Hasta dehşeti: Doktora makas ve ısıtıcıyla saldırdı
Mide ağrısı sandı, iki kez hastaneye gitti. Aort damarının yırtıldığı anlaşılan Mustafa Turan son anda kurtarıldı. Aort yırtılması ani ölümlere neden oluyor ve çoğu zaman önceden başka şeylerle karıştırılıp fark edilmiyor.
Daha önce hiçbir sağlık sorunu olmayan 41 yaşındaki Mustafa Turan birkaç hafta önce arkadaşlarıyla ayak üstü sohbet ederken “Göğsümde yırtılırcasına bir ağrı başladı” diyerek fenalaştı ve acile kaldırıldı. Kalp ekosu çekildi, çeşitli tahliller yapıldı, ancak her şey normal görünüyordu. Ağrının mide kaynaklı olabileceği düşünüldü ve birkaç ilaç verilip taburcu edildi.
Şiddetli ağrıları ertesi gün de devam eden Turan gece 02:00 sularında İstanbul Göztepe Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi acil servisine başvurdu. Acildeki doktorun şüphelenmesi üzerine tekrar EKO çekildi, abdominal aort anevrizması (AAA) nedeniyle karın bölgesinden geçen aort damarında yırtık olduğu tespit edildi. Normalde iki santim çapında olması gereken aort damarı, anevrizma (balonlaşma) nedeniyle genişleyerek neredeyse üç katına ulaşmış, damar duvarında yırtığa neden olmuştu. Hayati riski olduğu anlaşılan Turan kalp damar cerrahisi ekibi tarafından acilen ameliyata alındı.
Mustafa Turan’ın başına gelen zaman zaman yaşanan bir durum. Aort anevrizması da, sonrasında aort damarının yırtılması da önceden fark edilmesi zor, son anda belirti veren ve belirtileri de kolayca yanlış yorumlanabilen şeyler. Ve eğer daha ilk anda doğru yorumlanmazsa ani ölümlere yol açıyor. Mustafa Turan ilk seferinde yanlış teşhisle hastaneden ayrılmış ama şansı varmış, ikinci kez hastaneye gidebilmiş ve üstelik bu kez bir doktorun dikkati sayesinde hayatı kurtulmuş. Aortu yırtılan herkes onun kadar şanslı değil.
Aort anevrizmasının çoğunlukla sessiz ilerlediğini kaydeden Göztepe Süleyman Yalçın şehir Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Ebuzer Aydın genellikle başka tetkikler yapılırken tesadüfen teşhis edilen hastalıkta en önemli şeyin aort damarında yırtık meydana geldikten sonra kaybedilen her bir saat için ölüm riskinin yüzde 1 artması olduğunu vurguladı ve şu bilgileri verdi: “Acil ameliyatla elektif (planlı) ameliyat arasında ölüm riski açısından, ameliyattaki diğer riskler ve hastaya getirdiği başka tehlikeler açısından çok ciddi fark var. Bu hastalar çoğunlukla kanama ve getirdiği bir takım diğer komplikasyonlarla kaybedilir. Planlı ameliyatlarda ölüm riski yaklaşık yüzde 5 iken diseksiyon meydana geldiğinde bu risk yüzde 20-25’lere kadar çıkabiliyor. Yani planlı bir anevrizma ameliyatı ile diseksiyon ameliyatı arasında 4-5 kat fark var.”
Planlı ameliyatlar takip edilen veya anevrizması tesadüfen yırtılmadan önce tespit edilebilen hastalara yapılabiliyor. Aort anevrizmasının genç yaşlarda da görülebildiğini kaydeden Prof. Dr. Aydın risk grubundakilerin basit bir batın (karın) ultrasonu ile taranabileceğini belirtti. Aydın “Burada aile öyküsü önemli. Örneğin hastamızın dayılarında erken yaşta kalple ilgili vefatlar var, ama sebepleri bilinmiyor. Çünkü köyde yaşadıkları için araştırılmamış. Eğer ailede 40’lı 50’li kalp kaynaklı ani ölümler varsa; bu hastalarımızın hem kalp damar hastalıkları açısından hem de aort anevrizması ve diseksiyonu gibi hastalıklar açısından daha dikkatli olması, bununla ilgili tetkiklerini yaptırması gerekiyor. Diseksiyon özellikle kontrolsüz hipertansiyon hastalarında çok yüksek oranda görülüyor. Ülkemizde de tansiyon hastalarımız maalesef ilaçlarını düzenli kullanmadıkları için diseksiyon riskimiz bence gelişmiş ülkelerdekine göre çok daha yüksek” dedi.
Özellikle 65 yaş üstü erkekler kolesterol, tansiyon gibi başka ek hastalıkları da varsa aort anevrizması açısından daha yüksek risk taşıyor. İngiltere’de 65 yaşını dolduran her erkeğe rutin olarak batın ultrasonuyla abdominal anevrizma taraması yapıldığını da vurgulayan Prof. Dr. Aydın “İngiltere ulusal sağlık sisteminin verilerine göre 65 yaş üstü erkeklerin sigara yasaklarından önceki rutin taramalarında aort anevrizma riski yüzde 8 olarak belirleniyor. Sigara yasaklarından sonra ise bu oranın yüzde 3’e gerilediği görülüyor. Yani sigara, abdominal aort anevrizması için değiştirebileceğimiz sebeplerin başında geliyor. Genetik sebepleri değiştirme imkânımız yok, erken tanıyla bunları tedavi edebiliriz ama değiştirebileceğimiz sebepler tansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı dediğimiz KOAH, sigara, yüksek kolesterol, bu hastalıklar kontrol altında olursa anevrizma diseksiyonundan hastalarımızı korumuş oluruz” diye konuştu.