Bir şampiyon kolay yetişmiyor: Kuzey Tunçelli
'Buz kraliçesi' kalabıyla bilinen Deniz Kayadelen 21 Ağustos’ta Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletindeki Hudson Nehri’ni 7 saat 58 dakikada yüzen en hızlı Türk kadın oldu.
Frankfurt’ta dünyaya gelen Deniz Kayadelen yüzmeye altı yaşında başladı. 11 yaşında İstanbul’a yerleşti. Bakırköy Ata Spor Kulübü’nde yüzmeye devam etti. İlerleyen yıllarda endüstri psikoloğu olan ve İsviçre’ye yerleşen 37 yaşındaki Deniz Kayadelen yüzmeyi hiç bırakmadı.
Türkiye’den ilk kadın olarak Güney Afrika’da büyük köpek balıklarının olduğu bölgede Nelson Mandela Adası’ndan Cape Town’a yüzdü. Daha sonra ilk Türk ekibi olarak Kuzey Kanalı’nı geçti. İki yıl önceyse yine Türkiye’den ilk kadın olarak Dünya Buz Şampiyonası’nda üç derecede yüzerek şu ana kadar beş kez kendi yaş klasmanımda Dünya Şampiyonu oldu. 500, 200, 100 ve 50 metre serbest ve kelebek yarışlarında Türkiye’yi temsil etti.
Yaptıkları nedeniyle ‘buz kraliçesi’ lakabını alan Kayadelen bir süre önce Nepal’deki Putha Hinchulli Dağı’nda 6400 metre yükseklikte üç dereceli sıcaklığında suda beş dakika yüzerek Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdırdı. Sporcu orada yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Küresel ısınma ile alakalı hem Afrika hem de Nepal’deki çocuklara bağış toplamak adına bir projeye imza attık. Güney Afrikalı bir ekip bu projeyi hazırladı. Beni arayarak bir kişilik daha yer olduğunu ve hazırlık için bir ay sürem olduğunu söylediler. Bir yüzücü olarak kendimi hazırlayıp 6 400 metreye çıktım. 15 gün boyunca çadırlarda uyuduk. Eksi 15 dereceleri gördük. Çok zorlu bir mücadeleydi. Ama o yükseklikte Türk bayrağını taşımak bana çok büyük bir gurur ve mutluluk verdi.”
Kayadelen dünyanın en prestijli üç yüzüşünden meydana gelen ‘üçlü taç’ı yapmak için 2023 temmuz ayında Manş’ı geçmeye karar verdi. Mücadele 15 saat 30 dakika sürdü. Su buz gibiydi. Çok zorlandı, 10 saatin sonunda bırakmayı düşündü. Tam o sırada Fransa’yı gördü, ancak bir anlık gelgitten dolayı kıyıyı görmez oldu. Yine de yılmadı. Kıyıya ulaştı. İlk aşamayı başardı. Manş’ı geçtikten sonra sırada Catalina Boğazı vardı. Orası köpekbalıklarının yoğun olduğu bir bölgeydi. Korkuyla başa çıkmak ve gece yüzmek onu zorladı. Saat 21.00’da yüzmeye başladı. Sekiz saat boyunca karanlıkta ay ışığı eşliğinde yüzdü. Mental olarak çok zorlandı. İkinci ayakta tamamlandı.
Deniz Kayadelen’in önünde ‘üçlü taç’ı tamamlamak için bir tek engel kalmıştı: Hudson Nehri. 21 Ağustos’ta suya girdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletindeki Hudson Nehri onun için ayrı bir zorluk barındıyordu. Su pisti, dip gözükmüyordu. Yüzerken su yutmamaya çalıştı. 7 saat 58 dakika ile 48 kilometreyi tamamlayarak Hudson Nehri parkurunda Türkiye kadınlar rekorunu kırdı. Kayadelen böylece Manş Denizi ve Catalina Kanalı’nın ardından Manhattan Adasını da yüzerek ‘triple crown’ (üçlü taç) denen üç ayaklı yüzüşü tamamladı. Yaşadıklarını da şöyle anlattı: “Yüzerken ilk saatler negatif düşünceler çok yoğun oluyor. 6-7 saat sonra zamanı unutuyorsunuz. Tamamen doğayla bütünleşiyorsunuz. 10. saatte artık pes etme duyguları başlıyor. Yüzüş için çok duygusal, inişli çıkışlı bir serüven diyebiliriz. Birincisi hedefe kitlenmek, ikincisi destek ekibi çok önemli. Pes ediyorum yapamıyorum dediğiniz an destek ekibinizin sizi motive etmesi, sizinle suya girmesi, size güç ve güven vermesi çok önemli. Pes ediyorum yapamıyorum dediğiniz an daha yüzde 60 enerjiniz var demektir. Buna inanın ve devam edin.”
Her zaman ilklere imza atmak istediğini belirten Kayadelen’in sıradaki hedefi Antartika’da yüzüp Türk bayrağını dalgalandırmak. 37 yaşındaki sporcu şöyle konuşuyor: “Triple Crown şu anda dünya çapında yüzen kişi sayısı 500’ü aşmamıştır. O yüzden triple crowna ulaşmak benim için çok büyük bir hedefti. ‘Ocean seven’ denen ‘7 okyanus’ var. Belki diğer etaplarını da yüzebilirim. Korku hissettiğiniz an o gelişim alanınızdır. Bahanelerin arkasına sığınmayalım. Çünkü hepimizin zorlukları var. Ne zaman zorluk gelse nasıl çözerim diye bakmanız lazım. Ve o çözüm bizim elimizde. Yüzde yüz istiyorsak başaramayacağımız hiçbir şey yok. Hayallerimizin peşinden gidelim.”