Kölelik kaldırıldı da iş bitti mi?
Blu TV'de yayınlanan HBO dizisi 'The Last of Us' bu yılın en çok izlenen yapımlarından biriydi. 10 bölümlük ilk sezonun üçüncü bölümü çok beğenilmiş, eleştirmenlerce sezonun en dokunaklı bölümü olarak gösterilmişti. Serinin yönetmeni bölümün izleyicileri bu kadar etkilemesi hakkında konuştu.
HBO’nun bu seneye damga vuran dizisiydi ‘The Lost of Us.’ Blu TV’de yayınlanan dizi, insanlığı tehdit eden bir salgının ardından hayatta kalmaya çalışan Joel (Pedro Pascal) ve Ellie’nin (Bella Ramsey) macerasını konu alıyor. Aynı isimli video oyunundan uyarlanan dizinin ikinci sezon hazırlıkları Oyuncular Birliği grevi nedeniyle durdu, yeni sezon ne zaman yayınlanacak belirsiz.
Bu sırada yönetmen Peter Hoar, izleyicilerin ilk sezonun en çok konuşulan bölümüne dönerek izleyiciler üzerinde bıraktığı etki hakkında konuştu. The Last of Us zombilerin, mahvolmuş bir evrenin hikayesini anlatsa da dizi yan karakterlerin sürpriz hikayeleriyle de izleyicilerin ilgisini çekmeyi başardı. Özellikle ‘Long Long Time’ adlı üçüncü bölüm ana hikayeden -ve aslında oyundan- çok farklı bir rotaya kırdı diziyi. Bill ve Frank adlı iki eşcinsel karakterin aşk hikayesinin anlatıldığı bu bölüm eleştirmenlerce dizinin en dokunaklı bölümü olarak yorumlandı.
Hoar, izleyicileri etkileyen en önemli noktanın bölüm oyuncuları Nick Offerman ve Murray Bartlett’ın performansı olduğunu düşünüyor. Yönetmen, yaratıcı süreçte alınan her kararın bölümü geliştirdiğine inandığını da söylüyor. “Dünyayı önlenemez şekilde ağlatacak bir hikaye anlatmak için yola çıkmamıştım ama anlattım” diyen yönetmene göre hikaye gösterişli değil, gerçek ve özgün.
Bölümdeki aşk hikayesinde açık sözlülük olduğunu söyleyen Hoar ayrıca tüm oyuncuların hakkını veriyor: “Hepimiz Nick ve Murray’den bahsediyoruz ama Pedro ve Bella’nın da harika performansları var, özellikle de Ellie’nin Bill’den gelen mektubu okuduğu sahne. Çok güzel bir sahne. Mektubu okuma şekli çok komik ama bir o kadar da yürek parçalayıcı. Pedro’nun tepkisi de çok güzel.”