Kobani davasında Demirtaş savunma yaptı: Ahlak, erdem onlara ne oldu?

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 kişi Kobani davasında yargılanıyor. 31 Aralık’ta babası Tahir Demirtaş’ı kaybeden Selahattin Demirtaş dünkü duruşmada savunma yaptı. Babasının cenazesine katılmayan Demirtaş savunma yapacağını duyurmuş ve cezaevinden “Merak etme baba, yüreğimiz bu hücreden büyüktür. Hakkını helal et. Nasırlı emekçi ellerinden bin defa öpüyorum. Mekanın cennet olsun” mesajı yollamıştı.

Dün savunma yapan Demirtaş SEGBİS’le bağlandığı duruşmada sözlerine “Savunmamı okuma yazması olmadan alın teriyle 7 çocuk yetiştiren babama, Tahir ustaya ve bütün anne, babalara ithaf ediyorum” diyerek başladı.

Konuşmasının devamında Demirtaş, insanların siyasete güvenmediğini söyledi ve “Türkiye’de siyaset neden çöktü? Güç kimin elinde? Bizi hapiste tutan kimdir, hangi güçtür?” diye sordu. Davayı kumpas olarak niteleyen Demirtaş “Karmaşayı yaratan biz değiliz, ters yüz olanı, her şeyi yerli yerine oturtmaya çalışıyoruz. Öyle ki bu mücadele bizi demokrasi ve insan hakları uzmanı haline getirdi. Tabiri caizse yargılama süreci bilgeleştirdi bizi. Bir işe yarasın diye uğraşıyoruz. İnsanlar da toplumlar da devletler de olgunlaşma çağını yaşar, esas bilgeliğe o zaman ulaşırlar, ama çoğu zaman işe yaramaz. Çoğu zaman toplumlar da, bireyler de ergenlikten çıkmadan, haddini bilmeden ölürler. Hiç değilse biz bu dava nedeniyle ulaştığımız insan hakları, barış konusundaki bilgeliğimiz işe yarasın istiyoruz, o yüzden susmuyoruz, o yüzden inatla konuşmaya devam ediyoruz” dedi.

Davadaki konuşmalarının tarihe ve topluma olan borcu olduğunu söyleyen Demirtaş dünya genelinde 4 bin 200 farklı dini grubu olduğunu, bunların başka inanç ve mezhebin kötülüğünü vaaz etmediğini söyledi. “Halkımız anavatanımızda karnını doyurmak ve yaşamak istiyor. Türkler de bin yıl önce geldi. Onlar da karnını doyurmak ve yaşamlarını sürdürmek istiyor. Tıpkı Fransızlar, Almanlar Yahudiler, Aborjinler ve Afrikalılar gibi. Hepimiz karnımızı doyurmak ve neslimizi sürdürmek isteriz” diyen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herkes haklıdır, ama güçlü değildir. Doğada sadece güçlüler ayakta kalıyor. Hani kültür icat etmiştik; ona ne oldu? Ahlak, erdem onlara ne oldu? Kültüre göre haklı olan biziz. Sizin ve benim mensup olduğumuz devlet bizim anavatanımızı zorla işgal etmiş. Erdemlilik anlaşmasını bozan devlettir, burada suçlu aranacaksa o biz değiliz, biz bunun mağduruyuz. Bizim de hatalarımız oldu, o da doğrunun ve hakikatin peşinden gitmek gibi hatalardır. Erdemlilik sözleşmesini ihlal ederek binlerce yıllık bir arada yaşama akdini bozanlara karşı direnmemizdir. Bugün yargılamamızın nedeni budur.”

Dünyanın her yerinin sömürgeleştirildiğini söyleyen Demirtaş Erdemlilik Sözleşmesi’ni bozanların suçlu olduğunu belirtti. Cezaevlerindeki hırsızların ‘küçük’ olduğunu ifade eden Demirtaş onların karın doyurmak için çaldığını, ona ait olanı almak için yanlış yol seçtiğini söyledi. Hırsızlığı meşrulaştırmamakla beraber gerçek olanın bu olduğunu savunan Demirtaş “Dünyanın en büyük teröristleri emperyalistlerdir. Ben bu teröristi bırakmam diyenler emperyalistlerle sarmaş dolaş değil mi? Amerika’nın, İsrail’in yaptıklarını saymayalım. Sonra kameraların karşısına geçip masum halkı terörist olarak ilan ederler. G-20 katiller zirvesidir, BM öyledir. Netanyahu katildir, HAMAS katildir, ama Filistin halkı, İsrail halkı, Kürt halkı mazlumdur. Halkların diline kültürüne el koyandır katil olan, biz değiliz” dedi.

Demirtaş “Biz sadece halkımızın onurunu, kimliğini savunduk, kendi topraklarında insanca yaşama hakkını savunduk. Buradaki hangi Türk ve Kürt arkadaş kimin hakkına elkoydu. Devleti de yönetmedik. Gültan ablayı yolsuzlukla, Türkçe tabelaları belediyeden sökmekle suçlayabilir misiniz? Burada Türkçe konuşulamaz diye suçlayabilir misiniz? Hayır ben size binlerce böyle faşist belediye başkanı sayabilirim” diye konuştu.

Demirtaş savunmasına devam edecek: ‘Halkıma ve babama borcumu ödemek için’