İYİ Partili belediye başkanı cinsel saldırıdan gözaltına alındı
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in yerel seçimlerde kendi adaylarıyla yarışacaklarını açıklaması, siyaset gündemine damga vurdu. Akşener’in, “seçim işbirliklerine” kapıları tamamen kapatması, CHP'nin yerel seçim hesaplarının değişmesine yol açabilir.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre İYİ Partililer ise Akşener’in yerel seçimlerle ilgili tutumunu netleştirmesinden son derece memnun. İYİ Parti’de yeni dönemin stratejisi, ittifakla girilen seçimlerde kullanılan “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganına atıfla, “Birleşe birleşe kazanamadık, ama iktidar alternatifi olmak için ayrışa ayrışa kazanma ihtimalimiz var” sözleriyle özetleniyor.
Akşener seçimlere tek başına girme kararını 13 Eylül Çarşamba günü toplanacak Genel İdare Kurulu’na (GİK) götürerek, parti kararı haline getirecek.
Seçim yenilgisinin nedenlerine ilişkin “iç değerlendirme” süreci başlatan ve kendi deyişiyle “tefekkür sessizliğine” bürünen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu sessizliğini partisinin Olağan Kurultayı’ndan tam 2 ay sonra, 26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da, Büyük Taarruz’un yıldönümünde bozmuştu.
İktidar ve muhalefet partilerine yaptığı “Bu ittifak sistemi Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor. Gelin yerel seçimlere her birimiz ayrı girelim” çağrısı karşılık bulmayan Akşener, “her yerde seçime kendi adayları ile girecekmiş gibi hazırlandıklarını” ancak yerel işbirliklerine açık olacaklarını da söylemişti.
Akşener’in çıkışları siyasi kulislerde “ittifaka kapıları tamamen kapatmadığı, el yükseltme hamlesi” olarak yorumlanmıştı.
Ancak Akşener, gazeteci Fatih Altaylı’ya verdiği röportajda, ittifaklara tamamen kapıları kapattı.
Oysa CHP’de, “Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a karşı aday çıkarmaz” beklentisi hakimdi.
Afyonkarahisar’daki açıklamasının tersine, Akşener’in son açıklamasıyla seçim işbirliklerine tamamen kapıları kapatması da soru işaretlerine neden oldu.
İYİ Parti’de bu konuda birden fazla neden gösteriliyor ancak en önemli etkenin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “İstanbul ittifakını kurma”, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “rozetsiz aday olarak yola çıktığı” yönündeki açıklamalarından duyulan rahatsızlık olduğu ifade ediliyor.
İki belediye başkanının ve CHP’nin, Afyon’da verilen mesajları doğru okuyamadığı düşünülüyor:
“Akşener’in Afyonkarahisar’daki konuşması bir rest çekme, el yükseltme değildi. Oradaki mesajları doğru okuyamadılar. Genel Başkan, bazı yerlerde işbirliği olabilir derken, kastettiği aslında Ankara ve İstanbul’du.
“Ama sanki buna karşı bir hamle gibi iki belediye başkanı da adaylıklarını açıkladı. Bizimle istişare edilmedi, bir şey sorulmadı. Bir anlamda bize hareket alanı bırakmadılar ve ‘İYİ Parti zaten cepte’ diye düşündüler. Bu da Genel Başkan’ın hoşuna gitmedi.”
Akşener’in ittifaka tamamen kapıları kapatma kararını hızlandırmasına neden olarak; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ankara’da Mansur Yavaş’ın İYİ Parti’den aday olmasına dönük formüllere “CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerde CHP’li belediye başkanları vardır, devam eder. Bunun ortası olmaz. Her halükarda Ankara’da da İstanbul’da da dominant olan parti CHP’dir” açıklaması gösteriliyor.
İYİ Parti kurmaylarına göre Akşener’in “ittifaksız seçim” kararının en önemli nedenlerinden birisi, seçim ittifaklarının “kutuplaşmayı” daha da keskinleştirmesi ve kutuplaşmanın kazananının da iktidar partisi olması.
Ayrıca ittifakların muhalefetin oylarını büyütememesi, ittifaklar nedeniyle İYİ Parti kimliğinin ortaya konulamaması ve büyüyememesi, aday belirleme ve ittifak süreçlerinde CHP ile güven ilişkisinin zedelenmesinin de tek başına seçime girme kararında etkili belirtiliyor.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinde AKP’nin yüzde 7,5 oy kaybetmesine karşın, Cumhur İttifakı’nın oylarını havuzunda tutabildiğine dikkat çeken bir parti yöneticisi, “Ama bizde böyle bir durum olmadı. Diyelim ki CHP’den İYİ Parti’ye geçiş oldu, CHP’de hemen ‘İYİ Parti’ye karşı kaybediyoruz’ telaşı başlıyor. Halbuki aday CHP’den olacak ve bize gelen oy nihayetinde CHP’nin olacak ama CHP’nin bu stratejik bakışı yok” görüşünü dile getiriyor.
İYİ Parti’de Akşener’in son çıkışıyla, “belediye başkanlığı pazarlığında el yükselttiği dedikodularının da önünün kesildiği” düşünülüyor.
Meral Akşener, seçimlere tek başına girme kararını 13 Eylül’de toplanacak Genel İdare Kurulu’nun onayına sunacak. GİK’ten sürpriz karar çıkmayacağı belirtilirken, Akşener’in kararının parti kararı haline gelmesi bekleniyor.
Tek başına seçime girme kararıyla ilk aşamada yerel seçimlerde başarı sağlayarak “Refah Partisi’nin geçmişte ortaya koyduğu hizmet belediyeciliği” anlayışını yeniden canlandırma hedefi dile getirilirken, asıl hedefin 2028 seçimlerinde iktidar alternatifi haline gelmek olduğu belirtiliyor.
2018’den bu yana tüm seçimlere ittifakla girilmesine karşın muhalefetin toplam oyunun artmadığına dikkat çeken parti kurmayları, İYİ Parti’nin iktidar kanadından oy alabilmesi için de seçimlere tek başına girmesinin doğru bir tercih olduğuna işaret ediyorlar.
Partide bundan sonra izlenecek strateji ise şöyle özetleniyor:
“Birleşe birleşe kazanacağız iyi bir slogandı ama değişen sistem nedeniyle başarı sağlanamadı. Birleşe birleşe kazanamadık ama iktidara alternatif olabilmek için ayrışa ayrışa kazanma ihtimalimiz var.”
İYİ Parti’de GİK kararından sonra, yeniden ittifak masasına dönülmesi zor görülüyor. Ancak bunun tek istisnasının ittifak isteyen karşı tarafın, örneğin CHP’nin “fedakarlık yapması” olacağı ifade ediliyor:
“Diyelim ki CHP bizimle işbirliği yapmak istiyor. Neden hep bizim onların adayını desteklememiz gerekiyor? Belki bizim adayımız kazanacak. Madem seçim işbirliği istiyorlar, örneğin Ankara’da bizim adayımız lehine adaylarını çekebilirler.”
GİK toplantısından sonra İYİ Parti aday belirleme sürecini başlatacak. Akşener de GİK toplantısından sonra aday belirleme ve seçim çalışmaları için sahaya inecek.
Akşener’in tek başına seçime girme kararını, seçim takvimini de dikkate alarak erkenden kamuoyuna açıkladığı ifade ediliyor: