Hande Ataizi: Başlarda annelik misyonu içimdeki kadınla biraz savaştı
Oyuncu Hande Ataizi meslektaşı Ahmet Mümtaz Taylan'ın 'Empati' adlı psiko-sohbet programında ailesi, kariyeri, evliliğe ve mutluluğa bakışıyla ilgili ilginç ve sahici açıklamalar yaptı.
Oyuncu Hande Ataizi meslektaşı Ahmet Mümtaz Taylan’ın NTV’de yayımlanan ‘Empati’ adlı psiko-sohbet programına konuk oldu. Karakteri, seçimleri ve hayata bakışıyla ilgili içten açıklamalar yapan Ataizi format gereği edebiyatçı Tezer Özlü’nün hayatının dönüm noktalarına fikirleriyle eşlik etti.
Mutlu doğmuş bir insanım. Karakter olarak, belirgin bir özelliğim olarak bu hayata mutlu olmak üzere geldiğimi düşünüyorum. Çok gülen bir çocuktum, çok pozitifimdir.
Babasız büyüdüm. Annemin ikinci eşi bana baba oldu, ama çok geleneksel bir ailemiz vardı. Anne çok sağlam bir kadın olduğu için çok savrulma gibi bir durumum olmadı. Hep böyle güzel yaşadım. Özel okullarda okudum, çok büyük fakirlik çekmedim. Statüko olayı beni her zaman yalnız hissettirdi. Hep kendi başıma başka hayatları aradım.
Bir günlük evliliğimin (Hande Ataizi 2004 yılında avukat Fethi Pekin’le evlenmiş, ertesi gün boşanma davası açmıştı, ayrılığın nedeni olarak Pekin’in dayattığı evlilik sözleşmesi gösterilmişti) evlilik sözleşmesiyle alakası yoktu. Onu benim annem önermişti zaten. Orada iş biraz inada binmişti. Karşı taraf evliliği istemez gibiydi, ben “o evliliği yaptım” demek istedim. Onu yerine getirdim. Normal şartlarda benim mutlu olabileceğim bir ilişki değildi. O yüzden bir gün olması da çok kayıp olmadı, belki bir gün kayıp olmuştur.
Hayatımla ilgili hiçbir şeyi silmek istemezdim yemin ederim. Gel şu bir günlük evliliği silelim, bir günlük evlilik yani. Olsun onun da verdiği güzel şeyler var, enteresan bir kere sıkıcı değilim.
Tanışma hikayemizi anlatmayayım burada, özel ama değişik bir şekilde tanıştık. 20 yaş farktan başlangıçta rahatsız oldum ama kim ne der diye değil, ben ondan önce yaşlanacağım diye. Benim için en önemlisi oğlum, onların ilişkisi mesela çok önemli. Altı yıldır birlikteyiz ve çok güzel bir küçük çekirdek aile olduk. Babanın dışında yani abisi olarak onun yanında. Hâlâ umutları bitmemiş hayalleri olan birisinden palavra bile dinlemek, başarılı bir iş adamının kaprislerinden iyidir diye düşünüyorum.
Şu an düşünmüyorum. Evliliğin çocuk ve aile olduğunu düşündüğüm için artık o misyonumu tamamladım. Bundan sonra evlenir miyim, artık o anki düşüncelerime bağlı. Yine de kesin evlenmem demeyeyim.
Başka kültürden biriyle evlenmek senin ufkunu açan bir birliktelik oluyor. En azından gitmediğin yerlere gidiyorsun, tatil anlayışları bile farklı. Seni bambaşka bir fikirle, bambaşka bir yere götürüyor. Anlaşamadığımız noktalar oldu tabii ama o kültür farklılığından gelmedi. Özellikle ayrıldıktan sonraki süreçte, şimdi onu görüyorum. İyi ki Benjamin ile evlenmişim, ondan çocuk yapmışım diyorum.