Yaş 60, Ruh 20: Sexalescentes’lar geliyor!

Ekvatorlu araştırmacı Dr. Zumárraga, “sexalescencia” kavramını, 60 yaş ve üzeri bireylerin fiziksel yaşlanma sürecine rağmen gençlik enerjisini, merakını ve yaşam coşkusunu koruyan yaşam evresi olarak tanımlıyor. Bu bireyler hem teknolojik hem sosyal hem de zihinsel anlamda aktif yaşam sürüyor.

10 Haziran 2025
Sexalescencia, yaşlanmanın bir "çöküş" değil, ikinci bir ergenlik gibi yaşanabileceğini gösteriyor ve hatta kanıtlıyor.

Yaşlanma ve yaş alma hep bir “gerileme”, “çekilme” ve “yavaşlama” dönemi olarak görülüyor. Oysa dünya değişiyor, insanlar değişiyor. Ve beklentiler ve yaşam tarzları da farklılaşıyor… 60 yaş ve üzeri bireyler artık yalnızca torun bakan, emekli olup köşesine çekilen insanlar değil. Aksine seyahat eden, öğrenmeye devam eden, yeni hobiler edinen ve hatta ikinci kariyerlerine başlayan bireyler. Bu dönüşüme Dr. Manuel Posso Zumárraga’nın “sexalescencia” kavramı ışık tutuyor.

Peki Sexalescencia nedir?

Ekvatorlu araştırmacı Dr. Manuel Posso Zumárraga, “sexalescencia” kavramını, 60 yaş ve üzeri bireylerin fiziksel yaşlanma sürecine rağmen gençlik enerjisini, merakını ve yaşam coşkusunu koruyan bir yaşam evresi olarak tanımlıyor. Bu bireyler hem teknolojik hem sosyal hem de zihinsel anlamda aktif bir yaşam sürüyor.

“Sexalescentes” olarak tanımlanan bu bireyler:

  • Yaşlarına rağmen genç görünmeyi ve hissetmeyi önemserler.
  • Spor yapar, sağlıklı beslenir, bedenlerine iyi bakarlar.
  • İyi görünmek onlar için önemlidir.
  • Yeni şeyler öğrenmeye isteklidirler.
  • Sosyal medyayı kullanır, internetten alışveriş yapar, dijital araçlara hâkimdirler.
  • Seyahat eder, toplumsal ve kültürel etkinliklere katılır, yeni insanlar tanımaktan çekinmezler.
  • Yeni deneyimler kazanmaktan haz duyar.
  • Aşkı, tutkuyu, ilişkileri hayatlarının dışında tutmazlar.
  • Yaşama arzu ile bağlıdırlar.
  • Kendilerini “yaşlı” olarak tanımlamaktan kaçınır ve yaşlılıkla ilişkilendirilen kalıpları reddederler.

“Sexalescencia”, demografik değişimlerin ve yaşlanmanın toplumsal algısını sorgular. Bu kavram, yaşlılık döneminin sadece fiziksel bir gerileme değil, aynı zamanda bireysel gelişim, öğrenme ve toplumsal katkı için bir fırsat olduğunu vurgular. Bu paralelde Sexalescencia kavramının toplumsal etkisine bakacak olursak, bu kavram, sadece bireysel bir yaşam tarzını değil; aynı zamanda yaşlılık algısında devrim niteliğinde bir değişimi ifade ediyor diyebiliriz. Sexalescencia, yaşlanmanın bir “çöküş” değil, ikinci bir ergenlik gibi yaşanabileceğini gösteriyor ve hatta kanıtlıyor.

Peki neden bu kavramı konuşmalıyız?

Türkiye’de yaşlı nüfus giderek artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “İstatistiklerle Yaşlılar” çalışmasına göre 1935 yılında Türkiye’deki 65 yaş ve üzeri nüfus oranı %3,9 iken, 2023 yılında bu oran %10,2 yükseldi. TÜİK’in projeksiyonlarına göre, 2030 yılında ise Türkiye’deki 65 yaş ve üzeri nüfus oranının %12,9 olması bekleniyor.  Bu artan nüfusa rağmen yaşlı bireyler; pasif, sessiz, kenara çekilmesi gereken figürler olarak görülüyor. Sexalescencia, bu algıya meydan okuyor. Ve bunu sadece birey gözünden değil, bireylerin dışında toplum ve medya gözünden de bakarak, bu değişimin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.

