Avukatlar Can Atalay için Çağlayan’da toplandı: Başkaldırıya geçit vermeyeceğiz
Can Atalay’ın durumu ile kendisinin durumunun aynı olmadığını belirten eski MHP Milletvekili Engin Alan “Ben milletvekiliyken üç yıl cezaevinde yattım” dedi.
Türkiye İşçi Partisi’nin cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’nin “ihlal” kararına rağmen tahliye edilmemesi üzerine 2011’de MHP’den hapisteyken milletvekili seçilen ama 2014’e kadar hapiste kalan Engin Alan’ın adı gündeme gelmişti. Alan bu konuda ilk kez konuştu, o dönem kendisine sahip çıkılmadığını söyledi.
Ancak Balyoz davasından dolayı cezaevindeyken MHP’den milletvekili seçilen Engin Alan kendi durumunun farklı olduğunu, milletvekili olarak üç yıl cezaevinde kaldığını, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı sonrası yerel mahkeme tarafından tüm Balyoz davası sanıklarıyla birlikte tahliye edilip Meclis’te yemin ettiğini anlattı.
Günler sonra suskunluğunu bozan eski MHP milletvekili Engin Alan Yeniçağ Gazetesi’nden Orhan Uğuroğlu’ya yaptığı açıklamada süreci şöyle anlattı:
“Bakın ben 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimde Milliyetçi Hareket Partisi’nden Milletvekili seçildim. Peki kaç milletvekili vardı hapiste? Ben söyleyeyim size. Beşi PKK’lı hani ‘HDP’li’ diyorlar ya ben PKK’lı diyorum. İkisi CHP Milletvekili olan Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay, biri de MHP milletvekili olan ben Engin Alan. 2011 seçiminden sonra yedisi de tahliye oldu. Kim kaldı cezaevinde hapiste? Engin Alan. Bir tek ben kaldım, doğru mu? Doğru… Yerel Mahkeme beni tahliye etti mi? Hayır etmedi. Arkasından tam üç yıl geçti değil mi? Üç yıl milletvekili olarak cezaevinde yatmaya devam ettim ben. Peki ne zaman çıktım hapisten? 18 Haziran 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı nedeniyle 19 Haziran 2014’te Balyoz Davası’ndan tahliye edildim. Ayrıca bu karar sadece bana özgü değil. Sadece ben çıkmadım, Bütün Balyoz Davası hükümlüleri tahliye oldu. Ben de 24 Haziran 2014’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldim ve milletvekili görevime başladım.”
“Şimdi size soruyorum. Can Atalay ile benim yaşadığım durum birbirinin aynı mı?” diye soran Engin Alan Orhan Uğuroğlu’nun “Anayasa ve yasalara göre hukuken milletvekili seçildiğinizde yargılanmanın durması, dosyanızın rafa kaldırılması ve milletvekilliğinizin sonra ermesinden sonra yargılamanın devam etmesi gerekmez miydi?” sorusuna “Aynen öyle, yargılamanın durması lazımdı. Şimdi Can Atalay için tüm hukukçular bunu iddia ediyor” yanıtını verdi.
Engin Alan “Üstelik yedi vekil çıktı ben hariç. Neden? Neden bugün Atalay’a sahip çıkıldığı gibi o günlerde benim için de bu hukuki haklılık ortaya konmadı? Diyorlar ki ‘Can Atalay vekil seçildi’ ki ben bilmem orasını, ‘Engin Alan gibi tahliye edilsin’ diyorlar. İşte hata burada. Ben üç yıl daha hapis yattım milletvekili olarak” diye konuştu.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) eski Başkanı Ömer Faruk Eminaoğlu da MHP’li Engin Alan’a yanıt verdi.
Engin Alan’ın “hukuksal gerçekleri aktarmak yerine konuşmasının MHP’nin bakış açısıyla örtüştüğünü” belirten Eminaoğlu, Alan’a şöyle seslendi:
“Engin Alan’a sözüm çok açık ve net: Dünya görüşünüz ne olursa olsun, hele de yaptığınız görev ve taşıdığınız üniforma nedeniyle tutuklandığınıza göre bir dönem milletvekili olduğunuz Partinin bakışıyla değil, emekli de olsanız Atatürk’ün izinden gitmiş bir TSK mensubu olarak konuşma görev ve sorumluluğunuz vardı. Yapmadınız!.. Yapmanız gereken sadece Anayasaya sahip çıkmaktı ki, yapmadınız. Tutukluluğunuz konusu ‘milletvekili seçildiğinizde yani ana dava sonuçlanmadan’ AYM’ye taşınsa idi ana dava kesinleşmeden daha öncede hakkınızda AYM kararı ortaya çıkardı.!!! AYM’ye kesinleşen ana dava taşındığı için hakkınızdaki karar ana dava nedeniyle yani seçildiğinizden üç yıl sonra ortaya çıktı!”
Gezi davasının ise henüz AYM’ye taşınmadığını, AYM’de hak ihlali ile sonuçlanması durumunda yerel mahkemeye döneceğini anlatan Eminağaoğlu şöyle devam etti:
“Yerel mahkeme yeniden yargılama sürecine geçecek. Yeniden yargılama sürecini ‘herkes’ için tutuksuz yürütebilecek. Peki bu sonuç Yargıtay’ın onama kararına rağmen nasıl olacak!.. Anayasanın 153/son maddesi uyarınca. Aynen kumpas davasındaki, yani sizin davanızdaki gibi. Siz istiyorsunuz ki, Gezi ana davası AYM’ye taşınsın karar mutlaka orada alınsın.
Can Atalay bundan önce milletvekili seçildiğini ve tutuklu kalmayacağını AYM’ye taşımış ve AYM kararı orada ortaya çıkmış ise hukuk yolunu kullanmış ise kötü mü etmiş… Ki sizin gibi daha ana davayı ayrıca taşıyabilir, o ayrı bir konu… Siz de milletvekili seçildiğiniz için tutuklu kalamayacağınızı ayrıca daha önce taşısa idiniz, o da ayrı bir konu… Tartışmasız biçimde ortak noktanız: Anayasa madde 153/son ve de Anayasa madde 11. Yani AYM kararları ‘herkesi’ bağlar ve Anayasanın üstünlüğü esastır.
Türkiye’de herkes sizden bunları ifade etmeyi bekledi. Anayasaya ‘bağlılığınızı’ ifade etmenizi bekledi. Yaşadıklarınızı hiçbir kimse hiç bir biçimde yaşamasın demenizi bekledi. Atatürk’ün izinden gitmenin gerçek anlamını ifade etmenizi bekledi… Bunların yerine bir dönem milletvekili olarak görev yaptığınız Partinin söylemleri ile aynı bakış açısını sergilediniz… Sorumluluğunuz gereği söylemeniz gerekenlerden uzak durdunuz. Siyasetçi kimliğinizin öne çıktığı görüldü. Bu konuda tarihsel sorumluluğunuzu yerine getirmediniz!”