Mickey Mouse Disneyland’den daha önce de kaçmıştı…

Mickey Mouse kişilik özelliklerini Şarlo’dan alan afacan bir çizgi film kahramanı olarak yaratıldı. Sadece Amerika’da değil tüm dünyada kült haline geldi, Pop sanatın büyük isimlerine ilham verdi, toplama kampında yazılan bir resimli romana konu oldu

Popüler 13 Ocak 2024
Bu haber 4 ay önce yayınlandı

Dünyanın bu en tanınmış çizgi film karakteri Mickey Mouse, 1928’den bu yana çıktığı maceralarda büyük işlere kalkıştı, nice badireler atlattı. Ama her seferinde karşısına çıkan zorlukları pratik zekası ve pozitif kişiliğiyle çözümlemeyi başardı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’daki bir toplama kampında esir tutulan illüstratör Horst Rosenthal, belki de bu yüzden onu resimli romanına kahraman olarak seçmişti. Tutuklanışını, kampın baskıcı düzenini ve zorlu şartlarını, özgür dünyanın sembolü olarak gördüğü Mickey Mouse’nin ağzından anlatmıştı.

Kitabın hayali dünyasında kamptan kaçıp Amerika’nın yolunu tutmayı başarmıştı ama gerçek dünyada o kadar şanslı değildi. Yahudi asıllı Horst Rosenthal, Almanya’da faşizmin yükselmesi üzerine 1933’te Paris’e kaçmış, Alman işgalinin ardından 1940’ta Naziler tarafından tutuklanmış, Gurs toplama kampında iki yıl esir kaldıktan sonra Auschwitz’e nakledilmişti. Oradaki ilk gününde öldürüldüğünde 27 yaşındaydı.

Horst Rosenthal’ın toplama kampında yazdığı çizgi roman

Rosenthal, mizahi bir dille yazdığı ‘Mickey Gurs Kampında’ adlı Fransızca kitabının kapağına şöyle bir not düşmüştü: “Walt Disney’in İzni Olmadan Basılmıştır”.

Toplama kampında Mickey Mouse korkusu

Disney, Mickey Mouse karakterinin kullanım hakkını öyle sıkı koruyordu ki toplama kampındaki bir tutuklu dahi onun gazabına uğramaktan kaygı duyabiliyordu. Ya da belki Rosenthal, hayali kahramanların haklarının insan haklarından daha sıkı korunduğunu ima etmek istemişti.

Mickey Mouse’u 1928’de Ub Iwers ile birlikte tasarlayan Walt Disney, çizgi kahramanını şekillendirirken o yılların tüm dünyada popüler sessiz sinema tiplemesi Şarlo’dan etkilenmişti. Charlie Chaplin’in Şarlo’su başı sürekli derde giren, bunlara pratik çözümler bulan duygusal ve dürüst kişiliğiyle -hatta belki kocaman pabuçlarıyla- yeni karakterin ilham kaynağıydı.

O yıl ‘Steamboat Willie’ adlı sekiz dakikalık animasyonla ilk kez sahneye çıkan Mickey Mouse, sadece yaratıcısı Walt Disney’e parlak bir kariyer sunmakla kalmadı, bir eğlence imparatorluğunun da temellerini attı. Disney’in değişiyle, her şey “bir fareyle başladı.”

Yıllar içinde popüler bir kültür ikonu haline gelen Mickey Mouse, bu yılın ilk günü “telif hakkı sona erdi” haberiyle gündeme oturdu. Artık Disney’in kontrolünden çıkmıştı, halkın malı olmuştu…

Mickey Mouse lobisi

Nedir bu telif hakkı ve Mickey Mouse gerçekten de artık söylendiği gibi özgür mü? Telif hakkı fikir ve sanat eserlerinin her türlü kullanımını yaratıcısına verir, izinsiz kullanılmasını yasayla engeller. Koruma süresi, Türkiye dahil çoğu ülkede eser sahibinin yaşam süresini ve ölümünden sonraki 70 yılı kapsar. Eserin sahibi şirketse ilk yayın tarihinden itibaren 70 yıl geçerliliğini korur. Disney’in Mickey Mouse’u 95 yıldır koruma altında tutmayı başarmasını mucize zannetmeyin. 70’ler ve 90’larda yürüttüğü büyük lobi faaliyetiyle ABD telif yasasında değişiklik yapılmasına etki etmiş, kahramanının koruma süresini neredeyse bir yüzyıla çıkartmıştı.