Pasif ve sessiz kalmaması gereken Sexalescentes’ler için dünya umudunu kesmemiş görünüyor. İşte bazı örnekler…

  • İspanya/”Gri Girişimciler”: İspanya’da, 55 yaş ve üzeri bireyleri start up kurmaya teşvik eden “Gri Girişimciler” topluluğu yaşlı bireylerin girişimcilik becerilerini geliştirmelerine ve yeni iş fırsatları yaratmalarına yardımcı olmakta.
  • Polonya/ “Mature Entrepreneurship” Projesi: Bu proje, 50 yaş ve üzeri bireyler için girişimcilik öncesi inkübasyon programları düzenleyerek, iş kurma süreçleri hakkında eğitimler vererek, ilgili grubun yeni iş fırsatları yaratmalarına yardımcı olmakta.
  • ABD/ Blissen Dijital Girişimcilik Kampı: 50 yaş ve üzeri bireyler için üç aylık sanal bir program sunmakta. Bu program, katılımcılara iş kurma süreçlerini öğretirken, aynı zamanda yaşlı bireylerin deneyim ve bilgilerini topluma kazandırmayı hedeflemekte.

Siz nasıl bir 60’lı olmayı hayal ediyorsunuz?

Sexalescencia, yaş almayı bir yük değil, bir fırsat olarak görenlerin manifestosu. Ve bu manifesto, sadece yaşlılar için değil; gençlerin de nasıl yaş almak istediklerine dair güçlü bir ilham kaynağı. Ve Sexalescencia, yaşlanmanın geleceğine dair dünyaya umut dolu bir pencere açıyor.

Belki de yaş, gerçekten sadece bir sayıdan ibaret. Asıl önemli olan yaşamı nasıl yaşadığımız ve algıladığımız olmasın?

Feza Turunçoğlu Kimdir?

Feza Turunçoğlu, Türkiye’de marka, pazarlama ve reklam sektöründe uzun yıllarını geçirmiş deneyimli bir profesyoneldir. Marka yaratma, spor pazarlaması, marka yönetimi ve iletişim konularında derin bilgi birikimine sahiptir.
Reklam ajanslarında yönetim ekibinde çalışmış, yürütme kurullarında yer almış, ülke için önemli birçok markanın büyüme süreçlerine katkıda bulunan ekipleri yönetmiştir.
Feza Turunçoğlu’nun kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve sektördeki bilgisi, markaların stratejik iletişimini yönetme yeteneği ve kriz dönemlerinde markaların nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşleri sektörde önemli bir referans niteliği taşır.
Bu dönemde; finanstan otomotive, gıdadan içecek markalarına, kamu projelerinden kişisel bakıma Türkiye’nin en önemli ve büyük bütçeli markaları ile çalışma, stratejilerinde söz sahibi olma ve değer yaratma şansı yakalamıştır.
Daha sonra Türkiye’nin bilinirliği ülke dışına da taşan ve ülkenin en değerli markalarından biri olan Vestel’de 10 sene boyunca Vestel Pazarlama iletişimi ve Perakende Pazarlama Liderliği yaparak; pazarlama iletişimi ve sponsorlukların yanı sıra, markanın stratejisi ve bütçe yönetiminde de söz sahibi oldu.
Vestel döneminde en sevdiği işlerinden biri “Biz Voleybol Ülkesiyiz” stratejisinin oluşturulması ve hayata geçişinde üstlendiği rolü oldu. ‘Biz Voleybol Ülkesiyiz’ iletişimi ile marka, hem tüketicinin gönlünü kazanırken hem de sayısız ödül kazandı.
Türkiye’de ‘Spor Pazarlaması’ denince, akla ilk gelen isimlerden.
Feza kendisini; reklam, pazarlama ve iletişim stratejisi alanlarında 30 yıllık deneyimi ile “ marka danışmanı” olarak tanımlıyor.
Vestel sonrası, bağımsız marka danışmanı olarak farklı projelerde ‘sevdiği ve inandığı’ markalara katkı sağlamaya keyifle devam ediyor.
Ve halen en çok voleybol izlemeyi seviyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.