‘Nora (Bir Bebek Evi)’: Sahi Nora bugün nasıl sahnelenmeli?
Nazan Kesal tek kişilik performansıyla İranlı şair ve sinemacı, öncü, feminist Füruğ Ferruhzad’ın yaşamını hem hüzünlü hem de muzip bir dille sahneye taşıyor. ‘Yaralarım Aşktandır’ bolca iç çektiren bir Füruğ karşılaşması…
“Öncü bir kadın. Kendi toplumunun çok önünde giden bir kadın. Hem kadınlar için hem insanlık için. Asi bir kadın. İsyankâr bir kadın. Düştüğü yerden kalkabilen bir kadın. Kendine acımayan bir kadın. Aktivist bir kadın. Çok duyarlı bir kadın…”
İranlı şair, yazar ve sinemacı, 32 yaşında bir trafik kazasında yaşama veda eden Füruğ Ferruhzad’ı üstteki ifadelerle tarif ediyor Nazan Kesal. Füruğ, İran’ın hem edebiyatına hem toplumsal hafızasına ama en çok da kadınların belleğine, kalbine kısacık yaşamındaki cesur adımlarıyla, korkusuz bakışlarıyla, inadıyla, yaratıcılığıyla taht kurmuş bir kadın. Ne çocukken aile içinde yaşadığı baskıya ne ilk kocasının onu çarptırdığı cezaya (Ömrü boyunca oğlundan ayrılmak zorunda bırakılmaya) ne de ülkesinde onun ensesinde ölüm gibi bekleyen yobazlara cevaz verir. Hayatı boyunca dik durur. Kalbimizi titreten şiirlerinde kendi kalbinden geçen neyse o vardır, isyanını gizlemez; kadın olarak özgürce hissetmek ve yaşamak istediği neyse onu yaşar ve yazar.
Kendini, hayatını, arzularını feda etmeden yaşayan ve toplumun, eski kocasının ona kestiği cezaya rağmen şiirinden, sözünden, inadından ve hayatı dilediği gibi yaşamaktan ve üretmekten yılmayan bir kadındır.
Asuman Susam Can Yayınları’ndan çıkan Füruğ Ferruhzad şiirleri derlemesi ‘Yeryüzü Ayetleri’ için yazdığı önsözde şairin hayata karşı tavrını mükemmelen özetliyor: “Kurumsallaşmanın toplumsal normların itaatkâr bir uygulayanı olmuş olsaydı Füruğ, evcilleşmiş bir ruh olarak bakacaktı dünyaya… Hiç kuşkusuz bugün dünyaya armağan ettiği hiçbir şey olmadan, gölgesiz, kupkuru bir ağaç olarak bakacaktı dünyaya. O, kendine kesilen cezayı dünya için ışıltılı bir armağana dönüştürmeyi becerebilmiş, tanımsız, devasa bir yürekti…”
Kendisini evladıyla sınayan zorbalığa karşı bile başı diktir, beklenen ‘fedakarlığı’ hayatından vererek yapmamayı seçer.
‘Yaralarım Aşktandır’, Füruğ’un yaşamından otobiyografik gerçeklikleri de alarak kurmaca ve muzip bir dille yazılmış, Nazan Kesal’ın 2019’dan beri sahnelediği bir oyun. Füruğ’u hiç tanımıyorsanız, tek bir dizesine dahi rastlamamış olsanız bile size bu güçlü şairle etkili bir tanışma anı yaratacak bir oyun.
2019’dan beri sahnede olan oyunu geçen yaz Urladam’da izleme şansım oldu. Üç kadının elinin itinayla değdiği bir iş bu. Nazan Kesal’ın hayatında önemli bir yeri olduğunu söylediği Füruğ’un öyküsünü sahneye taşıma hayaliyle başlıyor yolculuk. Metni Şebnem İşigüzel yazıyor, izlerken göreceksiniz, incelikli; hem mizah hem de hüzün dolu bir oyun metni bu. Sahneye Berfin Zenderlioğlu taşıyor. Nazan Kesal, Füruğ’un farklı dönemlerinde, farklı hallerinde çıkıyor karşımıza.