Disney en nihayet bu hakkı kaybettiğine göre Mickey Mouse’u artık herkes istediği gibi kullanabilecek mi? Hem evet hem hayır. Bu sene sadece 1928 tarihli ‘Steamboat Willie’ animasyonundaki ilk çizimin kullanımı serbest kaldı. O zamanların Mickey Mouse’u siyah-beyaz, burnu şimdikinden daha uzun, ellerinde henüz eldivenleri yok. Hazır herkese mal olmuşken ben de Mickey’den yaratıcı bir şeyler çıkarayım diye düşünenlerin dikkatine! Disney, daha yeni versiyon fareleri sıkı kontrol altında tutacağını tüm dünyaya duyurdu.

Andy Warhol’un dörtlü Mickey Mouse’u 2016’da 4,5 milyon dolara satıldı

Mickey Mouse’un tasarımında yıllar içinde ufak tefek bazı değişiklikler yapan Disney, her yenilikle birlikte otomatik olarak yeni bir telif hakkı kazandı. İşte 1928’den sonraki tüm bu versiyonlar halen koruma altında.

Bu değişiklerin bir nedeni karakteri modernize edip çağa uydurmaktı belki ama imparator farenin telif hakkını mümkün olduğunca uzun süre elinde tutmak istemesinin payı da mutlaka vardı.

Önümüzdeki senelerde bu güncellenmiş farelerin telif hakları birer birer sona erecek. Fakat bu süreçte Disney işi sıkı tutacak. Her şeyi kontrol edemezler diye telif hakkını ihlal edenlerin, marka imajını ticari amaçlı kullanmaya kalkışanların karşısına avukatlarıyla çıkacak, Mickey Mouse’un kullanım sınırlarının çizilmesi için açılması muhtemel davalar mahkemeleri meşgul edecek.

Walt Disney’den izinsiz savaşa gitti

Disney, kült karakterinin başkaları tarafından kullanımını denetlerken seçici davranıyor. ABD’de bir kreşin duvarına çizilen Mickey ile sevgilisi Minnie’nin resimlerini kaldırtacak kadar katı davranırken, Vietnam Savaşı’na karşı hareketin yükseldiği 1968’de izinsiz yapılan bir dakikalık savaş karşıtı animasyona -şimşekleri üzerine çekmemek için- dokunmayacak kadar da işini biliyor. 

Yirminci yüzyılın en ikonik imajlarını yaratan Pop sanatçı Andy Warhol’un, 1981’de Mickey Mouse’un serigrafi baskılarını yapması Disney açısından hiç sorun olmamıştı. Hatta Walt Disney’in kendisini etkileyen ilk sanatçı olduğunu açıklamasından onurlanmış bile olabilir.

Warhol sadece Mickey Mouse’u sanatına taşımakla kalmadı, kendisi de fare kişiliğinde bir başka sanatçının eserlerine konu oldu. Keith Haring’in, 80’li yıllarda gerçekleştirdiği mizahi projesinde, Amerikan kültürünün iki ikonik karakteri Andy Warhol ile Mickey Mouse’u birleştirip Andy Mouse adında bir Pop tipleme ortaya çıkarmasına da eyvallah dedi.

Banksy’nin 2004’de çizdiği Napalm adlı duvar resminde dev şirketlerin savaştaki rolünü sorgularken Mickey Mouse’yi de kullanmasından rahatsız olmadığı gibi, güncel sanatın büyük ismi Damien Hirst’e 2016’da Mickey Mouse çizimleri ısmarladı. 

Mickey Mouse, yaratıcısı Walt Disney’in dışında bir başka sanatçının daha başarılı bir kariyere adım atmasını sağladı. O zaman kadar soyut resimler yapan Roy Lichtenstein, 1960’ta Disney çizgi romanından bir kareyi sadeleştirmiş, renklerini değiştirmiş, bir konuşma balonu eklemiş ve “Look Mickey” adını verdiği bu yağlıboya tabloyla yeni bir tarz denemişti.

Roy Lichtenstein bu eseriyle pop sanata adım attı

Onun başarı hikayesi, popüler kültürün en büyük ismini kullanarak Pop sanatın en büyük isimlerinden biri haline gelmiş olması. Bu eseri hangi dürtüyle yaptığı konusunda çok çeşitli hikayeler var. Ardındaki neden ne olursa olsun, daha önce çocukların eğlencesi olarak kabul edilen çizgi roman görselleri Lichtenstein sayesinde müzelere girdi ve sanat tarihinde kendine yer buldu. Böylesine pozitif bir telif ihlaline Disney bile itiraz etmezdi!

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.