Faizi düşürülünce KKM 47 haftada 1,5 trilyon lira azaldı
Tasarruf paketi açıklandıktan sonraki iki ayda yatırım ve temsil giderleri ödeneklerinin sırasıyla %26.4 ve %27.3’ü harcanmış. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sözü mü geçmiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan kamu harcamalarının sıkılmasına izin mi vermiyor?
Merkez Bankası dün politika faizini yüzde 50’de sabit bırakırken sıkı para politikasının daha epey bir süre, yani enflasyonda öyle baz etkisiyle düşüş filan değil aylık veride belirgin gerileme gerçekleşene kadar sürdürüleceği mesajı verdi. Başkan Fatih Karahan da geçen hafta Bloomberg’e verdiği röportajda enflasyon beklentilerini anlamakta sadece Merkez Bankası’nın belirli şirketler arasında yaptığı “piyasa katılımcıları anketi”ne değil daha geniş şirketler kesiminin ve vatandaşın beklentilerine de bakmaya başladıklarını söylemişti. Halkın enflasyon beklentisi Merkez Bankası’nın anketine göre çok daha yüksek olduğu için Karahan’ın o açıklaması da “şahin” olarak değerlendirilmişti. Merkez Bankası’nın dünkü kararını ve Karahan’ın röportajını yan yana koyup baktığımızda Türkiye’de şu anda yeterince sıkı bir para politikası sürdürüldüğünü söylemek mümkün (Bununla birlikte 10Haber yazarı ve eski bankacı Şenol Babuşçu dün sosyal medyada Merkez Bankası’nın sanıldığı gibi kasımda, aralıkta değil gelecek ay faiz indirimlerine başlayacağını yazdı. Babuşçu’nun duyumu doğruysa her şey değişir tabii).
Enflasyonla mücadelenin temelde iki ayaklı bir süreç olduğunu, para politikasının maliye politikasıyla desteklenmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. Maliye politikası denen de devletin gelir ile gideri. Merkez Bankası para politikasını sıkıyorken devlet harcamaya, açık vermeye devam ediyorsa enflasyon hedefleri nasıl tutsun?
Ekonomi yönetimi bunu bildiği için harcamaları kısmak amacıyla mayısta kamuda tasarruf önlemleri açıklamıştı. Bu ay da gelirleri artırmak için de Meclis’e vergi paketi sundu. Önlem açıklamak ayrı iş, onu uygulamak ayrı iş. Kamuda tasarruf paketinde mal ve hizmet ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti yapılması, demirbaş alımlarının üç yıl süre ile durdurulması, temsil ve tanıtma giderlerinde yüzde 25 tasarrufa gidilmesi planlanmıştı. Eski Kamu Finansmanı Genel Müdürü, şimdinin TEPAV uzmanı Coşkun Cangöz’ün incelemesi tasarruf önlemlerinin lafta kaldığını gösteriyor. (https://yeniarayis.com/mcoskuncangoz/butcede-tasarruf-moduna-gecilmis-mi/)
Cangöz’ün verdiği bilgiye göre mal ve hizmet alımları bu yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 65.6 oranında artmış, yatırım giderlerindeki artış ise yüzde 115.1’e ulaşmış. Üstelik yılbaşından bu yana yatırım harcamalarının yüzde 46.7’si son iki ayda, yani tasarruf paketi açıklandıktan sonra yapılmış. Cangöz “Dolayısıyla yüzde 15 kesinti öngörülen yatırımların şimdilik pek hız kesmemiş olduğu anlaşılıyor” diyor.
Yüzde 25 kesintiye gidilmesi öngörülen temsil ve tanıtma giderlerindeki durum ise daha vahim. Tasarruf paketi açıklandıktan sonraki iki ayda bu iki kalemde toplam ödeneklerin sırasıyla yüzde 26.4 ve yüzde 27.3’ünün harcandığı görülüyor. Temsil ve tanıtım ödeneğinde yüzde 25 kesintiye gidilebilmesi için 1.85 milyar TL tutarındaki başlangıç ödeneğinin 1.38 milyar TL’ye düşmesi lazım. Oysa ilk altı ayda zaten 1.38 milyar liralık harcama yapılmış durumda. Yani yılın geri kalanında hiç tanıtım ve temsil harcaması yapılmaması lazım ki, kamu tasarruf paketindeki hedef tutsun.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın diğer bakanlıklara sözü mü geçmiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan kamu harcamalarının çok sıkılmasına izin mi vermiyor, devlete çeki düzen vermek kolay mı olmuyor, yoksa balık baştan mı kokuyor, bilmek güç. Ama gerçek ortada: Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası tamam, Mehmet Şimşek yönetimindeki maliye bacağı aksıyor.