör Soley’e göre sergi bir yanıyla hiçbir şeyin kalıcı olmadığının, her şeyin devamlı bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunun, en önemlisi de belirli bir ömre sahip olduğunun altını çiziyor. ‘Geleceği Hatırlamak’ nostaljik ve romantik bir yönü olsa da sadece bununla sınırlı kalmıyor, geleceği nasıl hatırlayacağımız sorusunun da peşine düşüyor.
Yolunuz Pera Müzesi’ne düşerse üç, dört ve beşinci katlarındaki sergiler arasında gezerken geçmiş ve gelecek üzerine düşünme fırsatı bulabilirsiniz. Her iki sergi de 28 Nisan’a kadar ziyarete açık.
📍Nerede: Arter (Yenişehir, Irmak Cad. No:13, 34435 Beyoğlu/İstanbul)
Arter’in ilk özel koleksiyon sergisi Farz Et Ki Sen Yoksun’un adını ilk duyduğunuzda içinize bir minik hüzün bulutu çökebilir, aklınıza sorular düşebilir ve hatta gözleriniz uzaklara dalabilir. Tüm bunlardan kurtulmak isterseniz, yolunuzu ismini Ömer Hayyam’ın dizesinden alan sergiye düşürün deriz. küratörlüğü Selen Ansen’in üstlendiği sergide işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaplarla karşılaşacaksınız.
Arter’in üçüncü ve dördüncü katındaki sergide 400 sanatçıdan, Ömer Koç’un koleksiyonundan seçilen 600’e yakın eser var. Bu sergiyi ziyaret için en az iki saat ayırmanız gerektiği anlamına geliyor(Vakit bol, yıl sonuna kadar devam edecek). Ayrıca bir de hatırlatma yapalım. Sergiyi, perşembe günleri ücretsiz gezebilirsiniz.
📌Salı-Pazar günleri 11:00-19:00, Perşembe günleri ise 11:00-20:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
24 yaş altı izleyiciler için her gün; Perşembe günleri ise her yaştan izleyici için ücretsiz. Bilet 100 TL.
📍Nerede:Galeri Selvin (Dere Sokak No:3. Arnavutköy Beşiktaş İstanbul)
Bahar geldi, güneş herkesi sokaklar ve aylaklığa davet ediyor. Doğa deseniz yeni açan çiçeklerle, etrafı saran mis gibi kokularla içimizi kıpır kıpır yapıyor. Tabii siz bahar coşkusunu sokaklarda karşılayın ancak Galeri Selvin de baharı, yabancı sanatçıların ağırlıklı natürmort eserleriyle karşılıyor. Angelina Drumaux, Frans Mortelmans, Jean Rets gibi isimlerin yanı sıra pastel denilince akla gelen portre ressamı Firmin Baes’in de eserlerini sergide görebilirsiniz. Sergi 20 Nisan 2024’e kadar Arnavutköy Galeri Selvin’de.
📍Nerede: Ruzy Gallery (Etiler, Tepecik Yolu D:20, 34337, 34337 Beşiktaş/İstanbul)
Ressam ve heykeltıraş Ahmet Güneştekin şu sıralar dünyanın en önemli sanat merkezlerinden Venedik’in Santa Groce bölgesinde Palazzo Gradenigo’yu satın aldıktan sonra orada yapacağı projelerin peşinde olabilir ancak Uyandığımız Çağ başlıklı kişisel sergisi Ruzy Gallery’de ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Üstelik Güneştekin’in sergisi galerinin ev sahipliği yaptığı ilk sergi. Sergide, Güneştekin’in resimleri, seramikleri ve heykellerinden oluşan 50’den fazla eseri yer alıyor. Eserlerin teması kültürel hafıza ve kolektif bilinç.
2024 Güneştekin için bir hayli yoğun bir yıl olacak. Zira sanatçı İstanbul’da 2024 yılında en büyük sergisini açacak olmanın da heyecanını yaşıyor. Güneştekin’in “kişisel tarihinin en büyük sergisi” olarak tanımladığı Kayıp Alfabe sergisi Artistanbul Feshane’de sanatseverlerle buluşacak. Tarihi tam net değil, ancak sıkı takipteyiz. Büyük sergiye hazırlanmak için Uyandığımız Çağ iyi bir ‘antrenman’ olabilir.
📍Nerede: YUNT (Fatih Bul. No: 33 Sultanbeyli, Istanbul, Turkey 34920)
Muratcan Sabuncu’nun kurduğu, Sergen Şehitoğlu’nun sanat danışmanlığını üstlendiği YUNT, Sultanbeyli’de kapılarını açtığında takvimler Kasım 2023’ü gösteriyordu. Mekanın ilk sergisi ise küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu’nun üstlendiği ‘Şehir Nerede?’ olmuştu. YUNT şimdi ikinci sergisinin heyecanını yaşıyor. Küratörlüğü yine Emre Zeytinoğlu’nun üstlendiği ‘Görünmeyen Kent’ sergisi bir kentin simgesel yapılarının ve meydanlarının inşasında, unuttuğumuz “görünmeyen”in rolüne odaklanıyor. Daha önce Sultanbeyli’den ‘Şehir Nerede?’ diye soran sanatçılar bu kez kentin görünmeyenlerinin peşinde. Kerem Ozan Bayraktar, Mehmet Ali Boran, Volkan Kızıltunç, Nuri Kuzucan, Sinan Logie, Çağla Meknuze, Derya Ülker’in eserlerinin bir araya geldiği sergi, 12 Mayıs’a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
Toplumsal hafızanın en önemli bileşenlerinden şehir hafızasını tazelemek, ‘Ah o eski İstanbul’ nostaljisinden çıkıp geçmişe ve bugüne tümüyle bakmak isteyenler yolunu Sultanbeyli’ye düşürsün deriz.