“Dine aykırı bir kadın” olduğu için ölümünün ardından yıkanmasına dahi karşı çıkılan Füruğ ile arafta karşılaşıyoruz. Gasilhanede… Mollalar cenaze namazını kıldırmıyor zira… Sahnenin merkezindeki tekerlekli masa, aynı zamanda ölünün yatırıldığı musalla taşı. Bir teneke kovada su bekliyor kenarda. Baş ucundaki iki kadın yıkayacak mı Füruğ’u? Nazan Kesal muzip bir oyunculuk diliyle soruyor seyirciye, “Kendi arafımda ömrümün şiirini yazmak düştü bana. Toprağa emanet edilene kadar ne yapabilirim. Anlatmamı ister misiniz buraya kadar yaşadıklarımı?”
Ve başlıyor, Füruğ’u anlatamaya ya da sahneye baştan yaşamaya… Şairin ilk gençlik zamanlarından, aile evinden, ilk kocasıyla ilişkisine, koparıldığı oğlundan, cüzzamlılar evinde çektiği belgesele, sinemayla tanışmasıyla hayatına giren aşka (İbrahim Gülistan) ve devasa sinema tutkusuna kadar Füruğ’un kısacık ama dopdolu ve üretken yaşamının içinde bir dans tutturuyor desek yeridir. O dansın içinde Füruğ’un şiirleri de var, Şebnem İşigüzel’in kıvrak ve doyurucu kaleminden çıkan pek çoğunun altı çizilesi ifadeler de. “Ve ben arkamda aşk bıraktım, evlatlar, hasret, şiir, hayat bıraktım…” diyor sahnedeki kadın bize.
Füruğ’u acıklı, dramatik bir öykü kılıfında anlatmıyor oyunun yaratıcısı üç kadın bize. İşigüzel, Zenderlioğlu ve Kesal’ın yaptığı da tıpkı Füruğ’un yaptığı gibi; onun hayatla, üzerine gelen baskılarla, acılarla dalga geçmesinden ilham alırcasına, uçuş uçuş bir oyun kuruyorlar. Kesal’ın oyunculuk tavrı da Füruğ’un yaşadıklarına göre tepkilenelerek dalgalanıyor. Yer yer daha çocuksu yer yer daha kararlı ve sert. Ama Azrail’e de mollalara da kafa tutacak cesurlukta…
“Erkekler gibi şiir söyleyen bu kadınla” iç çektiren bir buluşma ‘Yaralarım Aşktandır’. Füruğ ile sahnede karşılaşan kadınlara, aynı coğrafyanın yakın zamanlarında, birebir aynı engellerle boğuştuğunu kuvvetle hatırlatan bir buluşma…
🔴 Nazan Kesal ile ‘Yaralarım Aşktandır’ üzerine yaptığımız söyleşiyi buradan izleyebilirsiniz.
Yaralarım Aşktandır / Tiyatro Poyraz
Yazan: Şebnem İşigüzel
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Oyuncu: Nazan Kesal
Süre: 75 dakika.
Ne zaman, nerede: 18 Ekim Cuma, 20.30’da Moda Sahnesi’nde.
Bilet fiyatları: 450 ve 550 TL.
SAHNEDE BUNLAR DA VAR
Ceviz Ağacı/Kadıköy Boa Sahne
Tiyatro yazınının genç kalemlerinden Özden Selim Karadana’nın yazıp yönettiği oyun konservatuar mezunu iki gencin, Arif ve Ferdi’nin İstanbul’daki hayatta kalma mücadelesini eğlenceli bir dille anlatıyor… Sahnede Adil İrfanoğlu ve Oğuzhan Aksu var.
🔴 Bugün 20.30’da Kadıköy Boa Sahne’de.
Nora2/Bahçe Galata
Nora, kocası ve üç çocuğuyla geride bıraktığı evine 15 sene sonra bambaşka bir kadın olarak dönüyor… ‘Nora 2’, Ibsen’in 1879’da yazdığı kült eserin devamı niteliğinde ama yepyeni, feminist bir oyun. Sahnede güçlü oyunculuklarıyla Tülin Özen, Tansu Biçer, Nihal G. Koldaş ve Zeynep Çötelioğlu var…
🔴 Bugün 20.30’da Bahçe Galata’da.
Sendrom/Fact Tiyatro
“Biraz genç yetenek görmek istiyorum” derseniz gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir iş. Dilara Vural tek başına zorlu bir işin altından kalkıyor ‘Sendrom’da. Travmatik bir çocukluk anı üzerine kurulan oyun; karamsar, depresif ve üzücü içeriğine rağmen seyirciyi boğmayan, eğlenceli çıkışlarıyla seyri rahat olan bir iş. ,
🔴 9 Ekim Çarşamba, 21.00’de DasDas Sahne’de.